Buradasınız
İlk 1 Mayısımız UİD-DER’le
Bir grup üniversite öğrencisi

Merhaba işçi ağabeylerimiz, ablalarımız ve kardeşlerimiz.
Biz farklı üniversitelerde okuyan öğrenciler olarak bu yıl UİD-DER çatısı altında 1 Mayıs’a ilk defa katıldık. Bizler de sizler gibi çalışan işçi anne babaların çocuklarıyız ve bizlere de mezun olunca sizler gibi patronların sömürüsü altında ezilmeyi dayatacaklar. Bu bozuk düzene karşı gelmek ve taleplerimizi haykırmak için 1 Mayıs’a katıldık. Bizim öncelikli istediğimiz kendimizin ve ailelerimizin insanca yaşayabilmesidir. Peki, insanca yaşamak nedir? İnsanca yaşamak hiçbir güvenlik önlemi olmadan sadece karnımızı doyuracak kadar para için uzun saatler boyunca çalışmak değildir. İnsanca yaşamak karnımızı doyurmanın yanı sıra ailemizle vakit geçirmek, gezmek, eğlenmek, öğrenmek, kardeşleşmek, savaşlarda ölmemek de demektir.
Biz bayramımıza UİD-DER kortejinde Gebze’de katıldık ve bu isteklerimizi orada bulunan bütün işçilerle beraber, sloganlar atarak haykırdık. Diğer sendikalar ve topluluklarda görmediğimiz coşku ve disiplini UİD-DER kortejinde gördük. Kortejde farklı uluslardan, farklı iş gruplarından kadın ve erkek işçiler çocuklarıyla beraber yan yana yürüdüler. Bu görüntü karşısında duygulanmamak elde değil. Alana girdikten sonra biz işçi ve öğrenciler UİD-DER müzik grubunun şarkılarıyla halay çekerek birlik, mücadele ve dayanışma günümüzü kutladık. Bize anlatılanların aksine 1 Mayıs’ın işçiler tarafından sahip çıkılması gerekilen bir gün olduğunu daha iyi anladık. Bugünü koruyup bayram havasında hiçbir çatışma olmadan alanlarda kutlayacak olan yine biz işçiler, emekçileriz.
Hepimizin bu coşku ve disiplin ruhuyla çalışması, sesimizi patronlara duyurabilmek için tek başına değil, birlik olarak mücadele etmesi gerekir. Biliyoruz ki biz mücadele ettikçe her geçen gün daha fazla işçi bilinçlenecek, örgütlenecek ve 1 Mayıs’ta daha fazla insan alanları dolduracak.
YAŞASIN 1 MAYIS!
İnsan mı bunlar?
Son Eklenenler
- İşçi sınıfımızın üç yürek işçisini Haziran ayında kaybettik. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet, 2 Haziran 1970’te Orhan Kemal, 2 Haziran 1991’de ise Ahmed Arif’in güzel yüreği artık atmaz oldu, söylenecek sözleri yarım kaldı. Fakat kalemlerini...
- Ben metal sektöründe çalışan bir işçiydim. İşçiydim diyorum çünkü hakkımızı aradığımız için işten çıkarıldık. İşveren biz işçilerin ve temsilcilerimizin taleplerini karşılamamak için her yola başvuruyordu. Sorunları çözmek bir yana daha fazla baskı...
- Seçimlerden önce siyasi iktidar türlü vaatler sıralamış, 24 Nisan-31 Mayıs tarihleri arasında kullanılan doğalgazın tamamının ve gelecek yıl Mayıs ayına kadar kullanılacak gazın ise ay bazında 25 metreküplük kısmının ücretsiz olacağını duyurmuştu. “...
- İşçi ve emekçileri ilgilendiren tüm alanlarda devasa bir sorunlar yumağı her geçen gün büyüyor. Ama bunlar seçim meydanlarında gündem olmadı. Sorunların üstü milliyetçilikle, hamasetle örtülmeye çalışıldı.
- Yunanistan'da Pire Emek Merkezi’nin çağrısıyla düzenlenen ve binlerce emekçinin, çeşitli sendikalardan temsilcilerin ve işçilerin katıldığı yürüyüşte “iş cinayetleri durdurulsun” denildi.
- Fransa’da Disneyland Paris işçileri artan hayat pahalılığına ve düşük ücretlere karşı ücret artışı ve çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle 30 Mayısta iş durdurdu.
- İşçi ve emekçilerin ezici çoğunluğu gidişattan endişeli, hoşnutsuz, sorunların çözülmesini, ekonominin düzelmesini istiyor. Ama öte yandan çok sayıda işçi ve emekçi sorunlarımızın kaynağında olan, hoşnutsuzluğumuzun nedeni olan mevcut iktidara oy...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı bir şirkette çöp işinde çalışan bir işçiyim. Dışarıdan bakıldığında, belediyede çalıştığımız için, insanların gözünde güzel bir işimiz var gibi algılanıyor ve sohbetlerde de dile getiriliyor. Ama işin iç yüzü...
- Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanı Gökay Çakır ve sendika yöneticileri Soma Yeni Anadolu Madencilik’te üyelerine yönelik baskı, mobbing ve EYT kapsamındaki ayrımcılığa karşı maden önünde açıklama yapmak istediler. Ancak jandarma tarafından...
- Zorlu bir seçim sürecini geride bıraktık. Seçim sonuçlarının olumsuz etkilerini asıl olarak önümüzdeki dönemde yaşayacağız. Ancak şimdiden toplumun çoğunluğunda giderek baskın hale gelen bir duygunun açığa çıktığını görüyoruz: Umutsuzluk. Tek adam...
- Toplum örgütsüz olsa bile kendisi örgütlü olan bir işçi umutsuzluğa düşmez. Umutsuzluğun panzehirinin örgütlülük olduğunu, sadece istemekle baskı ve zorbalığın son bulmayacağını, bunun için sorumluluk almak ve mücadele etmek gerektiğini bilir....
- İnsanların, toplumların bir tarihi vardır, sınıfların da öyle. Ve bu tarih geleceğe yürürken o sınıflara yol gösterir. Dünya işçi sınıfının bir parçası olan Türkiye işçi sınıfımızın tarihi de bugüne ve geleceğe ışık tutan, unutulmaması gereken...
- Ben 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılan gençlerden biriyim. Gençlerin artık seslerini duyurmaya ihtiyacı var. Sesimizi boğmaya çalışanların tuzaklarını aşıp, hiçlik duygusundan çıkıp değişimin öznesi olmak istiyoruz. 1 Mayıs’ta yaşadığımız coşkuda bunu...