Kurtla Kuzuları Yiyip Sahipleriyle Ağlamak
İşçi Dayanışması okuru bir öğretmen
Penceremden görünenler iki çeşit. Biri onların, biri bizim. Onların hayatı ve bizim hayatımız. Tüm sözcükler dibine kadar eş sesli. Sesleri aynı ama manaları farklı… Sofra mesela, işçilerinki farklı, patronlarınki farklı... Ekmek kulağa aynı gelir; ama kulak da farklı ekmek de farklı. Görüyoruz, yaşıyoruz, öğreniyoruz. Dünyamız tek ama yaşamlarımız farklı. Mesela ahlâk diye bir şey atılmış ortaya, ahlâk diye bir kelime. Türk Dil Kurumu yazıyor ki; “Ahlâk bir toplum içerisinde uyulması gereken davranış kalıplarıdır.” Öyleyse biz ve onlar ayrı topluluklarız. Zira biz komşusu açken tok yatamayanlardanız. Onlar milyonlarca insan açlıktan ölürken, paraları uzay gezmelerine ayırabilenlerdir. Biz birlikten kuvvet doğacağına inananlarız. Onlar herkes başının çaresine, her koyun kendi bacağından diyenlerdir. Yani kardeşim, onlara ahlâksız demeyeceğim. Onlarınki onlara ahlâk, bizimkisi bize…
Niyetim dünyanın en bilindik sigaralarını üreten şirket olan Philip Morris’in geçenlerde giriştiği bir ticari satın alma üzerinden, dünyanın egemenlerinin cibilliyetini betimlemek. Aslında hadise bu köhnemiş düzenin basit bir karikatürü gibi. Düşünsenize Marlboro ve Parliament gibi sigara markaları başta olmak üzere dünyanın en çok satın alınan sigaralarını üreten bu şirket, dünyaya astım ilaçları ve cihazları pazarlayan başka bir şirketin hisselerini satın almış. Bir yanıyla insanları madde bağımlısı ve başta akciğer sorunları olmak üzere çeşitli hastalıklara duçar ederken öte yandan insanlara astım gibi hastalıkların dermanını satacak. Bu durum onların ahlâkını gösteren bir tür girişimcilik örneği. Muhtemelen kârlı bir iş yaptıklarını düşünüp şampanyalar patlatmışlardır. Belki de bu yıl yedikleri haltların kazancıyla elde ettikleri kârdan çeşitli sağlık kuruluşlarına bağışlar yapıp hayır bile işleyeceklerdir! Ne de olsa kendi hasta ettiklerine bir de ilaç satacaklar!
Evet kardeşlerim, tam da bu tür ilişkilerde kullanılan çok güzel bir halk deyişimiz vardır. Kurnaz ve yalancı birini tarif ederken derler ki; “kurtla birlikte kuzuları yer, kuzuların sahibi ile birlikte ağlar.” Bu düzenin egemenleri için ne kadar da uygun bir halk deyişi. Öyle değil mi?
Bazılarımız her yanıyla sorunlar üreten bir sistemin tekellerinden birinin bu yaptığının bizi çok da şaşırtmaması gerektiğini söyleyebilir. Haklıdır da! Belki bazılarımız, “bir sigara şirketi bir ilaç firmasını almış da ne olmuş zaten hep yaptıkları şeyler” diye de düşünebilir. Bence de öyle. Fakat bazen çok karmaşık gibi görünen ilişkileri, çelişkileri karmaşanın içinden süzdüğümüz ipuçlarıyla çözeriz ya. Bu da öyle bir mevzu, ipucu gibi bir şey... Bu mevzu, bu çürümüş sistemin tam da orta yerinden çizilmiş bir karikatürü değil mi? Onlarca kitaplık açıklama gerektiren kapitalist sömürü çarkını tek bir “ticari evlilik” ile anlatan çarpıcı bir çelişki! Aynı şekilde mesela bir yandan doğayı talan eden ekonomik faaliyetlerde bulunup sonra ağaç dikme kampanyaları yapmıyorlar mı? Milyarlarca işçinin emeğine çöküp, insanların ruh sağlığı ile oynayıp sonra da anti-depresanlarla sözde çözüm tavsiye eden bunların sağlık anlayışı değil mi? Ya da her ağızlarını açtıklarında “barış” deyip dünyamızı savaşlarla kana bulamıyorlar mı? Her türlü faaliyetleriyle dünyamızı yaşanmaz hale getirmiyorlar mı? Saya saya bitiremediğimiz tüm rezillikler bu köhnemiş düzenindir. Ve izahları da yoktur.
