Sağlıkta Dönüşüm Neyi Dönüştürüyor?

Yasaya göre 18 yaşından gün alan herkes prim ödeyerek Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamına girecek. Ailede kişi başına düşen geliri asgari ücretin üçte biri kadar olanlar prim öderken, geliri bunun altında olanlar prim ödemeden yasa kapsamına alınacak, sağlık giderleri devlet tarafından karşılanacak. Doğan her çocuk 18 yaşına kadar genel sağlık sigortasından ücretsiz yararlanacak. Bunun yanı sıra lise ve dengi okullarda mesleki eğitim görenler 20 yaşına kadar, yükseköğretim gören ve evlenmemiş öğrenciler de 25 yaşına kadar prim ödemeyecek. Bu uygulama hiçbir sosyal güvencesi olmayan 1 milyon 700 bin kişiyi kapsayacak.
Yasanın olumlu görünen bu yanlarına karşılık yoksullukla boğuşan milyonlarca insanın derdine derman olmayacağı açıktır. Çünkü devlet, 18 yaşını geçip geliri asgari ücretin üçte birinden fazla olan herkesten prim alacak. Aylık geliri bu rakamın üstünde olanların en az 33 lira prim ödemesi gerekiyor. Ancak açlık sınırının 1000 lirayı geçtiği düşünüldüğünde bu uygulama emekçilerin çıkarından son derece uzaktır.
Kimin ne kadar prim ödeyeceğine, kimin ödemeyeceğine karar vermek için herkese gelir testi uygulanacak. Gelir testleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından periyodik olarak yapılacak ve kişilerin gelirlerindeki değişiklikler prim miktarlarına yansıtılacak. Genel Sağlık Sigortası kapsamına girmek için bu ay sonuna kadar başvuruların yapılması ve gelir testinin uygulanması gerekiyor. Başvurularını yapmayanlar cezalandırılacak ve onlardan en yüksek prim miktarı kesilecek. Bu yasa kapsamında Yeşil Kart uygulaması da kaldırıldı.
Şüphesiz herkesi kapsayan bir sağlık sigortası sistemi olmalıdır. Ancak sağlık hizmetleri ücretsiz, kaliteli ve kolay ulaşılabilir olmalıdır. Genel Sağlık Sigortası bu haliyle, sosyal güvencesi olmayan milyonlarca insanı pirime bağlamanın ötesine geçmemektedir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik “sosyal devlet böyle bir şey zaten” diyerek uygulamayı övüyor. Ama bu “sosyal devlet” asgari ücreti açlık sınırının altında belirlemekten, her insanın hakkı olan sağlık hizmetini parayla satmaktan, parası olmayanlara “öl” demekten zerre kadar rahatsızlık duymuyor. Sağlıkta Dönüşüm Projesi, sermaye sınıfının gölgesini satamadığı ağacı kesmesi misali sağlık hizmeti satın almak üzere para ödemeyenlere ölmeyi dayatıyor. Herkes yasa kapsamına girmeye ve prim ödemeye zorlanıyor. Sağlık hizmetleri bakımından tüm toplumu zorunlu olarak devletin müşterisi haline getirmenin adı da “herkese sağlık götürmek” oluyor.
Herkese tam kapsamlı, kolay erişilebilir, kaliteli ve ücretsiz sağlık hizmeti talebi, işçi sınıfının tüm kesimlerinin sahiplenmesi gereken gerçek bir mücadele hedefi olmalıdır.
Son Eklenenler
- Bir sabah uyandığımızda tekerleğin icadı sonrası hayatımıza giren tüm icatlar ortadan kalkmış, unutulmuş olsa ne olurdu? Şöyle bir düşünelim; tekerlek icat edilmeseydi çark olmazdı, çark olmasaydı değirmen olmazdı. Ne üretim ne ulaşım gelişirdi....
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...