Sorumluluklarımız Var!
Gebze’den bir metal işçisi
Adına kapitalizm dediğimiz bu sömürü düzeni, biz işçileri adeta birer robot haline getirmiş durumdadır. Eşine, çocuklarına iyi bir gelecek ve yaşanabilir bir hayat sunmak için çabalayan biz işçiler sağlığımızdan, zamanımızdan yani hayatımızdan feragat ediyoruz. Sabahın alacakaranlığında işe gitmek için evden çıkan işçi akşamın kör karanlığında eve dönüyor. Uzayan iş saatleri, fazla mesailer durumu içinden çıkılmaz bir hale getiriyor. Fazla mesai yaparak ailesine iyi bir yaşantı sunduğunu sanan işçi, ailesinden uzaklaşarak onlara zaman ayıramaz duruma geliyor. Aslında bu durum işçi ailesini mutsuz ediyor.
Ben metal sektöründe çalışan sendikalı bir işçiyim. Fabrikamızda fazla mesainin olmadığı bir gün yoktur. Hafta içi ve hafta sonları kesintisiz bir şekilde işçiler fazla mesaiye kalıyor. Fakat mesailer zorunlu değil isteğe bağlı. Yani isteyen kalır istemeyen kalmaz. Ücretler düşük olunca tabi her işçi kalmak için birbiriyle yarışır. Mesaiye katılanların sayısı azımsanmayacak kadar çok. İşçi arkadaşlarım hem fazla mesaiye gelir hem de hayıflanırlar. Bu arada sendikamız tarafından yürütülen toplu sözleşme görüşmeleri sürecinde mesaiye kalmama eylemleri oldu. Geçmiş dönemde mesaiye kalmama eylemlerine kızan, kurtuluşu mesaide gören bazı işçi arkadaşların mesai yok diye mutlu olduklarını gördüm. Hafta sonunun tatil olduğunu bilmenin, aile ve çocuklarla zaman geçirmenin çok güzel olduğunu söylediler. İnsan olduklarının farkına vardıklarını söylediklerini duymuştum konuşurlarken. Ben de şaka yollu onlara sataşmış, “mesaiye kalmak mecburi değil, kalmazsın olur biter” demiştim. İşte bunun üzerine can yakıcı o cevap geldi: “Eğer mesai olur da ben fazla mesaiye gelmezsem çocuklarıma ve eşime karşı sorumluluklarımı yerine getirmemiş olurum. Derdim ailemi iyi bir şekilde yaşatmak” dedi.
Aslında fazla çalışarak ailemizden ve parçası olduğumuz toplumdan uzaklaşıp yalnızlaşıyoruz. Bu çalışma sistemi ve temposuyla bir robottan farkımız yok. Çocuklarımızın geleceği fazla mesai ile kurulamaz, çünkü daha fazla çalışarak daha çok fakirleşiyoruz. Sendikalı olduğumuz halde ücretlerimiz insanca yaşam koşullarının çok altında. İşçi arkadaşlarım ise çözümü fazla mesaiye kalarak açıklarını kapatmaya çalışmakta buluyor. Geçmiş işçi kuşaklarının bize bıraktığı 8 saat işgünü mirasını, aynı bir “mirasyedi” gibi harcıyoruz, sahip çıkmıyoruz. İş saatleri bugün 12 saate çıkıyor. Feraha mı çıkmak istiyoruz? O zaman iş saatlerinin düşürülmesi ve asgari ihtiyaçlarımızı karşılayabileceğimiz bir ücret için birbirimize güvenmeli, birlikte mücadele etmeliyiz. Bütün işçilerin çıkarları ortaktır, bunu böyle bilelim. Bize düşen zamanın tekerini geriye doğru değil, ileriye doğru taşımaktır.
Birlikte örgütlü mücadeleye!
Ahmet Yıldız Bu Ortalamaya Girer mi?
UİD-DER’li Olmak
Son Eklenenler
- Filistin halkının İsrail devleti tarafından topraklarından zorla çıkarılıp sürgün edildiği, binlercesinin öldürüldüğü, yüzlerce köy ve kasabanın yakılıp yok edildiği “Nakba” yani “Büyük Felaket”in üzerinden 76 yıl geçti. On yıllardır zulüm altında...
