Sermayenin Adaleti: Madencilere Ceza, Patronlara İhya!

Hakları için direnirken saldırıya uğrayan Somalı ve Ermenekli madencilerin ve ailelerinin yargılandığı davada geçtiğimiz günlerde karar açıklandı. Madenciler “2911 sayılı kanuna muhalefet”, “polise mukavemet” gibi gerekçelerle cezalandırıldı. 11 kişiye 3 ve 5’er bin lira para cezaları verildi. 13 kişiye 5 ay ilâ 1 yıl 13 ay arasında değişen hapis cezaları verildi. Hükmün açıklanması geri bırakıldıysa da işçilere ceza yağdırıldı. Peki, madencilerin bu cezaları almasına kadarki süreçte neler yaşanmıştı?
Bağımsız Maden İşçileri Sendikasında örgütlü Somalı ve Ermenekli işçiler ödenmeyen tazminat ve ücret alacakları için 2020’de direnişe geçmişlerdi. Verilen sözler tutulmayınca maden işçileri eşleri ve çocuklarıyla birlikte direnişlerinin 87. günü olan 12 Ekimde Ankara’ya yürüme kararı almış ancak yürüyüş jandarma tarafından engellenmişti. Öte yandan madenciler ve aileleri yerlerde tekmelenmiş, gaza boğulmuş, darp edilmişti. Bu saldırı madencileri mücadelelerinden alıkoymamış, işçilerin mücadelesi kamuoyunda oluşan büyük tepkiyle de birleşince hükümet temsilcileri madencilere çözüm sözü verdi. Ancak verilen sözler tutulmadı. Bunun üzerine 25 Kasım 2020’de Ermenek’ten Ankara’ya yürümek isteyen madencilere jandarma bir kez daha saldırdı. Bağımsız Maden-İş yöneticileri ve onlarca madenci gözaltına alındı. Jandarmalar hakkında takipsizlik kararı verilirken madenciler ve aileleri hakkında kamu davası açıldı!
Madenciler ve aileleri haklı talepleri için mücadele ederken yaşamını yitiren Bağımsız Maden-İş Genel Başkanı Tahir Çetin’in de aralarında bulunduğu sendika yöneticileri yargılandı! İşçilere ve ailelerine “kamu malına zarar verme”, “2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet” ve “görevli memura mukavemet” suçlamaları yöneltildi. Duruşma sırasında bir maden işçisi “Çift asgari ücret alması gereken arkadaşlar var, şimdi tek asgari ücrete çalışıyorlar, bunu denetleyen yok. Bize yine baskı kuracaklar, benim çocuğuma da aynısını yapacaklar. ‘Siz bizim kölemizsiniz’ diyecekler. Biz insan gibi yaşayalım istiyoruz” diyerek dayatılan koşullara isyan etti. Bir başka madenci ise “Yürüyüş sırasında, bir kadını jandarmanın coplaması üzerine ‘neden kadına şiddet uyguluyorsunuz’ dediğim için keyfi bir şekilde ‘alın bunu’ denilerek gözaltına alındım. Anayasal düzeyde hakkımızı aradık, biz bu yürüyüşleri önceden beyan ettik. Asker, kaymakam hepsiyle görüştük” diyerek haklılıklarını dile getirdi. Madenci avukatlarının tüm itirazlarına rağmen karar duruşması 23 Hazirana ertelendi. 23 Hazirana kadarki süreçte de mahkeme hâkimi savcılıkla benzer tutumlar sergileyerek ara kararlar oluşturdu, adeta işçilerin cezalandırılması için çalıştı. Madenci avukatlarının bu adaletsiz tutuma karşı reddihâkim talebiyse reddedildi. Sonuç olarak 23 Haziranda mahkemeden çıkan karar patronlardan yana oldu.
Direnişten davaya kadar tüm bu süreçte hak yiyen patronlar, patronların çıkarları için işçileri darp eden kolluk kuvvetleri değil haklı talepleri için mücadele eden işçiler cezalandırıldı. Sermaye düzeninde işçilere sağlanan adalet budur. Madencileri kölece çalıştıran, ölümlerine sebep olan patronlar ihya ediliyor, hakkını arayan madenciye ise ceza veriliyor! Bu düzende örgütlenerek haksızlıklara birlikte karşı koymaktan, taleplerimizi kazanmak için kararlılıkla mücadele etmekten başka çaremiz yok. Nitekim Bağımsız Maden-İş Sendikası’nda örgütlü işçiler de kararın ardından talepleri karşılanıncaya kadar mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini bir kez daha haykırdılar!
