Çocuklarımız Neden Zararlı Alışkanlıklar Ediniyor?
Gebze’den bir petrokimya işçisi
Son zamanlarda çocuklar, öğrenciler arasında tehlikeli bir oyun yayılıyor. “Kanlı Para” oyunu. Bu oyun isminden de tahmin edileceği üzere çocuklara fiziksel ve psikolojik yönden zarar veren bir oyun. Bu ve benzeri zararlı oyunların yaygınlaşmaya başladığı günümüzde, yetişkinler olarak oturup düşünmemiz gerekiyor. Çocuklarımız neden kendilerine veya çevrelerine zarar veren oyunlara yöneliyorlar?
Çocuklar kendilerini ve çevrelerindeki dünyayı keşfetmek isterler. Fiziksel, duyusal ve zihinsel becerilerini ve yeteneklerinin sınırlarını merak ederler. Peki, emekçi ailelerin çocukları bu yetenekleri olumlu yönde kullanmak ve geliştirmek için ne tür imkânlara sahipler? Çocukların en çok vakit geçirdikleri alanlardan biri okuldur. Okullar sınav odaklı bir eğitim vermekle o kadar meşgul ki çocuklarımız adeta bilgisayarlara dönüşmüş durumda. Oysa eğlenmeye, eğlenerek öğrenmeye ve dünyalarını keşfetmeye ihtiyaçları var. Fakat özellikle devlet okullarında çoğu zaman çocuğun kendisini ve çevresini keşfedip toplumla yararlı bağlar kurabileceği ne bir müfredat ne de bir yönlendiren var.
Sosyalleşme ihtiyacını gidermek isteyen çocuklar kendilerini kötü arkadaşlıkların içinde bulabiliyor. Bu durum çocukları zorbalığa karşı daha savunmasız hale getiriyor. Anne ve babasının onaylamayacağı arkadaşlıklar kuran çocuklar uğradıkları zorbalıkları çoğu kez aileleriyle paylaşmamayı seçiyorlar. Düzgün bir sosyal ortamı olmayan çocuklarınsa bağımlılık yaratan zararlı oyunlara veya maddelere bulaşabilme olasılıkları artıyor. Bu alışkanlıkları edinen çocukları koruyacak sosyal politikalar ortaya konulmuyor. Peki çocuklarımızı nasıl kurtaracağız?
Sermaye düzeni her alanda olduğu gibi söz konusu çocuklar olunca da kâr hırsından vazgeçmez. Zihni bulanmış, tepkisiz, toplumsal sorumluluktan uzak bireyler yetişmesi sermaye sahiplerinin işine gelir. Biz işçilerin çocukları böyle olmamalı. Anne ve baba olarak çocuklarımıza toplumsal sorunlara karşı duyarlı olmayı öğretirsek ve buna göre sosyal aktivitelere yönlendirirsek çocuklarımız için en iyisini yapmış oluruz. Çocuklarımıza dayanışmanın, birlik ve beraberliğin önemini öğretip çevrelerindeki tüm işçi çocuklarının benzer güçlükler yaşadığını anlatmalıyız. Unutmayalım, çocuklarımızı yetiştirirken yalnız olmak zorunda değiliz. Sermaye düzeninin kurumları yerine işçi örgütlerine, demokratik kitle örgütlerine, sendikalara vs. yönelmeliyiz. Bilelim ki anne ve babaların ilgilenme fırsatı bulamadığı ya da doğru tarzda ilgilenemediği çocuklarıyla sermaye düzeni kendi çıkarlarına göre “ilgileniyor”.
Kapitalist egemenler için toplumda suç oranlarının artması veya bağımlılık yaratan her türlü maddenin kullanılması sorun değil. Yeter ki sermaye sahipleri haksızlıklar karşısında birlik olmayı bilmeyen, dayanışma kültüründen uzak bir toplum yaratsın, bu yolla varlığını sürdürsün, çıkarlarını garanti altına alsın. Patronlar için sorun olan insanların kendilerine veya çevrelerine zarar verip vermediği değil kârlarına, sömürü düzenlerine zarar verip vermediğidir. Bu yüzden biz işçiler ailelerimizle birlikte örgütlenmeli, çocuklarımızı bu düzenin zehirli fikirlerinden korumalıyız. Bunun için işçilerin mücadele örgütü UİD-DER’de bir araya gelmeliyiz. Çocuklarımızın hem yeteneklerini keşfedeceği, hem sınıf mücadelesinin ne olduğunu öğreneceği yerdir UİD-DER. Faydalı olanın rekabet etmek değil dayanışmak olduğunu yaşayarak göreceği yerdir.
Etrafımıza dönüp baktığımızda görüyoruz ki kapitalist egemenler işçileri kendi mücadele örgütlerinden uzak tutmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Toplumsal sorunları çözmek için örgütlenme ve mücadele etme fikrinin faydasız hatta zararlı olduğuna inandırılan anne ve babalar çocuklarına da aynı şeyi nasihat ediyorlar. Oysa içinde yaşadığı toplumun sorunlarını anlamaya başlayan bir çocuk yaşamını nasıl sürdürmesi gerektiğini de daha iyi kavrar. İnsanlara ve çevresine zarar vermek yerine faydalı olmanın yollarını arar. Etrafındaki kötü koşulları iyileştirmek için mücadele etmeyi seçer. Gelin hep beraber çocuklarımızın mücadele yeteneklerini ortaya çıkaralım.
Son Eklenenler
- İşçi sınıfının kadınları olarak birçok sorun yaşıyoruz ve bu 1 Mayıs’ta bizim de yükselteceğimiz taleplerimiz var. Sohbetimiz sırasında emekçi kadın kardeşlerimiz hangi taleplerle 1 Mayıs’a katılacaklarını anlattılar.
- Bizler bir grup petrokimya işçisiyiz. Tüm sınıf kardeşlerimizi 1 Mayıs’ın birlik, mücadele ve dayanışma coşkusuyla selamlıyoruz.
- İşçilerin sendikalaşma hakkı, ücretleri patronlar tarafından gasp edilirken bu duruma itiraz eden, hakkını arayan işçiler cezalandırılıyor, darp ediliyor. Ancak saldırılara, baskılara boyun eğmeyen işçiler mücadeleyi sürdürüyor. İstanbul Finans...
- Tekirdağ Çorlu’da 8 Temmuz 2018’de meydana gelen tren katliamında 7’si çocuk 25 kişi yaşamını yitirmiş, 300’den fazla kişi yaralanmıştı. Katliama ilişkin davanın karar duruşması 25 Nisanda Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ne kurulan 1. Ağır Ceza...
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...