Greif İşçilerinden Basın Açıklaması
Dünyanın önde gelen firmalarına çuval üreten Greif (Sunjüt) fabrikası işçilerinin 10 Şubatta başlattığı fabrika işgali sürüyor. DİSK/Tekstil Sendikası’nda örgütlü işçiler, Toplu İş Sözleşmesi (TİS) sürecinin tıkanması üzerine üretimi durdurup fabrikayı işgal etmişlerdi. Greif işçileri taşeron çalıştırma biçimine, düşük ücretlere ve sosyal haklardan yoksun bir biçimde çalıştırılmaya karşı mücadele veriyorlar. DİSK/Tekstil yönetimi ise, direnişi sahiplenmeyen bir tutum takınmış durumda. Greif işçileri, sendikanın bu tutumunu protesto ederek sendika yöneticilerine direnişi sahiplenme çağrısı yapıyorlar.
Greif işçileri, direnişlerinin 9. günü (18 Şubat) 15.30’da Galatasaray Lisesi önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. Basın açıklamasına demokratik kitle örgütleri ve taraftar grupları da destek verdi. TRT binası önünde otobüslerinden inen işçiler, kortej oluşturdular ve kendi ürettikleri çuvallardan hazırladıkları bir pankart açtılar. Çuvaldan davul yapan işçiler, davul eşliğinde “Her Yer Greif Her Yer Direniş”,“Yaşasın Onurlu Mücadelemiz”, “İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek”, “İşgal Grev Direniş”, “Direne Direne Kazanacağız!” sloganları atarak Galatasaray Lisesi önüne yürüdüler.
Greif işçileri adına basın açıklamasını işyeri sendika baştemsilcisi Orhan Purhan okudu. Purhan, toplu sözleşmede yaşanan tıkanıklığı ve ardından yaşadıkları süreci aktardı. Purhan, patronun kirli oyunlar oyunlara başvurduğuna dikkat çekti. Patronun, direnişçi işçilerin içerdeki makinelere zarar verdiğini ve içerdeki yüzlerce işçinin “zorla” tutulduğunu iddia ettiğini, bunun üzerine fabrikaya polisin geldiğini ve patronun iddia ettiği meselelerin asılsız olduğuna dair zabıt tutulduğunu aktardı. DİSK’i aktif bir biçimde yanlarında görmek istediklerini belirten Orhan Purhan, önlerinde üç seçenek olduğunu söyleyerek seçenekleri sıraladı. “Amerikan sermayeli Greif (Sunjüt) tekeli ya bu fabrikayı komple söküp götürecek, ya taleplerimizi kabul edecek, ya da bu fabrikada biz üretip biz yöneteceğiz.”Sıraladığı seçeneklerin ardından Purhan, “Direnişimizi bitirmek için bu seçeneklerden başka bir seçeneği tanımıyoruz. Buradan bunu Sunjüt patronlarına bir kez daha ilan ediyoruz. Bizler işgalci Greif işçileri olarak, bedeli her ne olursa olsun mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Emek ve kavga dostlarımızla el ele, omuz omuza yürümeye devam edeceğiz. Patronun zorbalıklarına rağmen, bilinç ve cesaretle mutlaka zafere ulaşacağız” diyerek basın açıklamasını bitirdi. Eylem sloganlarla son buldu.
Son Eklenenler
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...
- UİD-DER’e gelmeden önce de bu dünyada olup bitenlere karşı öfkeliydim. Bir şeyler yapmak istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Yani öfkemi doğru yerekanalize edebilmiş değildim. UİD-DER sayesinde kapitalist bir sistemde yaşadığımızı ve tüm...
- 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye işçilerine yönelik işten atma ve ücret gaspı saldırıları devam ediyor. İşten atılan işçiler işe iade talebiyle direnişe başlarken ücretleri gasp edilen, düşük ücret dayatılan işçiler de çeşitli eylemlerle hak...
- Sokak köpeklerinin katledilmesinin önünü açan yasa geçtiğimiz günlerde AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçti. Yasa hazırlanırken ve oylanırken yaşananlara baktığımızda nasıl bir düzende yaşadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yasa gündeme...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen deprem bölgelerinde barınma sorunu bile çözülmüş değil. Depremden sonra TOKİ, 18 ilde 674 bin 238 konut yapılmasını hedeflediğini açıklamıştı. Şimdiye kadar teslim edilen konut sayısı...
- İkinci Dünya Savaşının son aylarında ABD’nin Hiroşima’ya atom bombası atması ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olması insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak acıyla hatırlanmaya devam ediyor. Bu büyük katliamın 79. yıldönümü olan...
- 28 Temmuz 1914’te dünyanın o güne kadar gördüğü en kanlı savaş başladı. Tam dört yıl süren ve 20 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının yaralanmasına ve sakatlanmasına, kentlerin yakılıp yıkılmasına yol açan bu savaş tarihe Birinci Dünya Savaşı...
- İspanya’da bir duvarda şöyle yazıyor: “El que nos roba es de aqui y rico no inmigrante y pobre.” Yani “Bizi soyanlar göçmen ve yoksul değil, buralı ve zengin.” Bu kısacık bir duvar yazısı içinde bulunduğumuz durumu çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor...