Mülteci/Göçmen İşçiler ve İş Kazaları
Ankara’dan İSG uzmanı işçiler
Türkiye’de iş cinayetleri azalmak bir yana her gün artmaya devam ediyor. İş cinayetlerinin kurbanları arasında mülteci/göçmen işçiler de var. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre 2018 yılında 108 mülteci/göçmen işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.
Ankara Altındağ Mobilyacılar Sitesi’nde 17 Ocak’ta 4 katlı bir binada çıkan yangında 5 Suriyeli işçi yaşamını yitirdi. İhmallerin çok büyük olduğu bu yangında 8 işçi de yaralandı. Ankara İSİG Meclisi 27 Martta yayınladığı “Ankara’da Mülteci/Göçmen İşçiler” raporunda mülteci/göçmen işçilerin yaşam ve çalışma alanlarında karşılaştıkları sorunlara dikkat çekmişti. Ardından 29 Mart’ta yine Altındağ’da bir sanayi sitesinde atık kâğıt toplayıcısı 5 Afgan işçi, 3 katlı bir binada çıkan yangında yaşamını yitirdi.
Ankara İSİG meclisinin yayınladığı raporda şu hususlar belirtiliyor; Ankara’da mülteci/göçmen işgücünün en yoğun biçimde istihdam edildiği çalışma yerlerinden biri Siteler, diğeri Ostim Organize Sanayi bölgesidir. Küçük işletmelerin, atölyelerin bulunduğu bölgenin çoğu binalarında yangın merdivenlerinin olmadığı, kimyasal maddelerle yapılan çalışmalarda yeterli havalandırma sisteminin bulunmadığı tespit edilmiştir. Yangın algılama-söndürme ve duman tahliye sistemi olmadığı halde bu binalarda çalışma izni verilmektedir. 17 Ocakta 5 Suriyelinin yaşamını yitirdiği yangının çıktığı işyeri, binaların yangından korunması hakkında yönetmelik gereğince yüksek tehlike sınıfında yer alıyor. 25 kişiden fazla çalışanın olduğu binada en az 2 çıkış olması gerekiyor. Binanın yangın merdiveni olmadığını işyerinin A sınıfı iş güvenliği uzmanı belirtiyor. Dolayısıyla yangın merdivenlerinin olmadığı projede görünmüyor ve yapılan denetlemelerde de binalardaki birçok eksiklik görmezden geliniyor. Bu koşullar altında çalışmaya izin verilerek göz göre göre iş kazalarının önü açılıyor. Çoğunlukla ceza verilmiyor. İşverene cezalar verilse bile işveren kesilen cezaları işçinin ücretinden çıkarıyor.
Mülteci/göçmen işçilerin en yaygın biçimde yaptıkları işler; mobilya imalatı, makine imalathanelerindeki vasıfsız işler, mülteci/göçmen mahallelerinde esnaflık ve sokak satıcılığı. Özellikle çocuk emeği bakımından atık kâğıt vb. toplayıcılığı da en yaygın işler arasında.
İşçilerin sağlıklı yaşamak ve can güvenliklerini sağlamak için ulaşım, barınma ve beslenme hakları vazgeçilmezdir. Ancak mülteci/göçmen işçiler sağlıklı koşullarda yaşayamıyor. Sağlık ve sosyal güvenceleri olmadan, kaçak olarak, ucuza ve çoğunlukla haftalık izinsiz çalıştırılıyorlar. Yoğun ve stresli çalışma ise iş kazalarının artmasına yol açıyor. Çalışma izni olmayan göçmen işçilerin güvencesiz ve ucuz işgücü olarak çalışmasına ise göz yumuluyor. Mülteci/göçmen işçilerin aldıkları ücretler yaşları, tecrübeleri ve ustalıklarına göre haftalık 200 liradan başlıyor, küçük bir azınlığın ücretleri ancak 600 liraya çıkabiliyor. Okulda olması gereken çocuklar ise ailelerinin aldığı ücretler yetmediği için küçük yaşlarda çalışmaya başlıyorlar. Çocuk işçilerde ücretler, atık toplama gibi işlerde günlük 20 lira, mobilya atölyelerinde ise haftalık 200-250 lira arasında değişiyor. Patronlar daha fazla kâr sağlamak için sigortasız ve daha düşük ücretlerde çalışmak zorunda kalan mülteci/göçmen işçileri tercih ediyor. Bu da Türkiyeli işçiler ile mülteci/göçmen işçileri bir rekabet ortamında karşı karşıya getiriyor.
Mülteci/göçmen işçilerin belini büken bir diğer sorun ise barınma. Ankara’da Suriyelilerin yoğun yaşadığı Altındağ’da Önder Mahallesi, Mamak’ta Hüseyingazi Mahallesi ve Solfasol gibi yerlerde kiralar arttı. Artan kira fiyatlarıyla işçilerin emekçilerin barınma koşulları zorlaşmakta. Düşük ücretlere çalışan mülteci/göçmen işçiler kira ücretlerini ödeyemedikleri için çalıştıkları işyerlerinde uygun olmayan ortamlarda barınmak zorunda kalıyor. 29 Martta yangın sırasında yaşamını yitiren atık kağıt toplayıcısı Afgan işçi kardeşlerimiz de hem barınma alanı hem de kağıt deposu olarak kullandıkları terk edilmiş binada kötü koşullarda yaşamaya çalışıyorlardı.
Ekonomik kriz, mülteci/göçmen işçilerin yaşamını daha da çekilmez hale getiriyor. Daha düşük, daha güvencesiz ve daha tehlikeli işlerde çalışmak zorunda kalıyorlar. Ucuz işgücü olarak göçmen işçileri tercih eden patronlar işyerlerinde alınması gereken önlemler konusunda da daha vurdumduymaz davranıyorlar. Gerekli iş güvenliği önlemlerini almayarak çok sayıda mülteci işçinin ölümüne neden oluyor.
İş kazalarında ölen mülteci işçilerin çoğunu savaş cehenneminden kaçıp gelen Afgan ve Suriyeli işçiler oluşturuyor. Gözlerini kâr hırsı bürümüş patronlar Türk, Suriyeli, Afgan demeden işçilerin canını hiçe sayıyor. Patronlar kârlarına kâr katarken bizleri de kutuplaştırıyor, düşük ücretlerle, işsizlikle korkutarak bizleri birbirimize düşürüyorlar. Mülteci/göçmen düşmanlığını körüklüyorlar. Ancak işçiler olarak dilimiz, dinimiz, ırkımız ne olursa olsun aynı sorunları yaşıyoruz. İşçi sınıfını kutuplaştırmaya çalışan kapitalistlerin oyununa gelmemeli ve ellerimizi kenetlemeliyiz. Dünyanın bütün işçilerini sömüren kapitalist sistem ancak işçilerin birlikte mücadelesi ile yıkılır.
Borç Zengini
Son Eklenenler
- Türkiye’de emekçiler, büyüyen yoksullaşma dalgasının altında ayakta kalma mücadelesi veriyor. Bu mücadeleyi tek başına veremeyeceğinin farkına varan işçiler, birlikte mücadele etmenin yollarını arıyorlar. Çalışma koşullarını iyileştirmek ve...
- Güney Kore’de devlet başkanı Yoon Suk Yeol’un sıkıyönetim ilan etme girişiminin ardından kitlesel protestolar devam ediyor. Güney Kore’deki sendikaların, siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin çağrısıyla on binlerce kişi başkent Seul başta...
- İşçi Dayanışması Nisan 2008’de yola çıktığında tüm dünyada sarsıcı bir ekonomik kriz yaşanıyordu. Sermaye sınıfının hizmetindeki iktidarlar, krizin bedelini işçi sınıfına ödetmek için en yıkıcı politikaları hayata geçiriyorlardı. Aradan geçen...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 9 Aralıkta İstanbul Taxim Hill Otel’de düzenlediği basın açıklamasıyla DİSK Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan Asgari Ücret Araştırması Raporu’nu ve DİSK’in asgari ücret taleplerini açıkladı.
- 8 Aralık Pazar Günü, İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla binlerce işçi ve emekçi hayat pahalılığına, düşük ücretlere, vergi soygununa, kayyımlara, baskılara hayır demek için Kartal’da bir araya geldi. Mitingde DİSK ve KESK’e bağlı...
- Bizler çeşitli sektörlerde çalışan kadın işçileriz. Öncelikle İşçi Dayanışması bültenimizin 200. sayısını heyecanla bekliyoruz. Bültenimiz bundan 16 yıl önce, 2008 Nisanında çıktı ve ilk iş olarak mücadeleci işçi ve emekçileri 1 Mayıs’ta UİD-DER’le...
- Sevgili işçi kardeşlerim. Geçtiğimiz günlerde bir kez daha Engelliler Gününde engellilerin yaşamının nasıl eziyete dönüştürüldüğüne tanık olduk. Engelliler sokağa çıkıp “engelsiz yaşam istiyoruz” diye haykırıyorlar. Engellilerin ortak talebi...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında Tekgıda-İş Sendikasında örgütlendikleri için işten atılan 146 işçi 140 gündür sendika hakkı ve işe iade talebiyle mücadele ediyor. Polonez işçileri seslerini duyurmak için aylardır çeşitli eylemler...
- TEKSİF Sendikası, Bolu Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren Gezer Terlik Tekstil fabrikası önünde 5 Aralıkta basın açıklaması yaparak işverenin sendika düşmanı tutumunu ve işten atmaları protesto etti. İstanbul Finans Merkezi Merkez Bankası...
- Barınma ihtiyacı, tarih boyunca insanın en temel ihtiyaçlarından biri olmuştur. Tarihin ilk dönemlerinde bizi yırtıcılardan ve olumsuz hava koşullarından koruyan barınma alanlarımız zamanla gelişerek ailemizle paylaştığımız bugünkü evler haline...
- Çocukluğumuzda, gençliğimizde “çok çalış sınavda başarılı ol, işsiz kalmayacağın bir bölümde oku” telkinlerini, işe başladıktan sonra “çok çalış maaşın artsın, daha iyi bir bölüme geç” sözlerini sıkça duymuşuzdur. Elbette hepimiz iyi bir gelecek...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki Ağaç AŞ’de çalışan DİSK/Birleşik Tarım Orman İşçileri Sendikası (BTO-Sen) üyesi işçiler, 5 gün çalışma 2 gün izin haklarının gasp edilmesine karşı işyerlerinde oturma eylemine başladı. İstanbul Silivri’de...
- Almanya’da on binlerce işçinin çalıştığı otomobil üreticisi Volkswagen’de (VW) işçiler 2 Aralık Pazartesi günü uyarı grevleri yaparak taleplerini ve şirketin kitlesel işten çıkarma planlarını protesto etti. IG Metal sendikasında örgütlü yaklaşık 100...