Buradasınız
Bağcılar’da İşçileri Mücadeleye Çağırdık

UİD-DER’li işçiler, işçi sınıfına karşı her türlü saldırıların arttığı bu dönemde mahallelerde, meydanlarda, işyerlerinde işçi ve emekçilere seslenmeye devam ediyorlar. 10 Ocak Pazar günü Bağcılar Fatih Mahallesi’ndeki işçileri sefalet ücretine ve artan baskı ve zorbalıklara karşı mücadele etmeye çağırdık. Yürüyüş yolu boyunca işçilere İşçi Dayanışması bültenimizi ve bildirilerimizi uzattık. Karşılaştığımız ve bizi daha önce gören işçi aileleri “hoş geldiniz” diyerek bizleri selamladılar.
Yeni yılla beraber gelen yeni zamlara, hayat pahalılığına ve artan baskılara karşı öfkeli olan işçi ve emekçiler yaşadıkları sıkıntılardan ve içinden çıkamadıkları sorunlardan bahsettiler. Özellikle asgari ücretin net 1300 lira olmayışını, asgari geçim indiriminin de belirlenen 1300 liraya dâhil edilmesini işçiler öfkeyle karşılıyor. Market alışverişinden çıkan bir teyze, elindeki bir iki torbayı göstererek; “bakın işte bunlara! Bu elimdeki birkaç parça şeyle bütün ayı idare etmem gerekiyor. Gel de yetir yetirebilirsen…” diyerek tepkisini ifade etti. Daha sonra bir kadın tekstil işçisi; “bırakın yeni yılla ücretimize zam yapılmasını, aldığımız günlük 50 lirayı 40 lira yaptı patron. Bir de asgari ücreti 1300 lira yaptık diye övünüyor birileri. Gelsinler de kendileri yaşasınlar o parayla bakalım. Kiralar, faturalar almış başını gidiyor. Gelin görün yaşadığım evi, burnunuzu kapatarak girersiniz rutubet kokusundan. 650 lira kira ödüyorum. O kadar sevindim ki sizi gördüğüme. Allah yolunuzu açık etsin” diyerek çalışmamızı destekledi. Ücretlerini düzenli alamayan, işten çıkartılmalarla karşı karşıya kalan, yemek ve yatak sorunu olan inşaat işçileri ise taleplerimizi sonuna kadar sahiplendiklerini söyleyerek, destek olmak istediklerini belirttiler. Bir başka kadın işçi ise aldığı ücretle kıt kanaat geçinmeye çalıştıklarını ve belirlenen yeni asgari ücretin de bu şartlar altında sefalet ücreti olduğunu söyledi ve şunları ekledi: “Bu sorunların dışında bir şey daha söylemek istiyorum. Şu an Türkiye’de bir savaş var ve kimse sesini çıkarmıyor. Ben Karadenizliyim ve Kürt değilim. Fakat her gün bir sürü ölüm haberi alıyoruz. Devletin biraz yapıcı olması gerekir. Ne olursa olsun hepimiz insanız ve yoksuluz. İşçileri bu konuda da duyarlı olmaya davet ediyorum.”
İşçi sınıfının gücünü bilen ve tarihinden dersler çıkaran bilinçli ve örgütlü işçiler olarak, sorunlarımız karşısında çözümsüz olmadığımızı, işçilerin birliği ve mücadelesiyle çözülemeyecek sorun olmadığını anlattık Bağcılar’da yaşayan emekçilere. Bu sömürü düzeni kendi çıkarı için işçi ve emekçileri kandırır, kullanır ve öldürür. Biz işçilerin sorunları ve çıkarları birdir. Bunun için birbirimize ihtiyacımız vardır. Hak ettiğimiz dünyaya kavuşabilmek ve sorunlarımızdan kurtulabilmek için birlik olup, örgütlenmeliyiz. Sefalet ücretine, uzun iş saatlerine ve artan baskı ve zulme karşı hep birlikte “hayır” diyerek mücadeleye katılalım!
Petrol-İş Gebze Kongresi Yapıldı
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...