Stresi de Çarkı da Yaratan Kapitalizmdir

Son günlerde kafamızı ne yana çevirsek aynı şeyi görüyoruz: Stres çarkı! Otobüste, metrobüste, okulda, sokakta insanlar stres çarkı denen, iki parmağın arasında dönebilen bir mekanizmayı uzun süre döndürerek stres atmaya çalışıyor. Özellikle de gençler yoğun ilgi gösteriyorlar stres çarkına. Peki, nereden çıktı bu stres çarkı?
Stres çarkını ilk olarak ABD’li yoksul bir kadın, çocuğuna oyuncak olarak tasarlamış. Yaşadığı rahatsızlıktan dolayı kızıyla ilgilenemeyen kadın, çocuğunun oyalanması için stres çarkını bulmuş. Ancak patent ücretini ödeyemediği için şu an stres çarkının satışlarından hiçbir gelir elde edemiyor, yoksulluk içinde yaşamaya devam ediyor. Dünya çapında popüler olan stres çarkı, mucidine değil oyuncak sektöründeki patronlara milyonlar kazandırıyor. Bu örnek bizlere bir kez daha kapitalizmin anlamsızlığını, eşitsizliğini, adaletsizliğini açıkça gösteriyor.
Bu sömürü düzeninde strese girmemek mümkün değil. Uzun saatler çalışıyor ancak yine de geçinemiyoruz. Ay sonunu nasıl getireceğiz diye kara kara düşünüyoruz. Vardiya sistemi yüzünden bütün dengemiz şaşıyor. Gençler ise hayatlarını garanti altına alabilmek, iyi okullar kazanmak için çalışıp didiniyorlar. Her yıl sınavlara girip “rakiplerini” elemeye çalışıyorlar. Ancak okullardan mezun olunca işsizlikle ya da düşük ücretle kötü koşullarda çalışma gerçeğiyle karşı karşıya kalıyorlar. Tüm bunlar insanların strese girmesine, gergin olmasına sebep oluyor. Patronlar sınıfı ise kendi yarattığı bu durumu bile fırsata çeviriyor. Güvencesizlik, baskı, sömürü, yoksulluk ile önce insanları strese sokuyor, sonra da fiyatı 10 ilâ 200 lira arasında değişen stres çarklarını ellerine tutuşturuyorlar! Bilinçsiz, örgütsüz insanlar da çareyi bu oyuncaklarda arıyorlar. Ancak elbette kapitalizm bataklığının stresi küçük bir çarkı çevirmekle bitmiyor. Böylece egemenler bir yandan ciddi kârlar elde ederken bir yandan da emekçilerin zihinlerini bulandırıyorlar. Emekçiler zaten çok kısıtlı olan boş vakitlerini de bu tür şeylerle heba etmiş oluyorlar.
Egemenler sömürü düzeninin çarklarında bizi öğütüp posamızı çıkarmaya çalışıyorlar. Hayatlarımızı yaşanmaz hale getiriyor sonra da hiçbir şey düşünemeyelim diye beynimizi uyuşturmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Kimi zaman bir oyuncak ile kimi zaman da televizyon ile bizi oyalamaya çalışıyorlar. Eğer bilinçsiz ve örgütsüz olursak egemenlerin bu oyunlarına kapılıp bize reva gördükleri hayatları yaşamak zorunda kalırız. Böylece bu sömürü düzeni hem bedenimizi hem de zihnimizi çürütür. Kapitalizmin çarkları toptan yok olursa stres çarkına da ihtiyaç kalmaz. Aslı stresi yaratan kapitalizmi yok etmemiz gerekiyor. Gelecek kaygısından, yoksulluktan, içimizi kemiren çaresizlik duygusundan kurtulabilmek için örgütlenip, mücadele edip sömürü düzeninin çarklarını kıralım!
