Buradasınız
UİD-DER’li Olmak
Gebze’den bir petrokimya işçisi
Bir kadın işçi olarak hayatın acımasız yüzüyle erken tanıştım. İnsanın insana yaşattığı zalimlikleri, hainlikleri gördüm. En önemlisi de çok insanın çıkarsız selam vermediğini gördüm. Hep sorardım kendime; çıkarsız arkadaşlıklar, dostluklar kurabilir miyim diye. Düşünürdüm, ama umutsuzluk ve inançsızlıkla. Çünkü bilirdim, görürdüm insanın insana çıkarsız değer vermediğini. Hele güven, kimse kimseye güvenemez, hep kuşkuyla yaklaşır insanlar birbirine. “Bu devirde babana bile güvenme” sözü vardır ya kazınmıştır kafamıza. İnsanı bu denli kirleten, insani değerleri, paylaşmayı, dayanışmayı, güveni yok eden, insanı adeta bir canavara çeviren şeyin sebebi ne diye düşünürdüm. Neden her geçen gün biraz daha kötüleşiyor insanlar, böyle yaşamak zorunda mıyız? O zaman insan olmanın ne anlamı var, koskoca dünyaya sığamıyor muyuz? Böyle olmak zorunda mı, böyle olmamalı diye isyan ederdim kendi kendime. Ama nasıl? Cevapsız sorular birikirdi kafamda, bir türlü cevabını bulamadığım sorular.
Zaman zaman kendi sıkıntılarıma gömülürdüm, sanki koca dünyada bir ben yaşıyormuşum, bir benim başıma geliyormuş gibi bütün sıkıntılar. Yine bir gün kendi sorunlarımla boğuşurken ve kara kara düşünürken yemek molasında, işe yeni başlayan bir arkadaşla tanıştım. Arkadaşlık kurmaya başladık ve hep onun benim gibi karamsar olmadığını gördüm. Umutla bakıyordu insana, yarınlara. Anlayamıyordum, bu kadar kirli bir dünyada nasıl oluyordu da umut dolu olabiliyordu. Sonrasında beni UİD-DER’le tanıştırdı. İlk zamanlar kendimce tereddütlerim vardı, ama zamanla gördüm ki insanlar birbirine gerçekten kardeş, arkadaş ve dost gibi yaklaşabiliyor, güvenebiliyor ve paylaşabiliyorlar. Fikirlerini tartışabiliyorlar, her seferinde birbirlerine yeni şeyler öğretebiliyorlar. Birbiriyle kan bağı olamayan insanlar aile gibi olabiliyor. Bunu hissettiğimde kendi kendime; böyle insanlar olabiliyormuş, hayatın bütün pisliklerine rağmen insani değerleri bilen, işçi sınıfı için mücadele eden, birbirine güvenebilen insanlar varmış, dedim. Beni bu yönüyle çok etkiledi. Yani tam da inancımı kaybettiğim anda inanmaya başladım UİD-DER’le.
UİD-DER’li arkadaşlarla, öncesinde kendime sürekli sorduğum ve tek başıma cevabını bulamağdıım sorularıma cevap bulmaya başladım. Bu denli yaşamı ve insanlarımızı kirleten, gitgide çıkmaza sürükleyen, o dipsiz kuyunun sebebinin kapitalizm olduğunu öğrendim. Günlük hayatta da şahit olduğumuz gibi her şey patronların çıkarına. Böyle bir düzende yalnız başına mücadele etmenin hatta ayakta kalmanın mümkün olmadığını kavradım. Ya hep beraber çıkacağız bu karanlıktan, ya da hep beraber boğulacağız kapitalizmin dipsiz kuyusunda. Üreten bizleriz, karanlıkları aydınlıklara kavuşturacak olan da bizleriz. İşçi Dayanışması bülteninde “Sınıfını Bil Safa Gel” başlıklı bir yazı vardı. Ben de diyorum ki ben sınıfımı öğrendim safıma geldim, şimdi sıra safları sıklaştırmakta işçi kardeşler.
Ahmet Yıldız Bu Ortalamaya Girer mi?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...