Buradasınız
Peki ya Türkiye’de neler oldu?
3 Ocak 2021 - 14:25
Kapitalist sistem bir dünya sistemidir. Söz konusu olan kapitalizmin tarihsel krizi olunca tüm yaşananlara dünya üzerinden bakmak gerekir. O yüzden yayın akışımıza dünya genelinde yaşananları anlatmakla başladık. Koronavirüs salgını nasıl ki dünya genelinde kapitalist krizin üzerini örtmek için kullanıldı ve işçi sınıfına yönelik saldırıların aracı haline getirildiyse, aynı şey Türkiye’de de yaşandı. Bu nedenle daha ilk vakanın açıklandığı ve toplumun hızla korku atmosferine sürüklendiği günden başlayarak Türkiye işçi sınıfını bekleyen tehlikeyi ve salgına karşı taleplerimizin ne olması gerektiğini anlattık. Korku ve paniğe kapılmayalım, oyuna gelmeyelim, örgütlülüğümüzü koruyalım ki bağışıklığımız güçlü olsun dedik. Çünkü ancak o zaman gerçekleri görmek mümkün olur dedik.
İşçi Dayanışması’nın 14 Mart tarihli “İşçiler Koronavirüse Karşı Nasıl Savaşmalı?” yazısında şöyle yazmıştık:
“Önümüzdeki dönemde işten atmalar gündeme geldiğinde suçu Covid-19’a yükleyip kapitalist sistemi aklamaları, durumu normal göstermeye çalışmaları şaşırtıcı olmasın. Sermaye sınıfı, Covid-19’u bahane ederek esnek çalışmayı daha fazla yaygınlaştırmanın, karantina uygulanan ülkelerde işe gitmeyen işçilerin ücretlerinden kesinti yapmanın peşinde!”
Patronların ve iktidarın uygulamaları bizi haklı çıkardı. Patronları krizden çıkarmak için milyarlar harcanırken, başta işsizlik fonu olmak üzere tüm kaynaklar onlar için seferber edilirken, işçiler açlığa ve sefalete mahkûm edildi, virüsle baş başa bırakıldı. Daha Mart ayında açıklanan 100 milyar liralık önlem paketinden 98 milyar lira patronlara verildi. Pakette patronlar için kredi garantileri, vergi indirimleri de vardı ama işsizler, yoksullar, asgari ücretliler için sadece kolonya vardı!
Aynı günlerde sözde işten atmalar yasaklandı fakat patronlara tamamen keyfi biçimde işçileri ücretsiz izne çıkarma hakkı tanındı. Mitingler, toplanma ve gösteri yürüyüşleri, derneklerin ve sendikaların faaliyetleri pandemi bahanesiyle yasaklanarak örgütlülüğümüz yani bağışıklık sistemimiz zayıflatıldı. 1 Mayıs günü sokağa çıkma yasağı ilan edilerek mitingler yasaklandı.
Bir metal işçisi kardeşimizin taşıdığı dövize bakıyoruz. İroni ve mizah ezilenlerin mücadelesinde her zaman etkili bir araç olmuştur. İşçi arkadaşımız da ne güzel akıl etmiş, sekiz kelimeyle adeta tüm sorunlarımızı özetleyivermiş. “Sefalete Mahkûm Edilmek İstemiyoruz” yazıyor geniş emekçi kitleler için, “Krizin Faturası Patronlara” yazıyor. Öğrencilerin “KYK borçlarımız silinsin” talebi, emekçi kadınların “Eşit İşe Eşit Ücret” talebi yazıyor. Bizi yok sayamazsınız, metal işçisi kardeşimiz 8 kelimeyle, memleketin tüm sorunlarını yazmış dövize. Kimin ne sorunu varsa o yazıyor. Sahi sizce dövizde ne yazıyor?
UİD-DER’li İşçilerden Yeni Yıl Mesajları
Merhaba dostlar. Bizler aynı şantiyede farklı taşeron firmalarda çalışan bir grup iş güvenliği uzmanı işçisiyiz. Hepimiz işyerimizde birçok sıkıntı yaşıyoruz. Bizler bir araya geldik ve yeni bir yıla girerken geçtiğimiz yılı nasıl geçirdik ve yeni yıldan beklentilerimiz nedir diye konuştuk. Sohbetimizde en çok öne çıkan beklentilerimiz çalışma saatlerinin düşürülmesi, ücretlerimizin arttırılması, iş kazalarının azalması için önlemler alınması, haftalık iznin arttırılması oldu. Çocuğu olan kadın arkadaşlarımız özellikle işyerlerinde kreş olmasını istediklerini söylediler. Ayrıca çalıştığımız şantiyede işçilerin yemekhaneleri beyaz yaka-mavi yaka diye ayrılıyor, bu bizi çok rahatsız ediyor. Taşeron ve ana firma diye işçilerin bölünmesi de çok yanlış. Anlayacağınız geçtiğimiz yıllarda çözemediğimiz onlarca sorunumuz birikmiş. Gelecek yıl bu sorunları çözmek için daha çok bir araya gelmeyi ve daha çok mücadele etmeyi diliyoruz. Sadece bizim için değil tüm dünyada sömürüsüz ve ayrımcılığın olmadığı bir düzen istiyoruz. Çok şey istemiyoruz aslında. Bizler hak ettiğimiz yaşamı istiyoruz. Çocuklarımıza iyi bir gelecek sunmak istiyoruz. Elbette bunların olabilmesi için hep birlikte umudu ve mücadeleyi örmeliyiz.
İş kazalarının, işçi ölümlerinin olmadığı bir dünya kurmak umuduyla, emeğiyle hayatı var eden bütün sınıf kardeşlerimizin yeni yılı kutlu olsun.
Ankara’dan iş güvenliği uzmanı işçiler