- Adıyaman: Besni OSB’de üretim yapan Mega Polietilen fabrikası işçileri 8 Nisanda BİRTEK-SEN öncülüğünde ücret gaspına karşı direniş başlatmışlardı. Direniş çadırları yakılan işçiler, baskı ve saldırılara rağmen devam ettirdikleri mücadeleleri sonucu...
- 2024 1 Mayıs’ını geride bıraktık. İşçi sınıfı tüm dünyada talepleriyle alanlara çıktı. Ben de örgütlü bir petrokimya işçisi olarak mücadele örgütümüz UİD-DER ile alanlara çıktım. UİD-DER’le işçi sınıfımızın patronlar sınıfına karşı sıkılı yumruğuyla...
- Öyle bir sloganla, öyle bir umut ışığıyla çıkmalı ki yola, her dokunuşun, her haykırışın binlerce kilometre uzaktaki insanın dahi evindeki sıcaklık, yüreğindeki nasırlaşmış yaraya merhem olsun. Emeğin satılması diye bir cümlenin ağırlığı altında...
- “İşçi sınıfının Süleyman’ı”, işçilerin hocası Süleyman Üstün, 19 Mayıs 2007’de 80 yaşında hayatını kaybetti. Aslen öğretmen olan Süleyman Hoca, 1970’lerde DİSK’e bağlı sendikalarda işçilere eğitim vermeye başladı. Lastik-İş Sendikasının...
- “Diplomanıza ekleyeceğiniz her belge birdenbire size tüm kapıları açacaktır.” Üniversitede kariyer gelişimi dersinde hocamızın bizlere söylediği sözler bunlar. Bu dersin amacı kariyer planı yapıp ileriye dönük hedefler belirleyerek, “Daha rahat...
- Gün ağarıyor işçi semtlerinde/ Bir hareketlilik başlıyor / Ve sesler yükseliyor sokak aralarında/ Gelen bu sesler, bu sesler/ Bir haykırış bir isyan bir direnişin sesi/ Fabrikalardan taşıyor işçiler
- Tarihin en büyük filozoflarından biri olan Aristo, bundan yaklaşık 2300 yıl önce yazdığı bir eserine şu cümleyle başlar: “Bütün insanlar doğal olarak bilmek ister.” İnsanı insan yapan, onu doğadaki diğer canlılardan ayıran başlıca unsurlardan biri...
- Kapitalist sistem toplumun çoğunluğunu oluşturan işçi sınıfına, bu sınıfın bir parçası olan gençlere söz hakkı tanımıyor. Pek çok sorun yaşıyoruz ama itiraz hakkımız yok sayılıyor. Ağır çalışma koşullarına itiraz ediyorsun, patron “beğenmiyorsan...
- İktidarın 2024 yılı için “büyük zam” müjdeleriyle açıkladığı asgari ücret ve emekli maaşı zamları, yılın daha ilk üç ayında enflasyon yüzünden güneş gören kar gibi eridi. Milyonlarca emekliye reva görülen 10 bin liranın sefalet maaşı olduğu, asgari...
- Motokurye olarak çalışan Balıkesir Üniversitesi öğrencisi 20 yaşındaki Ata Emre Akman, 11 Mayısta sipariş bırakmaya gittiği adresten ayrılırken defalarca bıçaklanarak öldürüldü. Ata Emre’nin ölümünden sonra ülkenin pek çok kentinde protesto...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmen olarak 1 Mayıs coşkusunu bu sene yine UİD-DER ile birlikte yaşadık. Rejimin baskılarının arttığı, işçi ve emekçilerin nefes alamadığı bir dönemde bizler alanlarda taleplerimizi haykırdık, dost...
- Merhabalar. 1 Mayıs öncesinde UİD-DER’in temsilciliklerinde düzenlenen “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” etkinliklerini izleyebilme fırsatı buldum. UİD-DER’li işçi abi ve ablalarımız etkinliklerde şarkılarla,...