Grev Yasakları ve Sendikal Haklar Konferansı

Birleşik Metal-İş Sendikası, Kadıköy’de Barış Manço Kültür Merkezi’nde OHAL’in örgütlenme hakkına ve sendikal haklara etkisinin ele alındığı “Grev Yasakları ve Sendikal Haklar” konulu bir konferans gerçekleştirdi. Konferansa Birleşik Metal-İş Sendikası genel merkez ve şube yöneticileri, DİSK ve Türk-İş’e bağlı sendikalardan yöneticiler, IndustriALL Genel Sekreteri Valter Sanchess ile Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu metal işkolundaki fabrikalardan işçi temsilcileri katıldı.
Konferansın açılış konuşmasını Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu gerçekleştirdi. Açılışın ardından 3 ayrı oturumda aralarında Murat Özveri’nin, Can Şafak’ın, Aziz Çelik’in, IndsutriALL Genel Sekreteri Valter Sanchez’in bulunduğu konuşmacılar, “OHAL’de İş Güvencesi Çalışma Hakkı”, “OHAL ve Grev Yasakları”, “Grev Hakkı ve Uluslararası Sözleşmeler” başlıklarını tartıştılar.
İlk oturumda, OHAL’in genel hukuksal boyutu ele alındı ve OHAL uygulamalarında meydana gelen hak ihlallerine dikkat çekildi. OHAL’in gerçekte 20 Temmuzdan önce, 2015’te düzenlenen İç Güvenlik Yasasıyla ilan edildiği dile getirildi. 20 Temmuzda ilan edilen OHAL’in darbecilerle mücadele etmekten çok muhaliflere karşı kullanıldığı söylendi.
İkinci oturumda OHAL ve Grev Yasakları konusu ele alındı. Konuşmacılar, metal, petrokimya, cam ve havacılık sektörlerindeki grev yasaklarına değindiler. Grev yasaklarının gerçekte işçi sınıfının toplu sözleşme hakkının gasp edilmesi anlamına geldiğini vurguladılar. İktidarın işçi düşmanı yüzünü teşhir ettiler.
Son oturumda tüm dünyada işçi sınıfına saldırıların kural haline getirildiği anlatıldı ve grev yasaklarına karşı küresel düzeyde mücadele etmek gerektiği vurgulandı.
Konuşmaların ardından açıklanan sonuç bildirgesinde, grev hakkının özgürce kullanılabilmesi gerektiği ifade edildi, grev hakkı olmaksızın sendika hakkı ve toplu pazarlık hakkının anlamsız hale geleceği vurgulandı. Sonuç bildirgesinde şu değerlendirmeler yer aldı:
2012’de kabul edilen Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu 12 Eylül ürünü yasaların greve ilişkin olumsuz yaklaşımlarını benimsemiştir. 6356 sayılı yasa bir yandan sendikalaşmayı bir yandan grev hakkının kullanımını zorlaştırmaktadır. 1980 yılında sendikalı işçi oranı yüzde 40 iken, bugün yüzde 8 civarındadır. Grev hakkı AKP hükümetlerinin iki dudağı arasındaki bir hak haline gelmiştir… 2016’dan bu yana grev hakkı daha da kullanılamaz hale gelmiştir. OHAL, işçi haklarının ve sendikal hakların kısıtlanmasının ve kazanılmış hakların gasp edilmesinin bir aracı haline dönüşmüştür…
130 bin metal işçisini ilgilendiren MESS grup toplu sözleşmesi süreci OHAL koşulları altında yürütülmektedir. Geçmişten bugüne MESS grup toplu sözleşmesi sadece metal işçileri için değil diğer işkollarındaki grup toplu sözleşmeleri için de emsal oluşturmaktadır. Bugün bir kez daha metal işçilerinin grev hakkı tehdit altındadır. OHAL kamu emekçilerinin sendikal mücadelesini de engellemek için kullanılmaktadır. OHAL AKP rejiminin emek üzerine inşa ettiği tahakkümü derinleştirmeye yönelik hamlelerinin kurumsallaşmasını sağlamıştır.
MESS toplu sözleşme sürecinde grev kararı alınmasının hemen öncesinde düzenlediğimiz bu konferans ışığında,
- Giderek demokrasiyi ve işçi haklarını ihlal eden bir uygulamaya dönüşen OHAL derhal kaldırılmalıdır.
- Grev hakkının kullanımının önündeki engeller derhal kaldırılmalıdır.
- Hükümet ve Bakanlar Kurulunun geçmişte aldığı grev erteleme kararlarını mahkûm eden anayasa mahkemesi kararlarını dikkate alarak keyfi grev ertelemelerine son verilmelidir.
- Anayasal bir hak olan sendikal örgütlenme hakkının önündeki engellerin kaldırılması, tüm çalışanlara grevli toplu sözleşmeli sendikalaşma hakkından yararlanması sağlanmalıdır.
- Gösteri, yürüyüş ve miting yapma özgürlüğünün önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.
- OHAL gerekçe gösterilerek KHK ile suçsuz yere işten atılan işçiler, memurlar işlerine iade edilmelidir.
- Tüm ülkede antidemokratik uygulamalardan vazgeçilmeli, yargının bağımsızlığı sağlanmalı, muhalefete yönelik baskı ve tutuklamalara son verilmelidir.
- Sendikal haklar basın özgürlüğünden bağımsız düşünülemez. Keyfi bir şekilde tutuklanan gazeteciler derhal serbest bırakılmalıdır.
- En nihayetinde OHAL’de grev, grev yasaklarına rağmen meşru, ertelemeler-yasaklamalar gayri meşrudur. Çünkü işçi sınıfı haklılığını, meşruiyetini anayasa ve yasal dayanaklarından ve tarihsel mücadelesinden almaktadır. İşçiler grev hakkını gerektiğinde çekinmeden kullanacaktır.
Grev hakkı engellenemez, OHAL işçiye ceza olamaz!
Son Eklenenler
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...