Buradasınız
İş Cinayetine Kurban Giden İşçilere Saygı Yürüyüşü!
İş cinayetlerinde yaşamını kaybeden işçilerin aileleri, Zonguldak Kozlu’da maden kazası sonucu yaşamını yitiren işçiler için 13 Ocakta, Taksim’de saygı yürüyüşü düzenlediler. Eylemde UİD-DER’li işçiler de yerini aldı.
Davutpaşa patlamasında, Esenyurt çadır yangınında, yıkılan Van Bayram Otel’de, BEDAŞ’ta, Arka Sıradakiler dizi setinde hayatını kaybeden işçilerin yakınları bir araya gelerek gerekli iş güvenliği önlemlerinin alınmamasına, Başbakanın ve Bakanların iş cinayetlerini “kader” diye geçiştirmelerine öfkeli olduklarını haykırdılar. Taksim Meydanı’nda toplanan ve Galatasaray Lisesi önüne doğru yürüyüşe geçen kitle, “Kaza da Kader de Değil… CİNAYET!” yazılı pankart açtı. Eylemde; “Bu Kaçıncı?”, “Önce İş Güvenliği”, “Unutma Unutturma!” yazan dövizler taşındı. Öfkeli kitle, “İş Kazası Değil, Cinayet”, “Sorumlular Belli, Yargılansın”, “Kader Değil Cinayet”, “Çalışırken Ölmek İstemiyoruz!” sloganlarını haykırdı. Yürüyüşte, bugüne dek yaşanmış iş cinayetleri ve ölen işçilerin sayısı hatırlatılırken, kitle hep birlikte “UNUTMA” diye karşılık verdi.
Galatasaray Lisesi önündeki basın açıklamasını, Esenyurt’ta yanarak can veren Barış Kıyak’ın kardeşi Damla Kıyak yaptı. Kıyak, Çalışma Bakanlığının 8 işçinin yaşamını kaybettiği Kozlu’da Star Madencilik’te iş güvenliğinin yetersizliğini tespit etmiş ve raporlamış olduğunu, ancak herhangi bir yaptırım uygulamadığı için 8 işçinin yaşamını kaybettiğini söyledi. Kıyak, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Öfkeliyiz, denetim yapması gerekenlere, daha fazla kâr için işçi hayatını önemsiz gören, işvereni layıkıyla soruşturup yargılamayanlara. Efendiler, ahımız da feryadımız da peşinizi bırakmayacak! Bütün çabamız, bir daha olmasın, herkes duysun ve unutmasın diyedir.”
Damla Kıyak’ın ardından Davutpaşa’da yakınlarını kaybeden işçiler ve Selin Erdem’in annesi Hacer Erdem söz aldı. Erdem kızının ölümünden beri siyahlar içinde, zindanlarda yaşadığını ve saraya girmiş olan adaletin artık halka inmesi gerektiğini söyledi. Davutpaşa patlamasında yaşamını kaybeden bir işçinin yakını Başbakan’a seslenerek şöyle konuştu: “Kuran-ı Kerim’de ölümlerin nasıl olduğu üzerine Peygamber Efendimiz’in bir sözü vardır. ‘Siz Önleminizi Alın, Gerisini Allah’a bırakın’ diye. Acaba bir Müslüman olarak Başbakan bu söz üzerine hiç düşünmüş müdür?” Davutpaşa’da ölen bir başka işçinin yakını ise şöyle konuştu: “Biz aileler olarak şikâyetçi olmaya başladığımızda yetkililer bizlere şunu soruyorlardı ‘Yakınınız neden o işte çalışıyordu?’ Peki, biz de size soruyoruz: Acaba siz bu işçilere çalışabilecekleri bir iş imkânı sağladınız mı?”
Kozlu’daki madende ölüme terk edilen 8 işçinin ardından bir kez daha sokağa çıkan aileler, her eylemden sonra ölümlerin azalacağını beklediklerini fakat ölümlerin hiç hız kesmediğini haykırdılar. Kendi evlatlarını yitiren aileler, ölümlerin durması, başka işçilerin hayatta kalması için mücadeleye devam edeceklerini haykırdılar. Herkesi, her ayın ilk Pazar günü yapılan Vicdan ve Adalet Nöbeti’ne destek olmaya çağırdılar.
