Kavlak ve Erdoğan: Bir İpte İki Cambaz
Türk Metal Üyesi bir işçi
Türk Metal Sendikası 18. Kadın İşçiler Kurultayı’nda, Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak bir konuşma yaptı. Kurultay’ın konuğu olan Başbakan da bir konuşma yaptı. Bu diyaloglar bende aynı ipte oynayan iki cambaz olduğu hissini uyandırdı. Belli ki Kavlak, sendikasına üye olan işçilerin arasında ne kadar büyük bir hoşnutsuzluk olduğunu fark etmiş, hükümeti uyarma görevini üzerine almış.
Kavlak taşeronluk sisteminin kölelik sistemi olduğunu vurguladı konuşmasında. İş kazalarının genelde taşeron işçilerin çalıştığı güvensiz ortamlarda meydana geldiğini söyledi. Kamuda 500 bine yakın taşeron işçisinin bulunduğunu hatırlattı ve bunların kadroya alınması talebinde bulundu. “Kıdem tazminatı gaspı olayını patronlar sürekli karşımıza çıkarıyorlar. Kıdem tazminatı bizim kazanılmış hakkımızdır, buna el uzattırmayacağız. Kıdem tazminatı bizim oğlumuzun damatlığı, kızımızın gelinliği, bizim kefen paramızdır onu elimizden aldırmayacağız” dedi.
Metal işkolunda devam eden toplu iş sözleşmesi sürecine de değinen Kavlak, “patronlar sürekli bize enflasyon oranında zam talepleriyle geliyorlar. Bu sözleşmede esnek çalışmayı ve köleliği bize dayatmaya çalışıyorlar. Bunu kabul etmeyeceğiz” dedi. 2013 yılının işçilerin yılı olacağını bu yıl da işçilerin şampiyon olacağını söyleyen Kavlak “biz bunu fazlasıyla hak ediyoruz. Biz hak ettikçe onlar ‘yok’ diyor. Eğer 2013 yılı bizim yılımız olursa, sizin de yılınız olur. Yoksa 2013 yılı ne sizin ne de bizim yılımız olur. Vallahi billahi zarar ziyan yılı olur” dedi. Türk Metal’in diğer sendikalar gibi her olayda eylemde olmadığını söyleyen Kavlak, “ama biz sokağa çıkarsak nelerin olacağını herkes görecek” diyerek, sahiplenmek zorunda kaldığı BMC işçilerinin eylemini örnek verdi. “Bugüne kadar bizim eylemlerde ne yapacağımızı merak edenler görecekler” dedi. Kavlak, “ben bir işçiyim, bakmayın takım elbise-kravatıma, mavi tulumu onurla taşırım üzerimde” diyerek sözlerine son verdi.
Başbakan, Kavlak’ın sızlanmalarına “taşeronluk sistemini sendikaların bize sunduğunu buradan söylemek zorundayım” cevabını verdi. “Kıdem tazminatı ile alakalı her şey spekülasyondur. İktidarı yıpratmaya yöneliktir” dedi. Başbakan, “işveren ve işçi bir elmanın iki yarısı gibidir. Biri olmadan diğeri olmaz” dedi. “Benim Pevrul kardeşim de işveren. Sen de bir işverensin. Sen de yanında çalışanlara ücret ödüyorsun. Ben merak ediyorum acaba Türk Metal Sendikası’nda çalışanlarının aldıkları ücret ortalaması nedir? Bu da önemli!”
Dostlar, kısaca size bu konuşmaların aklımda kalan bir bölümünü özetledim. Taşeronluk sisteminin kaldırılmasının istenmesi gerçekten biz işçilerin istediği bir konudur. Çünkü taşeronluk sistemi can yakıcı bir sistemdir, daha düşük ücret verilen, gerekli iş güvenliği önlemlerinin olmadığı, hak gasplarının tavan yaptığı bir sistemdir. Başbakanın dediği gibi gerçekten bunu sendikalar mı önerdi? Bunlar işçileri temsil ettiklerini söyleyen sendikalar mı?
TİS sürecine de değinen Kavlak 2013 yılının işçilerin yılı olacağını söylüyor. Diğer sendikaların gereksizce sokaklara çıktığını söylüyor. Kendilerinin böyle yapmadığını, aslında açıkça uzlaşmacı bir sendikal anlayışı temsil ettiklerini söylemiş oluyor. Tam da bu nedenle, işçi arkadaşlarımızla Türk Metal Sendikası Başkanının konuşmalarını değerlendirdiğimizde, Kavlak’ın samimi olmadığını, işçilere poz kestiğini, hiç bir şeyin dediği gibi olmayacağını, gene TİS’te %5-6’lara imza atılacağını biliyoruz.
Başbakanın “işçi ve patron bir elmanın iki yarısıdır, biri olmadan diğeri olmaz” demesi hiç gerçekleri yansıtmıyor. Madem biz bir elmanın iki yarısıyız, biz işçiler sefalet çekerken patronlar neden bolluk içinde yaşıyorlar. Bizler alın terimizi dökerken onlar deri koltuklarında oturup keyif çatıyorlar. Onlar alın terinin ne olduğunu bilmezlerken biz nasıl olur da bir elmanın iki yarısı oluruz? Patron işe gelmediğinde hiçbir şey olmuyor. Fakat biz işçiler işe gitmezsek üretim olmaz. Patron para kazanamaz. Demek ki Başbakanın dediği burada boşa çıkıyor. İşçi olmazsa patron bir hiçtir!
Kavlak işçiymiş! Sendikadan 65 bin lira gibi bir maaş alan bir adam nasıl işçi olduğunu söyleyebilir? Ancak işçiler örgütsüz olduğunda bunları söyleyebilir. Dostlar gelin fabrikalarda birlikte örgütlenelim ve bu sendika ağalarına her şeyin böyle kolay olmadığını, lafla olmadığını işçilerin disiplinine yakışır bir şekilde, bu konuların nasıl sonuçlanacağını onlara gösterelim.
Fabrika Kızı
Son Eklenenler
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...
- Sorunlarımız her geçen gün katmerlenerek büyüyor. Mutfak masrafları, faturalar, barınma sorunu, düşük ücretler… Ama yalnızca sorunları sıralamakla bir yere varamayız. Yaşadığımız sorunları çözüme kavuşturmak için öncelikle sorunun kaynağını...