“Azrail’in Nefesini Ensemizde Hissettik”
Gebze’den bir metal işçisi

“Azrail’in nefesini ensemizde hissettik.” Bu sözler döküm fabrikasında çalışan bir işçi arkadaşıma ait. Geçenlerde fabrikada yaşanan ve o vardiyadaki bütün işçilerin ölümüne sebep olabilecek bir kazayı anlatırken bu sözleri kulandı.
Çalıştıkları fabrikada ocağın altı delinmiş. Usta son anda gidip ocağın şalterini kapatınca bir facianın eşiğinden dönülmüş. Anlattığına göre 1500 derecede metal eriten ocak, altı delindiğinde bir bombadan farksız bir şekilde havaya uçabiliyormuş. O ocağın patlaması yanındaki diğer üç ocağın da patlamasına sebep olacağı için sadece o fabrika değil çevredeki bütün fabrikaları havaya uçuracak bir etkiye sahip olabiliyormuş. Bunları bana anlattığında olayın stresini hâlâ üstünden atabilmiş değildi.
Ben “bu nasıl oldu bir ihmal var mı sence?” diye sorduğumda, olayın ihmal yüzünden olduğunu anlattı. “Normalde bir ocağa en fazla yüz elli şarjdan sonra astar yapılması gerekiyor. Ocağın içindeki betonun yenilenmesi gerekiyor. Ama bizim fabrikada üretimin durmaması ve astar maliyetini minimuma indirmek için her ocağın astar süresi 200 şarj olarak belirlenmiş. Olayın olduğu ocak da 180. şarjındaydı. Yani olması gerektiği gibi 150’den sonra astar yapılsaydı bu olay olmayacaktı. Anlatınca hâlâ tüylerim diken diken oluyor. Düşünsene bizim vardiyadaki ve belki de çevre fabrikalardaki herkesin hayatı ustanın iki dakika erken davranması sayesinde kurtuldu.” “Şimdi nasıl yapılıyor, şarjları artık zamanında yapıyorlar mı?” dediğimde ise küfrü bastı ve şöyle dedi: “Yine 200 şarj ile devam ediyorlar, tek fark artık kontrollü bir şekilde yapılacakmış. Nasıl kontrol edeceklerse! Ocak sürekli çalışıyor. İki üç haftada bir Pazar çalışmadığında ise içinde metal olduğu için kontrol edemezsin. Ama yine aynı şekilde iki yüz şarj ile devam ediyorlar. Utanmadan bir de kurban kesiyorlar. Neymiş fabrika çok büyük bir kaza atlatmış, verilmiş sadakaları varmış, ucuz kurtulmuşuz. O zaman önlemleri alın, ne kaza olsun ne de kurban kesin!”
Arkadaşımın anlattığına göre, bu ilk değilmiş. Aynı usta daha önce de böyle bir olayla karşı karşıya kalmış. O zaman üretim müdürü gidip şalteri kapatmış ve ustaların hepsine “böyle bir şey olduğunda direk şalteri kapatın” demiş. Ustanın uyanık davranmasının sebebi de oymuş. Usta orada olmasaydı uzak bir yerde olsaydı ne olacaktı peki? Arkadaşımın sözleri özetler herhalde: “Ne olacağı var mı? Fabrikada o vardiyada bulunan ben dâhil yaklaşık 200 kişi, belki çevre fabrikalarda çalışan işçiler, yoldan geçen insanlar, köşedeki simitçi çocuk hepimiz patronun üç kuruş astar maliyetinden kaçması yüzünden pisipisine ölecektik.”
Bu olay bize patronların kâr hırsını ve işçilerin örgütsüzlüğünü gösteriyor. Patron üç kuruş daha fazla kâr edebilmek için iş güvenliği önlemlerini almıyor. 150 değil 200 şarjda astar yapıyorlar ki maliyet düşsün, ay sonunda kasaya daha fazla para girsin. Biz işçiler de örgütsüz olduğumuz için patronları iş güvenliği önlemlerini almaya zorlayamıyoruz. Hep “ben tek başına ne yapabilirim ki?” diye düşünüyoruz. Doğru tek başımıza hiçbir şey yapamayız. Ama işçi arkadaşlarımızla bir araya gelip örgütlenirsek, tek söz tek yürek olursak, ocağın 151. şarjında şunu diyebiliriz: “Ocağın astar zamanı geldi ya astarı yapın ya da biz çalışmıyoruz. Hiçbirimiz canımızı sokakta bulmadık!”
Son Eklenenler
- Düşük ücretler, iş güvenliği önlemlerinin alınmaması ve ağır çalışma koşulları nedeniyle işçilerin yaşadığı sorunlar büyüyor. Çalışma yaşamını düzenleyen yasalar yalnızca kâğıt üzerinde kalıyor, patronlar hiçbir yaptırıma maruz kalmadan hukuksuz...
- Sosyal medyaya, Türkiye’nin geleneksel sermaye kesimlerinin önde gelenlerinden olan bir annenin paylaşımı düştü.
- Birleşik Metal-İş ve Türk Metal sendikaları 4 Eylülde sendika genel merkezlerinde basın toplantıları yaparak TİS tekliflerini açıkladılar.
- Rejimin toplumsal muhalefeti sindirmeye yönelik saldırıları artarak sürüyor. 2 Eylülde İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP İstanbul 38. Olağan İl Kongresini iptal etti. İl Başkanı Özgür Çelik’i ve yönetimi görevden alarak yerine kayyum atadı.
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...