Son Eklenenler
- DİSK Uluslararası İlişkiler Dairesi Müdürü Kıvanç Eliaçık, NotaBene yayınlarından çıkan “Orta Doğu’da İşçiler ve Sendikal Hareket” kitabı vesilesiyle 22 Eylülde UİD-DER’in konuğu oldu, kitap üzerine güzel bir söyleşi gerçekleştirildi. Ortadoğu ve...
- Patronlar işçi sınıfının sahip olduğu en küçük hak kırıntılarını bile yok edip kölelik koşullarını dayatıyor. Saldırıların dozu artıp kapsamı genişledikçe çok daha fazla sayıda işçi sorunlarına çözüm aramaya, birlik olma ve sendikalaşma yolunu...
- Havalar artık soğumaya başladı. Kara kış yavaş yavaş kapımıza doğru geliyor. Kış demek doğalgaz, gıda, elektrik, ulaşım, sağlık derken masraflarımızın katlanması demektir. Bu zorlukları birazcık azaltmak için her evde kışa küçük hazırlıklar...
- Sağlık çalışanları, 10 Ekimde aile hekimlerini ve sağlık çalışanlarını kapsayan sözleşme ve ödeme yönetmeliği taslağına tepki göstermek için bir araya geldiler. SES İstanbul Şubeleri, İstanbul Tabip Odası, İSTAHED, Birlik ve Dayanışma Sendikası,...
- İstanbul Çatalca’da Polonez işçilerinin haklı mücadelesi sürüyor. İşçiler ellerinden alınmak istenen hakları için direniyor ama karşılarında polisi buluyorlar. Polisi, emniyet müdürü, müftüsü yine patrona hizmet ediyor, kimin yanında olduklarını...
- 10 Ekim 2015 tarihinde DİSK, KESK, TMMOB ve TTB ile çeşitli emek örgütleri ile on binlerce işçi ve emekçinin katılımıyla gerçekleşen “Emek, Barış ve Demokrasi” mitinginde IŞİD tarafından tertiplenen saldırı sonucu 104 insanımızı kaybettik, yüzlerce...
- 10 Ekim 2015 tarihinde sendikalar, meslek örgütleri ve demokratik kitle örgütleri tarafından Ankara’da düzenlenen barış mitingine IŞİD’in bombalı saldırısı sonucu hayatını kaybedenler, katliamın 9. yılında anıldı. Ankara’da 10 Ekim Barış Derneğinin...
- İşçi ve emekçiler olarak zorlu günlerden geçiyoruz. Fakat tabiri caizse bunlar daha iyi günlerimiz. Türkiye ve dünyadaki gidişat içine itildiğimiz sorunlar yumağının büyümeye devam ettiğini gösteriyor. Mesela İsrail’in tüm dünyanın gözleri önünde...
- Enflasyon karşısında eriyen ücretlere yapılan zamların sınırlanması, emeklilik yaşının ve prim gün sayısının yükseltilmesi, iş güvencesinin ve kıdem tazminatının ortadan kaldırılması… Bunlar, Türkiye’yi yöneten rejimin orta vadeli programında yer...
- DİSK, 9 Ekimde Genel Merkez binasında düzenlediği basın açıklamasında Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmasını ve sendikal hakların önündeki engellerin kaldırılmasını talep etti. Açıklamayı DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu yaptı. Sendikalaşan...
- Çerkezköy’de bulunan Elba Bant fabrikasında grev devam ediyor. Petrol-İş Sendikasında örgütlü işçiler, toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 25 Eylülde grev demişlerdi. UİD-DER’li işçiler 6 Ekimde grevci işçilere bir dayanışma...
- 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail devletinin Filistin’de yürüttüğü savaş ve katliam büyüyerek devam ediyor. Savaşın alevleri Lübnan’a da sıçradı. İsrail ve diğer emperyalist devletlerin niyeti bu alevleri daha da büyütmek, Ortadoğu’da yoksul...
- Anladık ki korkacak bir şey yokmuş. Bize zaten en kötüsünü layık görmüşler. Sosyal hak yok, maaş ortalamamız asgari ücretin bin-iki bin lira üstü. Bize bunu layık görenler bu paralarla bir hafta yaşayamaz. Şimdi grevdeyiz, hiç pişman değiliz.