“Altın Emzikler Piyasada! Duyan İnanamadı”
İzmir’den bir İşçi Dayanışması okuru

Kayseriliye mal edilen “eşeği boyar babasına satar” sözünün aslında her şeye satılacak, kâr getirecek şey gözüyle bakan patronlar sınıfı için söylenmesi gerekir. Zamlar her gün taş olup tepemize yağıyor. Yoksullar kıvrılıp giden ucuz ekmek kuyruklarında isyan ediyorlar. İşte yoksulların karnını doyuracak ekmek almakta dahi zorlandığı bu günlerde, havuz medyası “Altın emzikler piyasada! Duyan inanamadı” başlığı altında dizi dizi altın emzik ve biberonların resimlerini servis etti. Altın emzik ve biberonları satan eczane değil, Bursa’da bir kuyumcu. Kuyumcu altın emziklerin 2 bin 500 ile 3 bin liradan satıldığını söylüyor. Emzikler bir kez kullanıldıktan sonra da “hatıra olarak” saklanıyormuş.
Havuz medyası “tamamen tesadüf” olarak aynı gün Erdoğan’ın 18 yıldır her açılışta kurdeleyi ayrı bir makasla kestiğini yazdı ve bu makasların sergilendiği bölümün fotoğraflarını servis etti. Makas koleksiyonunun sergilendiği alanın birkaç evden daha geniş olduğu görülüyordu. Makasların çoğu da altın kaplamaydı. Havuz medyası haberi makasları kullananı öve öve ve bol resimle servis etti. İnsan düşünmeden edemiyor: Erdoğan’ın altın kaplamalı makas koleksiyonunu gören yoksullar ne düşünmüştür acaba?
Bu arada zam haberinin gelmediği dakika bile yok. Yoksullar artık zorunlu gıda maddelerini dahi alamıyor. Fiyatların sürekli artmasına karşı yoksullar “artık yeter, bıktık, usandık” diyerek isyan ediyor. Yoksulların durumu buyken, saray ve avenesi açık açık aklımızla alay ediyorlar. Sanki kriz yokmuş, her şey güllük gülistanlıkmış gibi fiyatı 2 bin, 3 bin liradan satılan altın emziklerin kapış kapış satıldığını söylüyorlar. Gündem değiştirmek için Erdoğan’ın makas koleksiyonunu servis ederek “nereden nereye” masalı ile midesi boş açları uyutabileceklerini sanıyorlar. Biz sürekli yoksullaştık. Sermaye sınıfı AKP’li yıllarda besili domuzlar gibi şiştikçe şişti. Saraylılar “itibardan tasarruf olmaz” şımarıklığını yoksulların gözüne soka soka lüks içinde yaşıyorlar. Bu duruma karşı düne dek AKP’ye oy vermiş işçi-emekçiler bile ateş püskürüyorlar.
Marketler çalınmasın diye bebek mamalarını zincirlerle kilitliyorlar. Bebeğine mama alamayan binlerce aile varken, havuz medyası 2 bin 500, 3 bin liradan satılan altın emzik ve biberonun reklamını yapıyor. Bebeğine mama alamayan yoksulların aklıyla alay ediyor. Tarihin hiçbir döneminde görülmemiş bir krizin yaşandığını bebek mamalarına kilit vurulmuş olması bile yeterince anlatıyor. Pazar yerlerinden çürük meyve ve sebze toplayanların sayısı çığ gibi büyümüş durumda.
Kapitalist düzende patronundan hükümetine, üst düzey bürokratlarından medyasına dek hepsi aynı sömürücü sınıfın bileşenleridirler. Bu ikiyüzlü değil, bin bir yüzlü sömürücüler düzenlerini sürdürmek için bizim örgütsüzlüğümüzden güç alırlar. İşçi kardeşler, kavrayıp asla unutmamamız gereken şudur: Biz işçi sınıfı ile patronlar sınıfı asla aynı hayatı yaşamıyoruz. İşçiler olarak yaşadığımız tüm sorunlara karşı alanlarda, meydanlarda bir araya gelip hep beraber “yeter artık, bu düzeni değiştireceğiz” diye haykırmalıyız.
Son Eklenenler
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...