Asıl Çapulculara Karşı Örgütlenelim
Sefaköy’den bir metal işçisi
Taksim Gezi Parkı direnişi bir anda toplumun gündemine oturdu. İşyerinde, mahallede ve ailemizle sohbet ederken ilk gündem Gezi Parkı’ydı. Bizim işyerinde de bir anda gündem, Gezi Parkı ile başlayan olaylar oldu. Çalıştığım fabrikada hemen herkes bu direnişi anlatıyor ve kendi düşüncelerini de ekliyordu. Aynı işçiler belki üç gün önce harıl harıl futbol konuşurken şimdi Gezi Parkı olayları konuşuluyor. Öğlen yemeği ve çay paydosunda sohbet ettiğim işçi arkadaşların bazıları ne olacağına dair düşüncelerini söylerken, bazıları da “bu olaylar ne zaman bitecek”, “hükümet düşecek mi”, “dış ülkelerin oyunu mu” diye sorular yönelttiler. Ben de UİD-DER’li bir işçi olarak dilim döndüğü kadar anlatmaya çalıştım.
Birçok işçi arkadaşım, özellikle de AKP’ye oy vermiş olanlar, insanların neden Taksim’de toplandığını, bu eylemleri neden yaptıklarını anlamadıklarını söylediler. Hatta bir tanesi, “Hadi orada sendikaların, işçilerin olmasını anladım da diğerleri ne amaçla oradalar? Sendikalar ve işçiler koşullarının düzeltilmesini, maaşlarının artırılmasını isteyebilirler, diğerleri ne istiyor?” diye sordu. Bu örnek de gösteriyor ki, Gezi Parkı protestoları tüm toplumun gündemine girmiş olmasına rağmen çoğu insan konu hakkında pek de fikir sahibi değil. İşçilerin çoğu bu olayların neden başladığını ve insanların ne istediğini bilmiyor. Hatta biraz da “tuzukuru” gördüğü Gezi Parkı direnişçilerine alttan alta kızıyor.
Aslında Gezi Parkı eylemlerinin gösterdiği en önemli şeyin işçi sınıfının önemi olduğunu düşünüyorum. İşçiler kendi gündelik sorunlarıyla doğrudan bağlantılı olmadığı için bu eylemleri çok anlayamadılar. Ama en azından hak aramak için sokağa çıkmanın ve gerektiğinde polisle çatışmanın o kadar da korkutucu olmadığını gördüler. 15-16 Haziran Direnişinin gösterdiği gibi, işçi sınıfı örgütlü olarak meydanlara çıkarsa hem kendi sorunlarını, hem de toplumun farklı kesimlerinin sorunlarını çözebilir. O yüzden şimdi biz işçiler fabrikalarımızda, işyerlerimizde hak arama mücadelesini örgütlemeli ve asıl çapulculara yani patronlar sınıfına günlerini göstermeliyiz!
Son Eklenenler
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında işçiler Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikten sonra gerekli şartları sağlamalarının ardından yetki başvurusunda bulunmuş ve hemen ardından 146 işçi işten atılmıştı. İşten çıkarmaların ardından...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları, 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 6-10 Ocak günlerinde Türkiye genelinde iş bırakıyor. ASM çalışanları “Eziyet Yönetmeliği” olarak nitelendirdikleri...
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...