Buradasınız
Ve Beklenilen Geldi
1 Ocak 2021 - 23:00
Bugün birçok bilim insanı, Covid-19 hastalığının aslında Aralık 2019’dan çok önce yayılmaya başladığına işaret ediyor. Aralık ayının sonunda Çin’de ilk vakalar resmen kabul edildiğinde, Dünya Sağlık Örgütü bu ülkeye seyahatleri durdurmaya gerek olmadığını açıkladı. ABD dâhil Batılı ülkeler, durumdan istifade ederek Çin’i beceriksiz olmakla suçlayıp bir gözden düşürme savaşı başlattılar. Hiçbir ülke aylarca bu virüsü, yol açtığı hastalığı ve emekçileri umursamadı. Fakat tam da aynı zaman diliminde bir şey daha oldu: Beklenilen fırtına geldi ve kapitalizm tarihinde benzersiz bir krize girdi. Vurgulayalım: Salgın sürecinin bu krizle kesişerek ekonomik çöküşü derinleştirmesi, kesinlikle bu gerçekliği değiştirmez. Krizin sahne almasından itibaren egemenler, salgına sarıldılar ve onu sömürü sisteminin pisliklerinin üzerini örtmek için kullanmaya giriştiler.
Bugün benzeri dönemlerde egemen düşünce toplum üzerine tüm ağırlığıyla çöker ve bu düşünceyi sorgulayanlar derhal toplumdan aforoz edilir. Nitekim düzen cephesinin salgına karşı “önlemlerini” sorgulayanlar şu şekilde baskı altına alındı: “Bu hastalığı küçümsüyor musunuz? Sağlık mı, yoksa özgürlük mü önemli?” Bu şekilde bilinçler bulandırılırken, insanlar kasıtlı olarak korkutulup paniğe sürükleniyor ve toplum bir korku tüneline itiliyordu. Oysa gerçekte egemenlerin asıl derdi salgına karşı kapsamlı ve etkili bir mücadele yürütmek değil, onu çok yönlü bir saldırı aracına dönüştürmekti. Covid-19’un bir işçi sınıfı hastalığına dönüşmesi de, egemenlerin asıl derdinin salgına karşı mücadele etmek olmadığını gözler önüne seriyor. Şimdi gelin Dayanışma TV’nin Haziran 2020’de hazırladığı “1929’dan 2020’ye: Kapitalizm Tarihsel Çıkmazda” belgeselini izleyelim ve salgının neden bir örtüye dönüştürüldüğünü tarihsel bütünlük içinde görelim:
Egemenler, teknolojik yeniliklerle, baskı ve yasaklarla işçi sınıfını sindiremeyecekler! İnsanlık, geçmişten geleceğe tüm zorlu dönemeçleri aşıp bugüne geldi. Kimi zaman gittiği noktadan gerilere savruldu ama düştüğü yerden kalkıp ilerlemesini bildi. Dünün eşkıyaları da değişimin önünde duramadılar bugünün eşkıyaları da duramayacak. Ne zaman Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz şarkısını dinlesek, bu duygumuz daha bir pekişir. Bu şarkıya can veren şiiri Sabahattin Ali, Sinop zindanlarında yazmıştır. Zalimlere boyun eğmeyen yiğitler için…
Sabahattin Ali, Sinop Cezaevi’nde yatarken bir zamanlar aynı cezaevinde kalmış Sandıkçı Şükrü’nün hikâyesini dinler. Rizeli Şükrü, ağalara başkaldırmış, zengine karşı fakirin yardımcısı olmuş yoksul bir köylüdür. Her geçen gün yoksul halkın desteğini daha fazla alan Sandıkçı Şükrü, yoksul halkın emeğine el koyanların yüreğine korku salmıştır. İşte bu şiirinde pusuya düşürülüp, etrafı sarılan Şükrü’nün ağzından konuşur Sabahattin Ali...
UİD-DER’li İşçilerden Yeni Yıl Mesajları
“Umut Ekiyoruz Yarınlara” diyen dostlara selamlar.
Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek! (Adnan Yücel)
Bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bin kez budadılar körpe dallarımızı
bin kez kırdılar.
yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz
bin kez korkuya boğdular zamanı
bin kez ölümlediler
yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Geçtiğimiz o ilk nehirlerden beri
suyun ayakları olmuştur ayaklarımız
ellerimiz, taşın ve toprağın elleri.
yağmura susamış sabahlarda çoğalırdık
törenlerle dikilirdik burçlarınıza...
Saraylar saltanatlar çöker
kan susar bir gün
zulüm biter.
menekşelerde açılır üstümüzde
leylaklarda güler.
bugünlerden geriye,
bir yarına gidenler kalır
bir de yarınlar için direnenler...
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Sezin Çağla
UİD-DER’li İşçilerden Yeni Yıl Mesajları
Biz farklı sektörlerde çalışan UİD-DER’li kadın işçiler olarak karanlığa inat aydınlık günleri düşlüyoruz. Bunu mücadelede rehberimiz olan, emek verildiğinde pek çok şeyin değişebileceğini bizlere her defasında gösteren örgütümüz UİD-DER’le başaracağımıza inanıyoruz. Her geçen gün büyüyen ve kendini her koşulda yenileyen bir yapının parçası olmaktan gurur duyuyoruz. Yeni yılda da yüreklerimizde aynı özlemi taşımaya devam ediyoruz. İnsanın insanca yaşadığı, baskının, şiddetin ve sınırların olmadığı güzel günler diliyoruz. Bizler sınıfımızın geçmiş deneyimlerinden esinlenerek birlik ve dayanışma içinde olursak çarkı bozuk bu düzeni yenebileceğimize inanıyoruz. Mutlu yarınlar için mücadeleyi büyütmek dileğiyle.
Bağcılar’dan kadın işçiler