Metal İşçileri TİS’i Tartışıyor
Metal sektöründe toplu iş sözleşmesi görüşmeleri devam ediyor. Bu nedenle Birleşik Metal-İş Gebze şubesi, 7 Eylülde, bir düğün salonunda üyelerini bilgilendirme toplantısı düzenledi. Toplantıya 143 işçi katıldı.
Toplantı Birleşik Metal-İş Gebze şube başkanı Erdoğan Özer’in konuşmasıyla başladı. MESS ile yapılan görüşmelerin yavaş ilerlediğini söyleyen Özer, işçileri çetin bir mücadelenin beklediğini belirtti. MESS ile yapılan toplantılara Birleşik Metal-İş adına katılan Mehmet Beşeli de görüşmeler hakkında bilgi verdi. MESS’in ve Birleşik Metal-İş’in taleplerinden bahseden Beşeli konuşmasına şöyle devam etti: “Şunu biliyoruz ki şartlarımız kabul edilse bile sömürü ortadan kalkmayacak, sadece frenlenecektir. Neler istiyoruza gelince, işçilere adil bir zam, düşük ücretli işçilere iyileştirme ve sosyal hakların korunmasını istiyoruz. Esneklik yasasına karşıyız. Enflasyon zammının gerçeği yansıtmadığına, bu nedenle de zammın ölçüsü olamayacağına inanıyoruz. Ancak MESS bu konularda süreci uzatmaya çalışıyor ve bu sözleşme döneminde esnek çalışma ile ilgili yoğun bir çaba içinde.”
Mehmet Beşeli, Türk-Metal sendikası başkanının ART televizyonunda, MESS’ten talep gelirse esnek çalışmayla ilgili gerekli düzenlemeleri yapacaklarını açıkladığına değinerek, bu tutumu eleştirdi.
Daha sonra sözü Birleşik Metal-İş genel sekreteri Selçuk Göktaş aldı. Göktaş, “Geçmişten dersler çıkardığımız için bu TİS sürecine Mart ayında başladık, bu mücadeleyi kazanabilmemizin yolu birlikte hareket etmekten geçiyor. Bizler bu mücadelenin 100 bin işçiyi kapsadığını bilerek hareket ediyoruz, sizler de boş durmamalısınız. Türk-Metal’in tabanına dönük çalışmalar yapmalıyız, onlara süreci anlatmalıyız” diyerek konuşmasını bitirdi.
Ardından salonda bulunan katılımcılar söz alarak TİS sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundular.
Bosal temsilcisi bir işçi düşüncelerini şöyle dile getirdi: “Biz Bosal işçisi olarak 260 kişiyle mücadeleye hazırız. Bizler mücadelemizi fabrikalarımıza dönük yapmalıyız. Bu kapsamda birçok eylem yapılabilir, iş bırakma, iş yavaşlatma gibi. Bugün yaşanan işten atılmaların TİS süreciyle ilgili olduğunu düşünüyorum.”
Yücel Boru temsilcisi bir işçi, “Şöyle bakıyorum da toplantıdan herkes sıkılmış, oysa böyle yaparsak kazanamayız. Oysa bugün üretimde çalışıyor olsaydık gayet verimli de çalışırdık. Ama burada sıkılıyoruz nedense. Tüm yaşanan süreci tabana anlatmalıyız, onları da mücadeleye katmalıyız. Yapılacak eylemlerin hepsi bir işe yarayacaktır, ama bence kamuoyuna dönük eylemler daha ses getirecektir” dedi.
Sarkuysan’dan bir işçi şunları söyledi: “Biz ne yapmalıyız diye düşünüyorum da bunun iki yönü var. İlk önce kendimiz için daha sonra Türk-Metal’in tabanına dönük ne yaparız? Mevzu kürsüde konuşmak değil, finali getirmektir. Tabandaki işçiler temsilcileri rahat bırakmamalı, onları sürekli çalışmaya sevk etmeli.”
Çayırova Boru’dan bir işçi arkadaş ise daha çok işçiyi aktive etmek gerektiğini dile getirdi: “İşçilerin sendikaya olan korkularını sosyal etkinlikleri çoğaltarak yok edebiliriz. İşte o zaman burada daha kalabalık olabilirdik.”
