Buradasınız
“Bot Al, Bot Ver”
Aydınlı’dan bir tekstil işçisi

Merhaba dostlar; ben bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Benim çalıştığım fabrikanın bir bölümünde kadınlar işi bot denilen bir alette yaparlar. Erkek arkadaşlar ise onlara sürekli bot taşırlar. Kadınlar botları bitince erkek arkadaşlara bağırırlar “bot al, bot ver”. Ben de fabrikadaki arkadaşlarımı UİD-DER işçi tiyatrosunun sergilediği “Köle İbrahim Tuhaf Konuşuyor” adlı oyuna davet ettim. Bu bölümdeki üç işçi arkadaşım da izlemeye geldi. Gelip izledikten sonraki gün işyerindeki çalışma şeklini daha iyi görmeye başladılar.
Tiyatrodaki kölelerin sürekli aynı şekilde çalışmaları ve söyledikleri cümleler (“taş al, taş ver, taş koydum”) onların bölümündeki çalışma şekline çok benziyordu. Benziyordu demek doğru olmaz bence, hemen hemen aynıydı. Sadece kölelerinki taş, bizimki bottu. Tiyatroyu çok beğendiğini söyleyen bir arkadaşım “bizim o kölelerden hiçbir farkımız yok, biz de onlar gibi geceli gündüzlü çalışıyoruz. Hem de kendimiz için değil başkaları için çalışıyoruz” dedi. Zar zor ikna ederek tiyatroya getirdiğim başka bir arkadaşım ise “o kölelerde ben kendimi gördüm. Onlar taş taşıyor, biz ise bot. Bir daha olursa mutlaka beni çağırın, kesin geleceğim” diyerek bizim kölelerden hiçbir farkımız olmadığına vurgu yaptı. Başka bir arkadaşım gelemeyen bir arkadaşıma “keşke gelip izleseydin ve senin başına da taş düşseydi. O zaman bu fabrikadaki çalışma koşullarını daha iyi görmeye başlardın” dedi ve ekledi: “Keşke o taştan olsaydı da herkesin başına düşseydi!” Ben de buna karşılık tiyatrodaki taşların bizler olduğunu anlattım. Bizler işçi arkadaşlarımızı yanımıza çekip UİD-DER’de bilinçlenmelerini sağlarsak onlar da İbrahim’in yaptığını yapar dedim.
Hepimizin başına taş düşmesini beklersek çok bekleriz. Çünkü biz işçi arkadaşlarımızla bir araya gelebilirsek bir güç olmaya başlarız. Bu gücü bizler UİD-DER sayesinde görebiliyoruz. İşçi arkadaşlarımızı da çevremize katarak, UİD-DER’e getirerek onların da bizim gibi bilinçli işçiler olmasını sağladığımızda bunu başarabiliriz. Aksi takdirde hayatımız bot alıp vermekle tükenir gider.
Son Eklenenler
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...