Buradasınız
Bekleyin Ekim tekrar gelecek!
9 Kasım 2020 - 01:30
İşçi sınıfının önderi Lenin, Rusya’daki 1905 Devrimi yenildiğinde şöyle demişti: “Bekleyin, 1905 tekrar gelecek!” Ve geldi de. Hem de onu çok çok aşarak… Ekim Devrimi yalnız kaldığı için uzun süre yaşayamadı. Stalinist rejimin ise işçi iktidarıyla uzaktan yakından ilgisi olmadı. Sömürücü sınıfın sözcüleri ve düşünürleri, SSCB çökünce sosyalizm çöktü dediler. Bu su katılmamış bir yalandı.
Bugün kapitalist sömürü düzeni tarihinde eşi benzeri olmadık bir krizle sarsılıyor. Çünkü bu sistem yaşlanmış, çürümüş ve tarihsel ömrünü doldurmuştur. İnsanlığın önündeki sorunlar giderek büyüyor. Milyarlarca insan işsiz, aç ve yoksul; kapitalist sömürü düzeni hızla doğayı tahrip ediyor; salgın hastalıklar yüz binlerce insanın canını alıyor; emperyalist savaş milyonları evsiz ve yurtsuz bırakıyor; göç dalgası giderek büyüyor; demokratik haklar yok edilirken baskı ve şiddet artıyor.
Sınıflar arasındaki eşitsizlik akıl sınırlarını zorlarken, toplumdaki sorunlar her alanda çığ gibi büyüyor. Bir tarafta yükselen zenginlik dağları, öte tarafta yoksulluk çukurunun genişlemesi ve derinleşmesi pahasına olmaktadır. Koronavirüs salgınıyla üzeri örtülen kapitalist krizle birlikte, dünya genelinde on milyonlarca işçi işsizliğe ve açlığa itilmiştir. Dünyada 2 milyardan fazla insan açlık düzeyinde yaşıyor ve yoksulluk merdiveninin diğer basamaklarında duran milyarlarca insan birinci basamağa doğru itiliyor. Bir tarafta 10 trilyona hükmeden 2 bin 189 kişi, öte tarafta dünya nüfusunun yüzde 80’i, yani milyarlar var. Böyle bir sistem ayakta kalamaz!
İnsanlık, tarihin en büyük dönemeç noktasına gelmiş, bir eşikte bekliyor. Bugünkü bilim ve teknolojiyi kullanarak bir yeryüzü cenneti kurabiliriz. Bu bir hayal değil, uzak zamanların, başka baharların düşü değil, yarın kadar mümkündür! Çünkü nesnel temeli olmayan, hayali bir özlemden bahsetmiyoruz. Unutmayalım ki olgunlaşmış meyve toplanmazsa dalında çürür. İnsanlık gelip durduğu dönemeci alamadığı için teknoloji ve üretici güçler kapitalist efendilerin elinde yıkıcı bir güce, bir kâbusa dönüşüyor. Koronavirüs salgınını, modern süper silahları, yayılan savaşları, toplumu nefessiz bırakan baskıcı rejimlerin kurulmasını, hızla büyüyen açlık ve yoksulluğu, film ve dizilere hâkim umutsuzluğu, sinemaya yansıyan distopik senaryoları düşünelim. Tüm bunlar sistemin çıkışsızlığının ifadesi değil mi?
Sermaye sözcülerinin tüm kara çalmalarına rağmen, dünya genelinde sosyalizme olan ilgi artıyor. Çünkü insanlığı kapitalizmin onu sürüklediği barbarlık çukurundan ancak bir işçi devrimi çıkartabilir, insanın insanla ve doğayla barışık bir yaşam sürmesinin yolunu açabilir. Sosyalizm dünya ölçeğinde hayat bulabilecek sınıfsız, sınırsız ve sömürüsüz bir toplumdur. Paris Komünü’nün açtığı yoldan ilerleyen Ekim Devrimi, insanlığın sömürüden kurtuluşu yolunda ileriye doğru atılmış en büyük adımdır ama nihayetinde bir adımdır. İnsanlık bu yolda büyük yaralar alıyor, ihanete uğruyor, yeniliyor, gerilere savruluyor, uzun suskunluk yılları geçiriyor ama her seferinde toparlanıyor, deneyim biriktirerek yeniden ayağa kalkıyor, ileriye atılıyor.
İşçi sınıfı, sömürüsüz bir dünya kurma mücadelesinin önemli muharebelerinden birini kaybetmiştir ama sınıf mücadelesi büyüyerek devam ediyor. Son yıllarda şahit olduğumuz gibi, dünya meydanları “devrim” sloganlarıyla inliyor. Bugün tüm dünyada nesnel koşullar, Ekim Devriminin hayat bulduğu döneme kıyasla kapitalizmin tasfiyesi için çok daha olgunlaşmış durumdadır. Tam da bu yüzden Ekim geri gelecek ve bu kez tüm dünya işçi sınıfını kucaklayacak!
Ekim Şarkıları
İşçi Sınıfının Marşı: Enternasyonal