Akkardan’dan bir işçi, “Sözleşme dönemlerinde yüksek ücretli arkadaşlar %10 zammı görünce susuyorlar. Oysa düşük ücretli arkadaşları için destek sunmalılar. Eğer bir grev kararı alınıyorsa bu uygulanmalı” dedi.
Akkardan’dan bir başka işçi, “Herkes tabanı eleştiriyor, peki yönetim ne yapıyor. Biz birlikte hareket etmedikçe kazanamayız. Tam savaşa girerken her seferinde geri çekiliyoruz, böyle olmamalı” dedi.
Sarkuysan’dan bir işçi ise, 21 yıllık işçi olduğunu dile getirerek, sözleşme sürecine girerken çok umutlu olduğundan bahsetti: “Şimdi şöyle düşünüyorum; bu konuya önce yönetim inanmalı, sonra temsilciler inanmalı, daha sonra da işçiler inanmalı. Şunu bilmeliyiz ki işçiler olmadan hiçbir şey olmaz. Eğer hazırlık yaparak iş yaparsak başarabiliriz.”
Toplantı esnasında “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Direne direne kazanacağız” sloganları hep bir ağızdan haykırıldı.
Metal sektöründe devam eden TİS görüşmeleri on binlerce işçiyi çok yakından ilgilendiriyor. Ne var ki sendikalı işçilerin büyük bir kısmı süreçten habersiz durumda. Sendikalı oldukları halde gerçekte örgütsüz olan binlerce işçi, görüşme sürecinin tümüyle dışına itilmiş bulunuyor. Oysa toplu sözleşme görüşmelerinin kazanımla sonuçlanması, işçilerin birlik olmaktan gelen güçlerini hem patronlara hem de sendikacılara her an hissettirmelerinden geçiyor. Bu yüzden bilinçli ve öncü işçilere düşen en büyük görev, her bir fabrikada işçilerin taban örgütlülüklerinin güçlendirilmesi ve buna dayanarak örgütlü bir güç olarak mücadeleye atılmalarının sağlanmasıdır.
Son Eklenenler
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...
- UİD-DER’e gelmeden önce de bu dünyada olup bitenlere karşı öfkeliydim. Bir şeyler yapmak istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Yani öfkemi doğru yerekanalize edebilmiş değildim. UİD-DER sayesinde kapitalist bir sistemde yaşadığımızı ve tüm...
- 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye işçilerine yönelik işten atma ve ücret gaspı saldırıları devam ediyor. İşten atılan işçiler işe iade talebiyle direnişe başlarken ücretleri gasp edilen, düşük ücret dayatılan işçiler de çeşitli eylemlerle hak...
- Sokak köpeklerinin katledilmesinin önünü açan yasa geçtiğimiz günlerde AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçti. Yasa hazırlanırken ve oylanırken yaşananlara baktığımızda nasıl bir düzende yaşadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yasa gündeme...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen deprem bölgelerinde barınma sorunu bile çözülmüş değil. Depremden sonra TOKİ, 18 ilde 674 bin 238 konut yapılmasını hedeflediğini açıklamıştı. Şimdiye kadar teslim edilen konut sayısı...
- İkinci Dünya Savaşının son aylarında ABD’nin Hiroşima’ya atom bombası atması ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olması insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak acıyla hatırlanmaya devam ediyor. Bu büyük katliamın 79. yıldönümü olan...
- 28 Temmuz 1914’te dünyanın o güne kadar gördüğü en kanlı savaş başladı. Tam dört yıl süren ve 20 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının yaralanmasına ve sakatlanmasına, kentlerin yakılıp yıkılmasına yol açan bu savaş tarihe Birinci Dünya Savaşı...
- İspanya’da bir duvarda şöyle yazıyor: “El que nos roba es de aqui y rico no inmigrante y pobre.” Yani “Bizi soyanlar göçmen ve yoksul değil, buralı ve zengin.” Bu kısacık bir duvar yazısı içinde bulunduğumuz durumu çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor...