“Özel İnsan” Algısı
Bahçelievler’den bir işçi çocuğu

Birbirinden hiçbir farkı olmayan mahalleler, sokaklar, ardı arkası kesilmeyen gecekondu veya apartman daireleri ve onları bulutların üstünden izleyen “Büyük İnsanlar”.
Örgütsüz ve mücadeleden uzak işçiler, çalışmaktan ve uyumaktan arta kalan kısacık vakitlerini, her ne kadar düşünmek istemeseler de içinde oldukları duruma bakıp, bunu düşünmekle geçirirler. Karın tokluğuna çalışır. Kibrit kutusuna benzer evlerin içindeki milyonlarca insandan hiçbir farkı olmadığını bilir ve kendisini bir karınca kadar değersiz hisseder. Ve aynı işçiler, hep ağızları açık bir şekilde izledikleri zengin, “özel”, para içinde yüzen dizi karakterleri gibi olamadıkları için kendilerini suçlarlar. Bu durum işçileri “yaşadık ve başarısız olduk” psikolojisine sokarak hayata olan umutlarını ve inançlarını sömürür. Fakat bu, aslında burjuvazinin oluşturduğu koskoca bir yalandır! Bu yalan “kapitalizm”dir. İşçiyi karınca ya da köle yerine sokan işçinin kendisi değil burjuvazidir. Eğer hayatlarımızdan memnun değilsek, köle yerine koyuluyorsak, bu burjuvazinin ve ona sessiz kalanların suçudur! Bizler insanız ve yarınları korkuyla beklemek zorunda değiliz! Çünkü insan ömrünün göreceği yarınlar sayılıdır. Ve bizler güzel yarınlar hak ediyoruz. İşçiler bebeklerin ağlayarak can vermediği, insanların çıkar ilişkileri yüzünden katledilmediği, sınıfsız, sınırsız ve sömürüsüz bir dünya istiyorlarsa mücadele etmek zorundadırlar.
İşçi sınıfı olarak bilmeliyiz ki; lüks otomobillere binemeyip, zengin olamadığımız için kendimize kızmak yerine patronlar sınıfının haksızlığına “YETER” dediğimiz zaman bizim için her şey yeniden başlamış olacak.
Sendika mısın İşveren mi?
Tanıklıklar’dan 12 Eylül Karanlığı
Son Eklenenler
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...