Elektrik Faturasına Yakından Göz Attınız mı?
Sefaköy’den bir sağlık işçisi

Patronların biz işçilerin cebinden çekip aldıkları bir dünya vergi var. Dolaylı vergi adı altında bizlere sorulmadan mal ve hizmetlerden alınan vergileri; Katma Değer Vergisi (KDV), Damga Vergisi, Özel Tüketim Vergisi (ÖTV), Gümrük Vergisi, Şans Oyunları Vergisi, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi, Özel İletişim Vergisi (ÖİV), Harçlar, Belediye Vergileri gibi isimler altında öderiz. Ücretlerimizin açlık sınırının altında olması yetmiyormuş gibi, bu vergi kesintileriyle iyice kuşa çevriliyor. Aylık gelirlerimizle aylık giderlerimizi hiçbir zaman karşılayamıyoruz. Ev kirası, faturalar, mutfak giderleri, temizlik giderleri, çocukların okul giderleri, ulaşım, sağlık gibi zorunlu harcamalar çıkarıldığında geriye hiçbir şey kalmaz. Hatta borçlanıp, eksiye geçeriz.
Fatura giderleri en önemli harcamalarımızdan birini oluşturur. Elektrik, su, doğalgaz, telefon faturaları biz işçilerin kâbusu gibidir. Her ay merakla fatura gününü bekler, bütçemizi ona göre hesaplarız. Hayatımızda bu kadar yeri olan bu faturalara, örneğin elektrik faturasına gelin yakından bir göz atalım.
Elektrik faturaları, kullanım bedeli dışında 6 kalemden oluşan fon ve vergileri içeriyor. Bunlar, perakende satış hizmet bedeli, enerji nakil bedeli, TRT payı, belediye tüketim vergisi, enerji fonu ve sayaç okuma bedelidir. Buna ek olarak kaçak kullanım bedeli kesintisi yapılıyor. Kaçak kullanım bedeli 2003’ten beri gelen vergilerle birlikte %15 oranında faturalara yansıtılıyor. TRT payı %2, enerji fonu %1, sayaç okuma bedeliyse tutarına göre faturaya yansıtılıyor. Kaçak kullanım bedeli, sayaç okuma bedeli ve TRT payı, 2011’in Nisan ayından itibaren açık ibare olarak ayrı ayrı faturalarda gösteriliyordu. Ancak tüketicilerin bunu fark etmesi ve buna karşı tepkilerini Tüketiciler Birliği yoluyla ortaya koyması üzerine, Enerji Piyasaları Düzenleme Kurulu (EPDK) “şeffaf” dönemi sona erdiriyor. Bu kesintiler bundan böyle faturalarda belirtilmeyecek, enerji bedeli adı altında birleştirilerek gizlenmiş olacak. Böylece her ay görünürde 6 kalem yerine 3 kalem “girecek” faturaya. Enerji bedeli, nakil bedeli, vergi ve fonlar.
Yapılan kesintilerin bize “yol, su, elektrik” olarak döndüğünü söylerler hep. 2010 yılında TRT’nin elektrik faturalarından elde ettiği gelir 547 milyon lira! Bu sene 600 milyonu bulacağı tahmin ediliyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesinden daha fazla! Peki, TRT bizden kesintilerle elde ettiği geliri nerelerde kullanıyor? Biz işçileri ilgilendiren kaç tane haber yayınlıyor? Ya Enerji Fonu’na aktarılan kesintiler? Yine en çok kaçak elektrik kullanılan yerler patronların işletmeleri ve kamu kurumlarıdır. Doğu ve Güneydoğu’daki halkın kaçak elektrik kullandığını söyleyerek sahtekârlık yapıyorlar; bir yandan kazık atıp öte yandan ırkçılık saçıyorlar. Sayaç okuma bedeli adı altında kesinti yapılmasına ne demeli? Bu haksızlıklar karşısındaki sessizliğimizi bozmalıyız! Taleplerimizi daha da gür haykırmalıyız: Vergiler patronlardan kesilsin! Oluşturulan fonlar işçilerin denetimine açılsın!
Altınşehir’de İmza Kampanyası
HMS Makine İşçisi Yalnız Değildir!
Son Eklenenler
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...