Buradasınız
Patronlara İnat UİD-DER’le Güzel Bir Gün!
Söğütlüçeşme’den bir işçi

Sefaköy temsilciliği olarak işçi arkadaşlarımızla bir piknik düzenledik. Pikniğimize metal, tekstil, sağlık, inşaat ve hizmet sektöründen işçilerle beraber öğrenciler katıldı. Uzun ve yorucu çalışma saatlerinden dolayı biz işçiler kendimize zaman ayıramıyoruz. UİD-DER sayesinde bu yorgunluğumuzu attık ve kendi sınıfımızın fertleriyle bir arada eğlenmenin tadına vardık.
Piknikte oyunlar oynadık, halaylar çektik. Yapılan bilgi yarışmasıyla sınıfımızın tarihinden hafızamıza yeni bilgiler ekledik. Pikniğimizin sohbet kısmında da Gezi Parkı olaylarını konuştuk. Sohbette pikniğe katılan arkadaşlarımız işyerlerinde, okullarında neler konuşulduğunu ve insanların verdiği tepkileri bizimle paylaştılar. Sağlık meslek lisesinde okuyan bir öğrenci arkadaşımız kendi okulunda yaşananları şöyle dile getirdi: “Tepkimizi dile getirmek için öncesinden kararlaştırdık. Pazartesi hepimiz siyahlar giyip öyle okula gelecektik. Bazı öğretmenlerimizin de haberi vardı bu durumdan ve bize destek verdiler. Pazartesi okula gittiğimizde 1000 kişilik okulda 600’e yakın öğrenci ve birçok öğretmenimiz siyah giyinmişti. Normalde okul müdürümüz çok sert biridir. Az kişiyle böyle bir eylem yapsak okuldan atardı. Ama biz çoğunluk olduğumuz için sesini çıkartamadı. İşte burada örgütlülüğün önemini daha iyi anlıyoruz.”
Fabrikada çalışan bir işçi kardeşimizse şunları söyledi: “Birçok işyerinde olduğu gibi benim de çalıştığım fabrikada işçilerden Taksim'e gidenler oldu. Ve biri gelip bana, ‘bu hak aramada tinerciler bile değişti. Konuşmalarını duydum. Elinde siyah poşet olan bir tinerci kalabalığa doğru gelirken yanındakine şu poşetleri bir yere bırakalım, ayıp olur, dedi ve bıraktı. Sonra da kitleye karıştı’ dedi. Bunun üzerinden Taksim'de yaşananlarla ilgili konuşmaya devam ettik.”
Herkes çevresinde verilen tepkileri anlattı. Ve sonunda bizim işçiler olarak bu hareketi kendi sınıfımızın çıkarlarına nasıl çevireceğimiz sorusuna geldik. Bir arkadaşımız tarihimizde bize ışık tutan 1970’te yaşanan 15-16 Haziran Direnişini örnek verdi: “O dönem militan sınıf sendikası olan DİSK patronlar tarafından kapatılmak isteniyordu. Ama işçiler örgütlü olduğu için sendikalarına sahip çıkıp fabrikalarda şalterleri kapatıp iki gün boyunca İstanbul’u işgal ettiler. Patronları İstanbul’dan kaçırttılar. Yalnızca örgütlü işçiler bu tür direnişleri doğru taleplerle amacına ulaştırabilir.” Bize düşen görevin işçileri örgütlü bir çatı altında toplanmaya çağırmak ve bunun için çalışmak olduğunu ortaklaştırmış olduk ve geçmişten örnekler vererek sohbetimizi bitirdik. Pikniğimiz, çekilen coşkulu halayların ardından sona erdi.
Son Eklenenler
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...