Ellerinizden Başka Her Şey Yalan Söylüyorsa
Esenyurt’tan bir metal işçisi

İşyerinde çalışırken bir işçi arkadaş “bugün rüyamda sabaha kadar çalıştım valla, işe yorgun geldim, hiçbir yerim tutmuyor” dedi yarı tebessümle. Ben de “o kadar parayı ne yapacaksın zaten akşam onda paydos ettin” dedim. Arkadaş da “rüyada çalışıp yoruluyoruz ama para almıyoruz ki, keşke onu da fazla mesaiye yazsalar” dedi. Ben de “hiç düşündün mü neden rüyamızda bile çalışıyoruz, neden daha güzel şeyler görmüyoruz rüyamızda bari?” diye sordum.
Arkadaş ise “dur bir rüya tabirlerine bakalım neymiş rüyada çalışmak” deyince ben de merak ettim, arkadaş sesli okumaya başladı: “Rüyada kişinin kendini çalışırken görmesi işinde başarılı olacağına işarettir. Rüyada kişinin kendini işbaşında görmesi iş yaşamında başarı elde edeceğinin işaretidir. Yeni bir aşk yaşayacağınıza ya da hayattaki başarılarınızın devam edeceğine işarettir. Zahmetlerin, gayretlerin karşılıksız kalmayacağına ve zamanla her şeyin güzel olacağına işarettir. Rüyada durmadan bir işte çalıştığını gören hayatta başarılı bir iş adamı olur; bir başkasını çalıştırarak, kendisinin sadece ona gözcülük ettiğini gören, hükümete verdiği büyük bir projesine olumlu cevap alır. Rüyada bir odaya kapanıp masa başında kalemle veya cetvelle resim yaparak veya yazı yazarak çalıştığını görmek, ömrünün uzun olacağına ve yaşadığı müddetçe sıkıntı yüzü görmeyeceğine delalet eder. Bir bahçede ekim işleriyle veya bir fabrika veya atölyede bedenen çalıştığını görmek, sağlığa, oldukça zenginliğe ve bolluğa delalet eder”.
Arkadaş bu rüya tabirini okuyunca “sence doğru mu?” dedim. Arkadaş “ömrümün yarısı çalışarak geçti, bıraktık bolluğu kıt kanaat geçiniyoruz, 7 yıldır bel fıtığım var, dik yürüyemiyorum bile, ne sağlığı?” dedi. Aynı dert bende de var ayrıca uzun yıllardır çalışmama rağmen bıraktık zengin olmayı günden güne yoksullaşıyoruz ve bu da yetmezmiş gibi bize söylenen yalanların ardı arkası kesilmiyor. Daha çocuk yaşımızdan başlayıp egemenlerin yalanlarıyla ömrümüz bitiyor ama hayatımızda acı ve kahır katlanarak devam ediyor.
Buradan da anlaşılıyor ki patronlar, kendi servetlerine servet katmak, bu haksızlıklara karşı uyanmamızı engellemek için bütün araçları bütün imkânları kullanarak bizleri kandırmaya, bizleri uyutmaya çalışıyorlar.
Şair ne de güzel söylemiş,
İnsanlarım, ah, benim insanlarım,
Avrupalım, Amerikalım benim,
uyanık, atak ve unutkansın ellerin gibi,
ellerin gibi tez kandırılır,
kolay atlatılırsın...
İnsanlarım, ah, benim insanlarım,
antenler yalan söylüyorsa,
yalan söylüyorsa rotatifler,
kitaplar yalan söylüyorsa,
duvarda afiş, sütunda ilan yalan söylüyorsa,
beyaz perdede yalan söylüyorsa çıplak baldırları kızların,
dua yalan söylüyorsa,
ninni yalan söylüyorsa,
rüya yalan söylüyorsa,
meyhanede keman çalan yalan söylüyorsa,
yalan söylüyorsa umutsuz günlerin gecelerinde ayışığı,
ses yalan söylüyorsa,
söz yalan söylüyorsa,
ellerinizden başka her şey
herkes yalan söylüyorsa,
elleriniz balçık gibi itaatli,
elleriniz karanlık gibi kör,
elleriniz çoban köpekleri gibi aptal olsun,
elleriniz isyan etmesin diyedir.
“O Kadar da Uçmayın”
Krizin Faturası İşçiye Kesiliyor!
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...