Kim Ulan Bu Doymak Bilmeyen?
Tuzla’dan bir işçi
Dostlar, ben metal fabrikasında çalışan bir kadın işçiyim. Bu fabrikada çalışmaya başlayalı çok olmadı. Sizlerle fabrikada yaşadığım bir olayı paylaşmak istiyorum. Biz fabrikada kışın yemeklerde neredeyse her gün meyve olarak sadece elma yeriz. Bir akşam vardiyasında arkadaşlarla bahçede oturuyorduk. Şöyle bir bahçeyi gözümle taradım. Bir de baktım ki meyve ağaçları var. Ben meyveyi çok severim. Yanımda oturan arkadaşlara “ben şu meyve ağaçlarına bir bakayım, var mı bir şey” dedim. Bunun üzerine hepsi ayaklandı. “Sakın elleme!” diyerek korkuyla beni durdular. Hatırladıkça hâlâ gülümsüyorum. Zannedersiniz ölüm tehlikesi var. “Niye ya?” dedim. İçlerinden biri “seni işten çıkarırlar” dedi. O an donakaldım “şaka mı yapıyorsun?” dedim. “Ciddiyim elleme, ağaçlar yasak dediler” diye cevap verdi. “Peki, resim çekildik biz dün arkadaşlarla ağaçların önünde, o da yasak mı?” deyince “yok o kadardan bir şey olmaz” dediler. “Valla olacak şey değil. Neden peki?” diye sordum. Benden önce burada çalışan bir işçi arkadaşı sırf bahçeden domates, biber kopardığı için işten çıkarmışlar! İşten çıkarılan arkadaş gece vardiyasında bize verilen zeytin, peynir kötü olduğu için bahçeden domates ve biber alıyor. Ertesi gün patron yanına çağırıp “neden sebze koparıyorsun, aç mı kalıyorsun da bahçeden alıyorsun?” diyerek azarlamış. Arkadaşımız da “evet ezik zeytin ve çürük peynir veriyorsun, aç kalıyoruz” demiş. Bu patron arkadaşımızı işten çıkardığı yetmezmiş gibi, beraber çalıştığı eşini de 4 yıldır kadroya almamış.
Her gün yüzlerce işçinin sırtından kâr eden patron, şimdi ikinci fabrikasını açtı. Sırf hobi olsun diye bahçede meyve, sebze yetiştiriyor. Çıkanları toplayıp evine götürüyor. Patronlar, gece gündüz duman altında kalıp, iki yüz derece sıcakta ter döken işçilerin alın terini sömürerek palazlanıyorlar. Onlar maliyet diye güvenlik sensorunu taktırmadığı için kolu prese sıkışan, taşeronda çalıştığı için hakları yenen, kimyasaldan kolları yara bere dolmuş biz işçilerin halinden anlayabilirler mi? Kendileri hiçbir lüksten ödün vermezken, bize en kötüsüyle yetinin diyorlar. İki lokmamıza gözünü diken patrona aslında bizim sormamız lazım: “Hayırdır aç mısınız?” Ne diyordu değirmenci dayı; “bu nasıl çark ulan buğday bizim, ezilen biziz, un olan biz, aç kalan hepimiz. Kim ulan bu doymak bilmeyen?”
Elleri Var Özgürlüğün
Son Eklenenler
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...