Yunanistan’da İşçiler Grev Hakkını Korumak İçin Grevde

greek-workers-1.jpg

Yunanistan işçi sınıfı hükümetin çıkarmaya hazırlandığı yasa tasarısına karşı mücadeleyi yükseltiyor. 15 Ocakta Meclisten geçmesi planlanan yasa grev hakkını sınırlıyor, vadesi geçmiş borçlar için haciz işlemlerini kolaylaştırıyor, işçilerin aile yardımı hakkını kısıtlıyor. Bu torba yasayla birlikte greve çıkmak için yapılan oylamalarda artık çoğunluk aranacak. Bunun için oylamaya katılan işçilerin sayısı değil işyerinde sendikaya üye tüm işçilerin sayısı göz önünde bulundurulacak.

Bir hafta boyunca çeşitli sektörlerde gerçekleştirilen grev ve eylemlerin ardından işçiler 13 Ocakta ülke genelinde genel greve gittiler ve torba yasayı protesto ettiler. Metro ve otobüsler çalışmadı, hastanelerde acil dışında hizmet verilmedi. Liman ve gemi işçileri işbaşı yapmadı. Özel sektör çalışanları da greve destek verdi. Grevler ve eylemler yasa tasarısının görüşüldüğü Pazartesi günü de devam etti.

13 Ocakta başkent Atina’da meydanlara çıkan on binlerce işçi kemer sıkma politikalarına, grev yasaklarına ve işçi düşmanı politikalara öfkesini haykırdı. “Modern köleliğe hayır”, “Kemer sıkma politikalarına hayır”, “Ellerinizi grev hakkından çekin” sloganları attı. Eyleme katılan işçiler grev hakkına yönelik saldırıların cunta dönemlerinin uygulamaları olduğunu, Syriza hükümetinin bu yasayla tıpkı cuntacılar gibi grev hakkını işçilerin elinden almak, yok etmek istediğini dile getirdiler. Bir otel işçisi duygularını şu sözlerle ifade etti: “Bizden önceki işçi kuşakları grev hakkını elde etmek için mücadeleler verdi, canlarını ortaya koydu. Şimdi Syriza hükümeti bu hakkı yok etmek istiyor. Buna izin vermeyeceğimizi göstermek için grevdeyiz.”

Haklı tepkilerini ve taleplerini hükümete duyurmak için Sintagma Meydanında bir araya gelen işçiler Meclise doğru ilerlediklerinde polisin saldırısıyla karşı karşıya kaldılar. Polis göz yaşartıcı gaz kullanarak işçileri dağıtmaya çalıştı. Ancak işçiler eylemlerine devam etti.

Yunanistan’da uzun yıllardır Avrupa Birliği’nin dayattığı kemer sıkma politikaları uygulanıyor. Avrupa Birliği, Yunanistan’ın borçlarını ödeyebilmesi için sözde bir “kurtarma programı” dayatıyor. Buna göre hükümetin kamu harcamalarını kısmasını, kamuda istihdamı azaltmasını, ücretleri, emeklilik aylığını ve sosyal hakları tırpanlamasını, vergileri yükseltmesini, özelleştirmelere hız vermesini istiyor. AB’nin dayatmalarını harfiyen yerine getiren hükümet işçilerin hak arama yollarını kapatmaya çalışıyor. İşçileri baskı altına alabilmek için grev hakkını kısıtlıyor, polis şiddetine başvuruyor. Oysa Syriza, tam da AB dayatmalarını kabul etmeyeceğini açıkladığı için işçi ve emekçilerden oy almış, iktidara gelmişti. Yunan işçiler yoksulluğa daha fazla boyun eğmeyeceklerini, Syriza hükümetinin kendilerini daha fazla aldatmasına izin vermeyeceklerini vurguluyorlar.