Buradasınız
İşsizliğe Karşı 1 Mayıs’ta Alanlara
Gebze’den bir işçi
Dünyanın dört bir yanında dilleri, dinleri, renkleri farklı olan milyonlarca işçinin aynı günde alanlara çıktığı, taleplerini haykırdığı, birlik mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı. Ben de dünyanın farklı bölgelerinde alanlara çıkıp taleplerini haykıran diğer işçi kardeşlerim gibi bu şanlı günde UİD-DER kortejinde yerimi alacağım.
1 Mayıs’ta alanlarda olacağım çünkü bunun için çok fazla nedenimiz var. Patronların saldırıları her geçen gün biraz daha artarak devam ediyor. Taşeronlaştırma, esnek çalıştırma, sendikasızlaştırma, düşük ücretler, uzayan iş saatleri bu saldırılardan sadece bazılarıdır. Ben çok uzun bir süredir işsiz kalan bir işçiyim. İşsiz kaldığım süre boyunca pek çok fabrikaya iş başvurusu yaptım. Pek çoğu tarafından görüşmeye çağrıldım. Fakat bir türlü iş bulamadım. Görüşmeye çağıran fabrikalardan bir tanesinde, insan kaynakları müdürü, bir işçide aradıkları en büyük özelliğin fazla mesailere kalması olduğunu söyledi. Ayrıca hafta içi en az beş gün 12 saat, hafta sonları Pazar günleri de dâhil çalışmak zorunda olduğumuzu, fazla mesailerden sonra eve kendi imkânlarımızla gideceğimizi belirtti. Ardından “mesailerin yoğun olması sizin için avantaj, elinize iyi para geçer” diye ballandıra ballandıra anlattı. Başka bir fabrikada, girdiğim görüşmedeyse alacağım asgari ücretten bahseden insan kaynakları müdürü, konuşmanın sonunda sanki olması gereken bir şey değil de onların bir lütfuymuş gibi sigorta, yemek ve servis olduğunu gayet pişkince anlattı. Bir başka fabrikadaysa görüşmeye girer girmez müdürün ilk sorduğu soru fazla mesailere kalıp kalamayacağım oldu. Ardından fabrikada sabah 8’de işbaşı yapıldığını ama işlerin yoğunluğundan dolayı pek çok zaman işçilerin fabrikada sabahladığını, yani girişin belli ama çıkışın belli olmadığını anlattı.
Bunlar benim iş ararken karşılaştığım olaylardan sadece birkaç tanesi. Gözünü kâr hırsı bürümüş patronlar, ücretleri düşük tutarak biz işçileri uzun çalışma saatlerine mecbur kılıyorlar. Az işçiyle çok iş yapan patronlar böylece dışarıda kalan binlerce işsiz işçiyi içerde çalışanlara karşı sürekli bir tehdit unsuru olarak kullanıyor. Bir işçinin üç işçinin işini yapması da işsizliğin giderek artması anlamına geliyor. UİD-DER’in 1 Mayıs’a katılırken öne çıkardığı “Ücretler Yükseltilsin, İş Saatleri Kısaltılsın!” talebini çok yerinde bir talep olarak görüyor ve bu talebi 1 Mayıs alanında haykırmak için UİD-DER kortejinde işçi kardeşlerimle bir arada olacağımı söylüyor ve tüm işçileri UİD-DER saflarında 1 Mayıs’ta taleplerimizi haykırmaya davet ediyorum.
Son Eklenenler
- Aylardır uzmanların, siyasetçilerin, patronların hatta uluslararası finans kuruluşlarının yaptığı tartışma, analiz ve hesaplamaların sonunda 2025 yılı için asgari ücret 22 bin 104 lira olarak açıklandı. Bu açıklamayı, Türkiye İşveren Sendikaları...
- Günümüzde fabrikalarda, işyerlerinde “kolay yoldan para kazanma” hayaliyle şans ve bahis oyunları oynamak gitgide yaygınlaştı. Teknolojiyle birlikte kumarhane herkesin cebine girdi. Her molada, her köşede tüm başlar cep telefonlarına eğiliyor,...
- Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik’te 19 Aralıkta başlayan grev 10 Ocakta anlaşmayla sonuçlandı. DİSK/Emekli-Sen 11 Ocakta Türkiye genelinde İzmir’den Trabzon’a, İstanbul’dan Denizli’ye pek çok ilde “TÜİK Verileri Kirli ve Yalan; Açlık,...
- Aralık ayında Birleşik Metal-İş sendikasının örgütlü olduğu Hitachi Energy, GE Grid Solutions, Schneider Elekrik, Arıtaş Kriyojenik ve Green Transfo fabrikalarında peşi sıra grevler başladı. Çok geçmeden de sermaye sınıfının tatlı kârlarını düşünen...
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında işçiler Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikten sonra gerekli şartları sağlamalarının ardından yetki başvurusunda bulunmuş ve hemen ardından 146 işçi işten atılmıştı. İşten çıkarmaların ardından...