İki Kilo Soğanla Ziyarete Gitmek
Esenyurt’tan bir işçi

Geçenlerde eşimle arkadaşımıza ziyarete giderken ne alsak diye düşündük. Ben “Coca Cola ya da Fanta alalım” dedim. O da “kendimizin içmediği bir şeyi niye alıp götürelim?” dedi. Ben de “en iyisi ihtiyaçları olan bir şey alalım” dedim. Manav reyonunun önüne geldik. Eşim “gel iki kilo soğan alalım” dedi. Ben gülmeye başladım “soğan mı?” “Gülme, ihtiyaç demedin mi? Bu aralar soğan ve patates ne kadar pahalı, ihtiyaçlarını gidermiş oluruz” dedi. Baktım en pahalı şey soğan gözüküyor. İki kilo soğan aldık götürdük.
Tabi ziyaret yerindeki arkadaşlar önce bir güldüler sonra da “vallahi soğanımız da bitmişti. İyi ki almışsınız” dediler. Birlikte güldük, bundan sonra ziyaretlere gittiğimizde soğan, patates alıp götürelim, dedik. Onlar da “çok doğru diyorsunuz en azından öncelikli ihtiyaçlarımızdan” dediler. Çaylarımızı içerken İşçi Dayanışması bülteninde “Krizin Nabzını Pazarda Tuttuk” yazısına da göz attık. “Her şeye fazlaca zam geliyor. Ne hikmetse maaşlar yerinde sayıyor. Bakalım asgari ücret ne kadar olacak?” dedim. Arkadaşım “1800 lirayı geçmez, bu hükümet ne zaman işçiyi düşündü ki” dedi. “Haklısın ama bu da böyle gitmez, gittikçe aldığımız ücretler eriyor. Zaten asgari ücreti işçiler belirlemiyor, kodamanlar, para babaları belirliyorlar. Tok açın halinden ne anlar misali. Biz birbirimizi düşünmesek zenginler bizleri asla düşünmez” dedim. Sohbetimiz uzadı gitti. Sonucu ise şu oldu; biz işçilerin dayanışma içinde olmamız ve birbirimize sahip çıkmamız gerekiyor.
YÜREKLERİN GEZİNTİSİ
Flormar Direnişi 200. Gününde
Son Eklenenler
- İşçi sınıfımızın üç yürek işçisini Haziran ayında kaybettik. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet, 2 Haziran 1970’te Orhan Kemal, 2 Haziran 1991’de ise Ahmed Arif’in güzel yüreği artık atmaz oldu, söylenecek sözleri yarım kaldı. Fakat kalemlerini...
- Ben metal sektöründe çalışan bir işçiydim. İşçiydim diyorum çünkü hakkımızı aradığımız için işten çıkarıldık. İşveren biz işçilerin ve temsilcilerimizin taleplerini karşılamamak için her yola başvuruyordu. Sorunları çözmek bir yana daha fazla baskı...
- Seçimlerden önce siyasi iktidar türlü vaatler sıralamış, 24 Nisan-31 Mayıs tarihleri arasında kullanılan doğalgazın tamamının ve gelecek yıl Mayıs ayına kadar kullanılacak gazın ise ay bazında 25 metreküplük kısmının ücretsiz olacağını duyurmuştu. “...
- İşçi ve emekçileri ilgilendiren tüm alanlarda devasa bir sorunlar yumağı her geçen gün büyüyor. Ama bunlar seçim meydanlarında gündem olmadı. Sorunların üstü milliyetçilikle, hamasetle örtülmeye çalışıldı.
- Yunanistan'da Pire Emek Merkezi’nin çağrısıyla düzenlenen ve binlerce emekçinin, çeşitli sendikalardan temsilcilerin ve işçilerin katıldığı yürüyüşte “iş cinayetleri durdurulsun” denildi.
- Fransa’da Disneyland Paris işçileri artan hayat pahalılığına ve düşük ücretlere karşı ücret artışı ve çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle 30 Mayısta iş durdurdu.
- İşçi ve emekçilerin ezici çoğunluğu gidişattan endişeli, hoşnutsuz, sorunların çözülmesini, ekonominin düzelmesini istiyor. Ama öte yandan çok sayıda işçi ve emekçi sorunlarımızın kaynağında olan, hoşnutsuzluğumuzun nedeni olan mevcut iktidara oy...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı bir şirkette çöp işinde çalışan bir işçiyim. Dışarıdan bakıldığında, belediyede çalıştığımız için, insanların gözünde güzel bir işimiz var gibi algılanıyor ve sohbetlerde de dile getiriliyor. Ama işin iç yüzü...
- Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanı Gökay Çakır ve sendika yöneticileri Soma Yeni Anadolu Madencilik’te üyelerine yönelik baskı, mobbing ve EYT kapsamındaki ayrımcılığa karşı maden önünde açıklama yapmak istediler. Ancak jandarma tarafından...
- Zorlu bir seçim sürecini geride bıraktık. Seçim sonuçlarının olumsuz etkilerini asıl olarak önümüzdeki dönemde yaşayacağız. Ancak şimdiden toplumun çoğunluğunda giderek baskın hale gelen bir duygunun açığa çıktığını görüyoruz: Umutsuzluk. Tek adam...
- Toplum örgütsüz olsa bile kendisi örgütlü olan bir işçi umutsuzluğa düşmez. Umutsuzluğun panzehirinin örgütlülük olduğunu, sadece istemekle baskı ve zorbalığın son bulmayacağını, bunun için sorumluluk almak ve mücadele etmek gerektiğini bilir....
- İnsanların, toplumların bir tarihi vardır, sınıfların da öyle. Ve bu tarih geleceğe yürürken o sınıflara yol gösterir. Dünya işçi sınıfının bir parçası olan Türkiye işçi sınıfımızın tarihi de bugüne ve geleceğe ışık tutan, unutulmaması gereken...
- Ben 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılan gençlerden biriyim. Gençlerin artık seslerini duyurmaya ihtiyacı var. Sesimizi boğmaya çalışanların tuzaklarını aşıp, hiçlik duygusundan çıkıp değişimin öznesi olmak istiyoruz. 1 Mayıs’ta yaşadığımız coşkuda bunu...