Sendikalaşmaya Bir Garip Engel Daha
İşçi Sınıfının Gençliği Çıkışsız Değil!
Son Eklenenler
- 1 Mayıslarda dünya işçi sınıfı, kapitalist sömürüye, emperyalist savaşlara karşı alanlara akın etmiş, dünya taleplerini, kapitalist sistemden kurtulma özlemini dile getirmiştir. Bu sistemin efendilerinin, dünya işçi sınıfına savaş, yoksulluk, ağır...
- İşçi sınıfı örgütlü olduğunda gücü ve cüreti büyüktür. Örgütsüz olduğu durumlarda ise ne yazık ki sınıf bilinci geriye gider. Örneğin çevremizdekilerden arada bir duyarız: “Aman boş ver! Malmış mülkmüş hepsi hikâye... Bak Sabancı’nın oğlu bir...
- 1 Mayıs 1977’de hayatını kaybeden emekçiler, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla Taksim Kazancı Yokuşunda bir araya gelinerek anıldı. “Yaşasın 1 Mayıs” pankartının açıldığı anmaya sendikalar, emekten yana kurumlar, siyasi partiler ve UİD-DER...
- İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi ve İstanbul Tabip Odası (İTO) 28 Nisan İş Cinayetlerinde Ölenleri Anma ve Yas Günü dolayısıyla Kadıköy’de Süreyya Operası önünde “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye” şiarıyla basın açıklaması gerçekleştirdi.
- İşçi sınıfının Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı. Tüm dünyada ekonomik yıkımın emekçileri, emekçi gençliği çıkışsız bıraktığı bir dönemde, Türkiye’de de baskıları, yasakları arttıran, korku iklimi yaratarak...
- Merhaba kardeşler. Biz İstanbul Avrupa Yakasında yaşayan kadınlarız. Kimimiz çeşitli sektörlerde çalışan işçileriz, kimimiz emekliyiz, kimimiz de ev emekçisiyiz. Ankara’dan, Gebze’den UİD-DER’li kadınların 1 Mayıs’ta haykıracakları taleplerini...
- Bizler genç işçi ve öğrencileriz. Kendimizi bildik bileli, “böyle gelmiş böyle gider” denildi bize hep. “Bu insanlardan bir şey olmaz, sen sesini çıkarırsan yalnız kalırsın”… Fakat geçtiğimiz günlerde neredeyse bütün kentlerde işçi ve emekçiler, ön...
- Bugün dünyanın pek çok ülkesinde büyük kitleler, sömürüye, baskılara, emperyalist savaşa karşı meydanlara çıkıyor, isyan ediyor, genel grevler örgütlüyor. Tarih gösteriyor ki sömürüye ve faşizme son verebilecek, kitlelerin isyanını başarıya...
- 1 Mayıs işçilerin çalışma koşullarını düzeltmek için bir araya geldiği tarihsel bir günün adıdır. Bizler de her yaştan, her meslekten işçiler olarak çalışma koşullarımızı düzeltmek için 1 Mayıs’ta bir araya gelmeli, taleplerimizi hep bir ağızdan...
- UİD-DER’li gençler 1 Mayıs’a hazırlanıyor. İstanbul Anadolu Yakasından genç kardeşlerimiz neden 1 Mayıs alanında olacaklarını anlatıyorlar.
- Zenginlerin milyonlarca dolar ödeyerek kendilerine “kıyamet sığınakları” inşa ettirdiklerini biliyor muydunuz? Sığınak deyince aklınıza öyle soğuk ve karanlık, daracık mahzenler gelmesin. Bu sığınaklarda yok yok! Yapay zekâ destekli tıbbi bakımdan...
- Sırrı Süreyya Önder, Türkiye’de önemli bir siyasi figür. Ama biz UİD-DER’li işçiler, onu, önce temsilciliklerimizde, ev buluşmalarımızda izlediğimiz Beynelmilel filmiyle tanıdık ve sevdik. Sonra “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!”...
- Mersin’de “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” adlı etkinliğimizin ardından biz emekçi kadınlar olarak 1 Mayıs’ta alanlarda haykıracağımız taleplerimizi dile getirdik. 1 Mayıs coşkumuzla tüm emekçi kadınları 1 Mayıs’ta birlik olmaya, dayanışmaya...