Macaristan’da Gerici Anayasa Değişikliğine Karşı Öfke Artıyor

Macaristan’da hükümetin anayasada gerici yönde yaptığı değişikliklere öfkelenen halk sokaklara çıktı. Gerici hükümetin hazırladığı yeni anayasada demokratik hak ve özgürlükler kısıtlanıyor. Daha baskıcı ve zorba uygulamalar gündeme geliyor.
Parlamentonun gücünü azaltan, ekonomide, yargıda ve orduda tek partinin egemenliğini dayatan anayasa yılbaşı itibariyle yürürlüğe girdi. Budapeşte’de toplanan yüz binlerce insan, başbakan Viktor Orban ve Genç Demokratlar Partisinin (Fidesz) istifa etmesini istedi. Macaristan halkı, yeni anayasayla sendikal birliklere, sivil toplum örgütlerine, demokratik kurum ve kuruluşlara yönelik artan saldırılar karşısında sessiz kalmıyor. Despotik hükümlerle dolu anayasa, işçilerin muhalefetini, demokratik hareketi daha da baltalamayı hedefliyor. Daha şimdiden anayasayı uygulamak için hızlı bir kadrolaşma yaşanıyor. Devletin birçok kurumunun başına Orban’a yakın isimler geçiriliyor. Bu yöneticilerin görev süreleri, hükümet değişikliklerinden etkilenmemeleri için 12 yıla çıkarılıyor.
Yeni anayasada parlamentodaki milletvekili sayısı düşürülüyor. Seçimler tek tura indiriliyor. Türkiye’deki RTÜK gibi haber ajansları, televizyonlar ve radyoları kontrol eden bir kurum kurulacak ve kurumun başındaki isimleri de Orban seçecek. Daha şimdiden ülkenin tek muhalif radyosu kendi yayın frekansını kullanamıyor. Başbakan aynı zamanda meclisi fesh etme hakkına sahip.
Evsizlere para ya da hapis cezasını öngören yasa da yürürlüğe kondu. Yasada evsizlere 600 dolar para cezası kesilecek. Para cezasını ödeyemeyenlere hapis yolu görünecek. Macaristan’da 10 bin evsizin yaşadığı tahmin ediliyor. Toplumun her kesimini baskı altına almayı hedefleyen Orban hükümeti tek parti diktatörlüğü kuruyor. Ekonomik kriz arttıkça işçilerin ve halkın tepkisinden korkan egemenler baskıcı uygulamaları birer birer yasalaştırıyorlar. Krize karşı sokaklara çıkacak kitleleri korkutarak sindirmeye çalışıyorlar. Ancak onların bu saldırılarına yanıt dünyanın birçok ülkesinde işçilerden geliyor. Yeni yılda sınıf mücadelesi daha da çetin geçecek görünüyor.
Perfetti’de İkinci İşçi Kıyımı
Sağlıkta Dönüşüm Neyi Dönüştürüyor?
Son Eklenenler
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...