DİSK’ten “Türkiye İşçi Sınıfı Gerçeği” Araştırması

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu, Türkiye İşçi Sınıfı Gerçeği başlıklı araştırmasının özet sonuçlarını açıkladığı bir basın toplantısı gerçekleştirdi. 21 Şubatta Şişli Belediyesi Nâzım Hikmet Kültür Merkezinde düzenlenen toplantıda DİSK’in IPSOS Sosyal Araştırmalar Enstitüsü ile birlikte gerçekleştirdiği, Türkiye işçi sınıfının çalışma ve yaşam koşulları ile algı ve tutumlarını ortaya çıkarmayı hedefleyen saha araştırmasının özet sonuçları aktarıldı. 15 yaş üzeri 2000 işçi ile görüşülerek yapılan araştırmanın ayrıntılı sonuçlarının bir kitap halinde yayınlanacağı dile getirildi.
Toplantıya DİSK Genel Başkanı Kani Beko, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Kanber Saygılı, DİSK üyesi sendikaların genel başkanları, genel merkez ve şube yöneticileri ile işyeri temsilcileri katıldı. Açılış konuşmasını yapan DİSK Genel Başkanı Kani Beko, araştırmanın saha çalışmasının Eylül-Kasım 2017 döneminde yapıldığını ifade etti. Bu tip araştırmaların, sendikal politikaların oluşturulmasında ve sendikal mücadele önceliklerinin belirlenmesinde büyük önem taşıdığına işaret ederek bu çalışmanın kendi alanında bir ilk olduğunu vurguladı. Beko şöyle konuştu: “Araştırma, Türkiye’deki işçi sınıfının çalışma ve yaşama koşulları yanı sıra işçilerin sendikalara ilişkin tutumlarını tespit etmek açısından büyük önem taşıyor. Araştırmada çalışma ve yaşama koşulları yanı sıra toplumsal cinsiyet, sınıf bilinci ve sosyal hayat ile ilgili algı ve beklentilere de yer verildi. Araştırmanın gerçekleştirilmesinde emeği geçenlere ve katkı sunanlara DİSK Yönetim Kurulu ve tüm DİSK örgütü adına teşekkür ediyorum.”
Beko’nun ardından sözü alan Doçent Doktor Aziz Çelik raporun özet sonuçlarını aktardı: Çelik’in aktardığı araştırma sonuçları şöyle:
Türkiye İşçi Sınıfının Manzarası
- Ücretler düşük!
- Sigortasızlık kaygı verici
- Geçim sıkıntısı büyük!
- Çalışma süreleri uzun
- Sendikalaşma düşük
- Sendikalı işçilerin çalışma ve yaşama koşulları sendikasızlara göre daha iyi
- İşçilerin dörtte biri yıllık izin kullanmıyor!
- Çalışma hayatının en önemli sorunu düşük ücret ve işsizlik
- Çalışma hayatından memnuniyet oranı düşük
- İşçilere yönelik ayrımcılık yaygın, kadın işçilere yönelik ayrımcılık yüksek!
- İşyerlerinde sağlık ve güvenlik önlemleri yetersiz
- İşçilerin en yaygın sosyal faaliyeti TV izleme ve sosyal medya
Araştırma sonuçlarına göre, 2017 sonu itibariyle işçilerin ortalama giydirilmiş net geliri 1894 TL’dir. 2017 yılı asgari ücretin 1404 TL olduğu düşünülecek olursa işçilerin ortalama net kazançları asgari ücrete yakındır. İşçilerin yüzde 66’sı 2000 TL’den az gelir elde etmektedir.
İşçilerin yüzde 18’i çalıştığı işyerinde sigortası olmadığını belirtmiştir. Sigortasızlık eğitim, cinsiyet ve kayıt dışılığa göre değişiklik göstermektedir. 15-24 arası genç işçiler içinde sigortasızların oranı yüzde 34 ile 43 arasında değişmektedir.
İşçilerin yüzde 54’ü ay sonunu zorlukla getirdiğini ifade etmektedir. Lise altı eğitime sahip işçilerin yüzde 59’u ve sigortasız işçilerin yüzde 71’i ay sonunu zorlukla getirdiklerini beyan etmiştir.
Türkiye’de çalışma süreleri OECD ve AB ortalamasına göre yüksektir. OECD ülkelerinde haftalık ortalama çalışma süresi 40,4 saat iken Türkiye’de 49,3 saattir. İşçilerin yüzde 55’i haftada en az bir gün ve daha fazla olmak üzere fazla mesai yapmaktadır.
Araştırmaya göre işçilerin yüzde 87’si sendikasızdır. İşçilerin yüzde 44’ü sendikalara olumlu bakmaktayken, olumsuz bakanlar ise yüzde 16’dır.
Sendikalı işçiler sendikasızlara göre yüzde 21 daha fazla gelir elde etmektedir. Sendikalı işçilerde yıllık izin kullanmadıklarını söyleyenlerin oranı daha düşüktür. Araştırma, sendikalı işçilerin çalışma ve yaşama koşullarının sendikasızlara göre belirgin biçimde daha iyi olduğunu göstermektedir.
İşçilerin dörtte biri hiç yıllık izin kullanmıyor. İşçi gruplarına göre farklılık gösteren yıllık izin kullanımı sigortasızlarda yüzde 48’e yükselmektedir.
Araştırmaya göre çalışma hayatında düşük ücreti sorun olarak gören işçilerin oranı yüzde 77’dir. Çalışma hayatının ikinci en önemli sorunu ise yüzde 75 ile işsizliktir.
Genel olarak işçilerin çalışma hayatından memnuniyet oranları düşüktür. İşçilerin yüzde 43’ü kendisine ve ailesine yeterince zaman ayıramadığından dolayı şikâyetçidir. Yaptığı işe karşılık adil ücret kazandığını, ücretinden memnun olduğunu düşünen işçilerin oranı ise yarıdan azdır.
Ayrımcılık çalışma hayatında önemli bir sorun olarak öne çıkmaktadır. İşçilerin yüzde 14’ü en yüksek oranla siyasi görüş ve düşünceleriyle ilgili ayrımcılığa uğramaktadır.
Kadınlarda ayrımcılık algısı daha yüksek. Çalışma hayatının her aşamasında ayrımcılığa uğrayan kadınların en çok yüzde 23,2’si işe alım aşamasında ayrıma maruz kalmaktadır. Öte yandan kadın işçilerin sadece yüzde 7’si işyerlerinde kreş desteği sunulduğunu belirtmektedir.
İşçilerin yüzde 44’üne göre işyerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri yetersizdir. İşyerinde çalışma arkadaşlarının ölümlü iş kazası ve meslek hastalığı yaşadığını söyleyenlerin oranı yüzde 1,4’tür.
İşçilerin en sık zaman ayırdıkları sosyal faaliyet TV izleme ve sosyal medyadır. Hiçbir zaman televizyon izlemeyenlerin oranı yüzde 2’de kalmıştır.
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.