Buradasınız
“Köle İbrahim Tuhaf Konuşuyor” Gebze’de İşçilerle Buluştu

UİD-DER İşçi Tiyatrosu tarafından hazırlanan “Köle İbrahim Tuhaf Konuşuyor” adlı oyun, 1 Temmuz Pazar günü, Gebze Osman Hamdi Bey Sahnesi’ndeydi. Oyun, daha önce sahnelendiği Su Gösteri Sanatları Merkezi’nde, Aydınlı ve Sarıgazi temsilciliklerimizde olduğu gibi, Gebze’de de işçi ve emekçiler tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı. 700 kişilik Osman Hamdi Bey sahnesi, Gebzeli işçilerle dolup taştı. İstanbul’un bazı bölgelerinden, Mersin’den, Adana’dan, Ankara’dan işçiler ve Togo direnişçileri de Köle İbrahim Tuhaf Konuşuyor oyununu izlemek için Gebze’deydiler.
Osman Hamdi Bey Sahnesi önünde biriken yüzlerce işçi, merakla “tuhaf konuşmaları” bekliyorlardı. Kendilerini nasıl bir oyunun beklediği konusunda konuşuyorlar ve bir an önce başlama saatinin gelmesini istiyorlardı. Saat tam 14.00’te tiyatro sahnesinin kapıları açıldı ve izleyiciler yerlerini almak üzere salona giriş yaptı. İzleyicileri, kapıda bekleyen mızraklı muhafız oyuncular karşıladı. İzleyiciler, mızraklar arasından salona girince, o anda bu oyunun çok farklı olacağını düşünmeye başladılar.Oyuna geçilmeden önce, salonu dolduran konuklara ve Ankara’dan gelen TOGO direnişçilerine hoş geldiniz dendi. Oyunun; dekorundan, kostümüne her şeyin, bizzat fabrikalarda 10-12 saat çalışan işçiler tarafından hazırlandığı hatırlatıldı, işçilerin isterlerse her şeyi yapabilecekleri ifade edildi.
Ardından yavaş yavaş ışıklar sönmeye, salon kararmaya başladı; oyun sahnedeydi artık. Oyun Mısır’da geçiyor ve binlerce yıl önceki koşulları anlatıyordu. Firavunlar için piramitler inşa ediyordu köleler. Taş veren, taş alan, taş koyan kölelerden İbrahim, bir anda iş kazası geçirir, kafasına taş düşer. İşte bu andan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmaz. İbrahim artık eskisi gibi değildir, tuhaf tuhaf konuşmaya başlamıştır. Yusuf ile Musa, İbrahim’i ayıltmaya çalışır ve tekrar taş taşımasını isterler. Fakat İbrahim bu durumu sorgulamaya başlar. Sigorta, sendika, örgütlenme, iş durdurma gibi o zamana dek duyulmamış kavramları söylemeye başlar. Diğer köleler İbrahim’i ilk başta anlayamazlar ve delirdiğini sanırlar. İbrahim gibi tuhaf şeyler konuştuğu için köleler tarafından deli olarak bilinen Mecnun ortaya çıkar ve İbrahim’in değişiminden etkilenerek umutlanır. Mecnun yüzünü seyircilere dönerek yüksek bir sesle bağırır: “Mısır Ülkesinin Tüm Delileri Birleşin!” Bu söz seyirciler tarafından coşkuyla alkışlanırken ileri görüşlü Bilgeköle sahneye gelir; o da İbrahim’den etkilenir. Mecnun’un eylem odaklı düşüncesiyle Bilgeköle’nin teorik ileri görüşlülüğünü İbrahim birleştirir: Artık tüm köleler tuhaf konuşmaya başlarlar. Köleler ayaklanır ve talepleri tüm Mısır’a yayılır: “Mavi gök kubbenin altında ve bereketli topraklar üzerinde ne varsa bizim olacak!” Bu taleple yürüyen köleler, bu günün işçilerinin de özlemini yansıttığı için izleyicilerden destek aldı ve bu talep salonda gür bir sesle yankılandı. Köleler Firavun’un sarayını basarlar. Firavun, kölelerin bu ayaklanmasına epeyce şaşırır. Firavunun içindeki korku körüklenir. Firavun, köleleri uyutmak için kâhinlerine danışır. Kâhinlerine sorar: “Kutsal kitaplarda evvel zamanda yazılmış “grev” diye bir şey var mı?” Kâhinler bulamazlar ve Firavun’a, bu cahil kölelerin “yeni bir icat” keşfettiklerini söylerler. Firavun, büyülere başvurur ama köleleri yine uyutamaz. Örgütlenen köleleri ne firavun, ne kâhinler, ne büyücüler ne de muhafızlar engelleyebilir. Ayaklanan kölelerin önünde hiçbir güç duramaz ve Firavun mezarına kaçar.Firavunu arayan Köle İbrahim’in başına yine taş düşer ve İbrahim yine eski İbrahim olur. Musa ile Yusuf şaşırır ve nedenini anlamaya çalışırlar. Ve sorarlar: “Biz rüya mı gördük?” Sonra izleyicilere sorarlar: “Bizim gördüğümüz rüyayı siz de gördünüz mü?” Salondan “evet, biz de o rüyayı gördük” dercesine alkışlar yükseldi. Böylece hünerli oyuncular, oyunu seyirciyle birlikte tamamlamış oldular.
İbrahim sahnede deli deli dolaşırken, Yusuf ile Musa düşünmeye başlarlar. Tam o sırada Mısır halkının Mübarek firavununu deviren ayaklanma görüntüleri perdeye yansıdı. Bu rüyayı bütün dünya gördü! Bu görüntüler, oyunu coşku ve heyecanla ayakta alkışlayan işçiler için muhteşem bir final oldu.
Köle İbrahim Tuhaf Konuşuyor oyuncuları sahneye son kez gelip seyircileri selamladılar. UİD-DER İşçi Tiyatrosu Topluluğu dakikalarca ayakta alkışlandı.Oyunu izleyen işçiler, heyecanla hissettiklerini anlattılar. “Çok güzeldi,” “Nasıl yapabildiniz? Helal olsun,” “Bu oyun mutlaka başka mahallelerde, başka kentlerde de işçilere izletilmeli. Bu oyunu izlemeyen işçi kalmamalı,” “İşçilerin örgütlenmesi için uğraşan UİD-DER’in, işçi tiyatrosu da kurmuş olması çok büyük başarı,” “İyi olacağını düşünüyordum ama bu kadarını beklemiyordum…”
UİD-DER İşçi Tiyatrosu bir kez daha göğsümüzü kabarttı.
“Sessiz Bekçi”
Son Eklenenler
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...