Biz Bu Hikâyeyi Dinlemiştik!
Esenyurt’tan bir emekçi

Son günlerde hepimizi öfkelendiren görüntülerle karşılaşıyoruz. İstanbul Okmeydanı’nda Fetihtepe Mahallesi’nde kentsel dönüşüm bahanesiyle yıkım kararı çıktı; elektrik, su, doğalgaz kesildi. İnsanlar darp ediliyor, gözaltına alınıyor, büyük bir zulüm yaşanıyor. Öte yandan İstanbul’un bir başka ilçesinde, Çekmeköy’de de bir çocuk parkının yıkılmak istendiğini, mahallelinin gösterdiği tepkiye rağmen yıkımın durdurulmadığını görüyoruz. AKP’li belediyeler, rant hırsıyla doğa demeden, ihtiyaç demeden, hasta-yaşlı-çocuk demeden, hak hukuk demeden evimizin kolonlarını kesiyor. Biz bu hikâyeyi daha önce dinlemiştik!
Hatırlanacaktır, yakın zamanda İstanbul Tozkoparan’da da aynı şekilde kentsel dönüşüm bahanesi adı altında insanlar saldırılara maruz kalmıştı. Asıl derdi rant olan, insanların barınma hakkını deprem bahanesiyle ellerinden almaya çalışan AKP’li Belediye Başkanı, Tozkoparanlıların elektrik, su ve doğalgazını kesme talimatı vermişti. Evine, mahallesine, yaşam alanına sahip çıkarak birlikte mücadele eden mahalleliye günlerce polis saldırmış, onlarca insan yaralanmış ve gözaltına alınmıştı. Dayanışma TV burada mağdur olan, evlerinden zorla çıkartılmaya çalışan emekçilerin sesi olmuştu ve bir belgesel hazırlamıştı. TOZKOPARANT: Rantsal Dönüşüme Karşı Bir Dayanışma Hikâyesi!
Belgeselde izledik; hiçbir bilimsel araştırma yapılmadan, ortada hiç bir proje yokken yıkım kararı veren AKP’li belediyeye vatandaşlar tepki gösterince belediye başkanı ne demişti? “Bu tarz projeler önce yıkılır sonra projelendirilir!” İnsanların tapulu evleri elinden alınıyor, yerine yapılacak apartmanlardan bir daire alabilmeleri için de 400-500 bin lira fark isteniyordu. Haliyle emekçiler buna isyan ediyordu. Emekli bir amca Dayanışma TV’nin belgeselinde yaşananlara şöyle değinmişti: “Bizler rantsal dönüşüm değil, yerinde, hakkaniyetli dönüşüm olmasını istiyoruz. Siz İsrail polisi misiniz? Mahalleye gaz bombası atıyorsunuz, bizlere plastik mermi atıyorsunuz, biz ne yaptık suçumuz ne?”
İster Tozkoparan’da ister Çekmeköy’de veya Fetihtepe’de olsun emekçileri düşünmedikleri ortada. Tüm bunları rant için, kârları için yapıyorlar. Dertleri emekçilerin güvenli konutlarda oturmalarını sağlamak değil, yandaş sermayeyi daha da zengin etmek ve bu ranttan parsayı toplamak! Bunun için gözü dönmüşçesine saldırıyorlar. Bunların hesabını biz emekçiler sormalıyız. Bugün tüm işçilerin barınma sorununu çözecek, herkesin güvenli konutlarda oturmasını sağlayacak maddi imkânlar var. Ancak bu maddi kaynaklar bir avuç inşaat patronuna ve ülkeyi yönetenlerin ceplerine aktarılıyor. Bu yağmaya, talana, barınma hakkımızın elimizden alınmasına dur demek için, bir daha “biz bu hikâyeyi biliyoruz” dememek için örgütlülüğümüzü büyütmemiz gerek.
Örgütlüysek Her Şeyiz Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.