Gördüğümüz gibi onların dünyası ve bizim dünyamız apayrı iki dünya. Onların ahlâkında bize, bizimkinde de onlara zerre kadar yer yok. Onlar, yani patronlar sınıfı, egemenliklerini sürdürmek için her türlü ahlâksızlığı yapıyorlar ve yapmaya da devam edecekler. Ta ki biz işçiler önlerine dikilip “artık yeter” diyene kadar.
Son Eklenenler
- Bir an için zifiri karanlıkta kaldığımızı düşünelim. Yanımızı yöremizi görememenin huzursuzluğuyla korkuya kapılırdık. Ne yazık ki bugün milyonlarca işçi ve emekçi yüreğinde benzer bir korku taşıyor. Çünkü dünyamıza egemen olan kapitalist düzende,...
- İşçi Dayanışması’nın 197. sayısında, Emekçi Gençlik köşemizdeki “Yaşadım Diyebilmek İçin” yazısında şöyle deniyordu: “Öyle bir zamandan geçiyoruz ki her geçen gün daha fazla sayıda genç arkadaşımızın kendine “en güzel yıllarım bu mu?” diye sorduğunu...
- Merhaba, ben Polonez işçisiyim. Daha doğrusu işçisiydim. Direnişimizin 163. günündeyiz, son 21 gündür direnişimizi Çatalca Adliye Sarayı önünde yürütüyoruz. Geçenlerde bir gazeteci arkadaşımız “2025’ten beklentiniz nedir?” diye bir soru sordu. “...
- Sendikalı, sendikasız, hatta sigortasız çalıştırılan işçi kardeşlerim, her yılın son ayında hepimizin kulak kesildiği asgari ücret tiyatrosu başlar. Bu sene de aynı şekilde adeta bir tiyatro izledik. Sınıf temelinde örgütlü mücadelenin bir parçası...
- Yıllar önce fabrika önlerine gidip işçi kardeşlerimize vardiya çıkışlarında İşçi Dayanışması’nı ulaştırıyorduk. Bu fabrikalar arasında sendikalı olan da vardı olmayan da. Amacımız sendikalı ya da sendikasız olsun fabrikalardaki işçi kardeşlerimize...
- Kocaeli’de Gebze Organize Sanayi Bölgesinde üretim yapan Betek Boya (Filli Boya) işçileri Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinde örgütlendiler. Çoğunluğu sağlayarak yetki belgesini alan sendika, toplu sözleşme görüşmeleri için haftalardır patrona çağrı...
- 24 Aralıkta Balıkesir’de ZSR A.Ş’de meydana gelen patlamada 11 işçi hayatını kaybetti. Katledilen işçilerin kimi henüz hayatının baharında fidan, kimi ana, kimi babaydı. Hepsi bir ananın evladıydı. Patlamanın ardından şirket internet sitesinde...
- Birleşik Metal-İş’in Aralık ayında grev kararı aldığı işletmelerden beşincisi olan Green Transfo Energy’de 25 Aralıkta grev başladı. Kocaeli Çayırova’da bulunan fabrikada çalışan 263 işçi, “sefalet ücreti dayatmasına boyun eğmiyoruz” diyerek şalteri...
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı temsilcileri, 2025 yılı için belirledikleri asgari ücreti düzenledikleri ortak toplantıyla açıkladılar. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol ve Çalışma ve Sosyal...
- 11 fabrikada 2 bin işçiyi kapsayan toplu sözleşme görüşmelerinde metal işçilerinin MESS’e cevabı grev olmuş, Birleşik Metal-İş Sendikası, 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin 4 fabrikasında, 13 Aralıkta Grid Solutions ve Schneider Elektrik fabrikalarında...
- Balıkesir’in Karesi ilçesinde bulunan ZSR A.Ş. mühimmat fabrikasında 24 Aralıkta sabah saatlerinde meydana gelen patlama sonucu 11 işçi hayatını kaybederken 3 işçi yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Mühimmat, av, spor ve ses fişeği gibi patlayıcılar...
- Merhabalar dostlar. Yaklaşık 9 yıldır iş güvenliği uzmanı olarak çalışıyorum. Aslında yapmamız gereken çok daha fazla şey varken yasalar, yönetmelikler, patronların baskıları ve işçilerin canını umursamamaları nedeniyle temel olarak yapabildiğimiz...
- Birleşik Metal-İş üyesi 500 işçinin Hitachi Energy’nin Kartal, Tuzla, Dudullu ve Dilovası fabrikalarında 4 Aralıktan bu yana sürdürdüğü grev 20. gününde anlaşmayla sonuçlandı. 14 Aralıkta Cumhurbaşkanlığı kararıyla metal işçilerinin grevi “erteleme...