Kıdem Tazminatı Helaldir
Son Eklenenler
- Artık eski kuşak bir işçi olarak, gençliğimde başımdan geçen bir olayı anlatacağım. Yıllar evvel “iş kazası” nedeniyle biri ağır iki ayrı ameliyat olmuştum. Sonrasında bir buçuk seneye yakın yatalak kalmıştım. Bu sürenin 7 ayını evde geçirmiştim....
- UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılan bir engelli arkadaşımız, dünyada 1 milyar engelli olduğunu söyledi. Bu rakam 8 milyarlık dünya nüfusunun yüzde 12,5’ine denk geliyor. Yani her 8 kişiden biri engelli! TÜİK verilerine göre de Türkiye’de en az 10 milyon...
- ABD’nin her yıl “özgürlük ve bağımsızlık günü” olarak kutladığı 4 Temmuz, bu yıl resmi törenlerin ve barbekü partilerinin ötesine geçerek işçi ve emekçilerin öfkesine sahne oldu. “Amerika’ya Özgürlük” sloganıyla onlarca şehirde gerçekleşen...
- Şüphesiz ki koşullar insanın ruh halini belirlemede çok etkili olur. Aynı şekilde tersine, bilinçlenen, ruh halleri değişen insanlar koşulları belirlemekte ve değiştirmekte çok etkili olur. Örneğin yoğun bir kış mevsimin yarattığı ruh hali, öyle bir...
- “Kamu imkânlarını amacı dışında kullanmak, kamuya ait işleri yavaşlatmak ya da aksatmak, verilen görevleri layıkıyla yerine getirmemek hem vebal hem de günahtır. Kamu hizmetlerini sunarken insanlar arasında ayrım yapmak, tanıdığı kişilere öncelik...
- Petrol-İş Sendikasında örgütlü grevci TPI Kompozit ve Temel Conta işçileri ile grevlerini kazanımla sonuçlandıran DYO Boya işçileri ve sendika düşmanlığına, işten atma saldırılarına karşı direnen TEKSİF üyesi Digel Tekstil işçileri, İzmir Menemen...
- Yıllar önce çalışıp ayrıldığım işyerinden bir işçi arkadaşım anlattı. Patron ekonomik krizden dolayı iflas ettiğini, işyerini kapatacağını söylemiş işçilere. Sonra patronla birlikte oturup ağlaşmışlar; “ne güzel bir işyerimiz vardı, ne güzel bir...
- Başlıkta yer alan ifadeler, Hakkı Özkan’ın “Grevden Sonra” romanındaki öncü işçi Nuri’nin eşinin sözleridir. Nuri, grevde öncüdür; mayası sağlam, kararlı bir işçidir. Yazar Hakkı Özkan matbaa işçiliği yapmıştır, yaşadıklarını romana aktarmıştır. “...
- Gebze Sendikalar Birliği, İsrail devletinin Gazze’de yürüttüğü katliamı, emperyalist savaşı lanetlemek, Filistin halkının sesi olmak, işçilerin dayanışmasını büyütmek için Filistinli sendikacılarla birlikte Gebze Kent Meydanında bir eylem düzenledi...
- Kenya’da, geçtiğimiz sene Haziran ayında, IMF’nin dayattığı kemer sıkma politikaları doğrultusunda yeni vergi yasası hazırlanmıştı. Bu yasa tasarısı, işsizlik, yoksulluk ve artan hayat pahalılığıyla boğuşan işçilerin ve emekçi gençliğin öfkesini...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu, Kocaeli Dilovası ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında, düşük zam dayatmasına karşı greve çıkan işçilerin mücadelesi 44. gününde kazanımla sonuçlandı. İlk yıl için yüzde 73...
- İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek için çalışan UİD-DER, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yılı vesilesiyle 29 Haziranda, “Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!”...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kocaeli’nin Körfez ilçesinde faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında yüzde 30 sefalet dayatmasına karşı işçiler, 3 Temmuzda greve başladı. Devrimci Sağlık-İş Sendikasının, kamu işçilerine dayatılan sefalet...