Buradasınız
Umudun Şiirleri
Yazılı tarih, aynı zamanda sınıflar arası mücadelenin de tarihidir. Ezilen ve sömürülen emekçilerin, ezen egemen sınıflara karşı verdiği mücadelelerle doludur tarih. İşçi sınıfının da geçmişi mücadelelerle doludur. Hep daha iyiyi, daha güzeli düşleyerek, umut ederek ayağa kalktık, sömürücü iktidarları yıktık, yenildik ve yine ayağa kalktık. Yoksulluktan, savaşlardan, bizi bitirip tüketen kölece çalışma koşullarından kurtulmak istedik. Kimsenin kimseyi sömürmediği, savaşların olmadığı, sevdiklerimizle birlikte mutlu bir yaşam düşledik. Bizi ezenlerin baskısı altında karanlık yıllar geçirdik. Yine de umut, zamanı gelince filizlenmeyi bekleyen bir tohum gibi hep saklı kaldı yüreklerde. O yüzden en karanlık dönemlerde dahi direnenler, mücadele edenler hep oldu. Umut tohumu kimi zaman devrimlerle yeşerdi. En çaresiz, en karamsar anlarda bile umut kaybolmaz. O umuttur çünkü yarını kurma gücü veren. O umuttur gelecek güzel günler için mücadele etme isteği veren. Kimi zaman şarkılarda, türkülerde dile geldi umut, kimi zaman şiirlerde. Dünyanın her yerinde mücadele ve umut türküleri, şiirleri yazıldı. Direnç şiirleri, mücadele şiirleri, umut şiirleri yüreklerde iz bıraktı, yaralara merhem oldu. Hasan Hüseyin şiirin yüreklerdeki yerini şöyle anlatır dizelerinde:
göz gözü görmez olmuş
tek bir ışık bile yok
yürek bir yaralı şahindir
döner boşlukta
belki bir şiir
bir şiir kırıntısı
çalar kapımızı umutsuz karanlıkta
yoklar yüreğimizi
eğilir yaramıza
dağıtır korkumuzu...
Karanlık toplumsal dönemleri tasvir eden sosyalist şairler, hep aydınlığa çıkma umudunu dile getirdiler şiirlerinde. Bertolt Brecht, Pablo Neruda, Nâzım Hikmet, Hasan Hüseyin, Adnan Yücel, Ahmet Arif ve daha niceleri… Onlar işçi sınıfının, emekçilerin vicdanı oldular; daha güzel bir dünya için yüreğini ortaya koyanların, acılara, baskılara göğüs gerenlerin sesi oldular.
Meselâ Nazım Hikmet, İkinci Dünya Savaşında bombalar altında ölümleri, açlıktan kırılmayı, faşizmin acımasızlığını, işkencelerini anlattığı şiirine Umut adını vermiştir! Yüreklere bir hançer gibi saplanan acımasızlığı çok çarpıcı bir şekilde dile getirdiği şiirinin sonunda “Hiç umut yok mu?” diye sorar ve şöyle bitirir şiirini: “Umut insanda!”
Nazım Hikmet dünyanın değişeceğine, kara günlerin bir gün geride kalacağına hep umutla bakmıştır. Çünkü toplumun değiştirilebilir olduğunu bilmektedir. Sömürüyü ve savaşı ancak işçi sınıfı değiştirebilir. İşte bu yüzden şöyle der:
Türkiye işçi sınıfına selâm!
Selâm yaratana!
Tohumların tohumuna, serpilip gelişene selâm!
Bütün yemişler dallarınızdadır.
Beklenen günler, güzel günlerimiz ellerinizdedir,
haklı günler, büyük günler,
gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan,
ekmek, gül ve hürriyet günleri.
Alman şair Bertolt Brecht yaşamında iki büyük dünya savaşı gördü. Hitler faşizminin hedefi haline geldi. Savaşın yarattığı yıkımı, acıları, ölümleri görmesine rağmen umudunu hiçbir zaman yitirmedi. Savaşı ancak bütün dünyanın emekçilerinin birleşerek durdurabileceği inancını şiirlerinde dile getirdi:
Sizsiniz uluslar, kaderi dünyanın.
Bilin kuvvetinizi.
Bir tabiat kanunu değildir savaş,
Barışsa bir armağan gibi verilmez
insana:
Savaşa karşı
Barış için
Katillerin önüne dikilmek gerek,
“Hayır yaşayacağız!” demek için
İndirin yumruğunuzu suratlarına!
Böylece mümkün olacak savaşı önlemek.
Türkiye’de iktidar sahipleri 12 Eylül 1980’de kanlı, faşist bir askeri darbe yaptılar. Binlerce mücadeleci işçi işten atıldı, kara listelere alındı. Sendikalar kapatıldı, grevler yasaklandı. Sosyalistler tutuklandı, işkence gördü. Bu darbeyle egemenler, o zaman için işçi sınıfının mücadelesini ezmeyi başardılar. Peki ya yeniden ayağa kalkılacak günler için gerekli olan umudu ve inancı? İşte bunu başaramadılar ve yüreklerde saklı kalan, yarınlar için direnme umudu şiirlerde dile geldi:
Saraylar saltanatlar çöker
Kan susar bir gün
Zulüm biter.
Menekşeler de açılır üstümüzde
Leylaklar da güler.
Bugünlerden geriye,
Bir yarına gidenler kalır
Bir de yarınlar için direnenler...
Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek şiirinde Adnan Yücel, ezenlerin egemenliğinin elbet biteceğini, direnenlerinse hiç tükenmeyeceğini böyle anlatıyordu. Darbeden sonra yaşanan karanlığa bakıp umudunu yitirenler de vardı elbet. Aynı şiirinde onlara da sesleniyordu Adnan Yücel:
Ey her şey bitti diyenler
Korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler
Ne kırlarda direnen çiçekler
Ne kentlerde devleşen öfkeler
Henüz elveda demediler
Bitmedi daha sürüyor o kavga
Ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek.
1980 darbesinin karanlığına, yaşattığı acılara karşın aydınlık yarınların mutlaka geleceği inancını Elif Çağlı, Yarın şiirinde şöyle dile getirir:
Kuşkusuz bu gece sonsuza dek uzamaz
Bir yerde biter, bitmelidir
Acılar bir ömür sürmez
Bir gün sevinçle değişmelidir
Bu denli kahırla yüklendiysek
Kuşkusuz hep böyle gidecek değildir
Hayır, böyle olmaz bir ömür boyu
Yarın gelecek gelmelidir!
Yarın...
Şu gece
Şu kahır
Kadar gerçek
Şu buhar damlası kadar hayal
Şu koca dağlar kadar ırak
Ve şu katı toprak kadar yakın
Bugünden farklı bir gün
Yarın...
Ne gece
Ne kahır
Ondan güçlü değildir
Hayır!
Sömürü düzeni var oldukça ona karşı mücadele de olacak. Hiçbir sömürü düzeni sonsuza kadar ayakta kalamaz. Kendileri için, çocukları için mutlu bir gelecek özlemi duyan emekçiler, her seferinde ayağa kalkacaklar. O yüzden bize umutsuzluk yaraşmaz.
Suriyeliler de Bizim Sınıf Kardeşimiz
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 198. Sayı Çıktı!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
Son Eklenenler
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...
- Gün geçmiyor ki her gün bir öncekine rahmet okutacak, canımızı yakan bir olay olmasın. Sistemin iyice çürümesi ve tarifsiz bir bataklığa dönmesiyle birlikte, bu çürümüşlük toplumda derin yaralar açıyor. Bunun sonuçlarından bir yenisi de İzmir’de...
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...