Kötülüğe ve Cinnete Yol Açan Kapitalist Sistemdir
Küçükçekmece’den bir sağlık işçisi

Kapitalizm uzunca bir süredir koca bir bataklığa demiri atmış bulunuyor. İnsanlığa sunabileceği hiç bir şey yok artık heybesinde. Tarihin kimi anları vardır ki, inadına olduğu yerde takılır kalır orda zaman. Akıp gitmez geleceğin düşlerine. Gidemez. Süre uzar gider. Uzadıkça insani değerleri daha fazla aşındırır. İşte içinde yaşadığımız kapitalist sistemin geldiği nokta budur. Kapitalist çürümenin sirayet etmediği tek bir mecra yok gibidir, her alanda çürümenin izlerine rastlamak mümkündür. Tarihsel çıkmaz ve çürüme içindeki kapitalizm insanlar arasındaki ilişkilerde de ağır hasarlar yaratıyor. Bireycilik daha da yüceltilip insan yalnızlığa terk ediliyor, çıkışsızlık derinleştiriliyor. Sosyal bir varlık olan insan bu tezatlık içinde ruhsal dengesini koruyamaz noktaya geliyor. Normal koşullarda insanın duygu dünyasında kendine yer bulamayacak kötülükler, çürüyen kapitalizmin dünyasında insanı etkisi altına alabiliyor, normalleşebiliyor.
Böyle bir düzen en basitinden sevginin, dostluğun, kardeşliğin, dayanışmanın yerine bireyciliği koyuyor. Ortakça paylaşmanın yerine “sahip olmayı”, sevginin yerine çıkar ilişkisini koyuyor. Bu sistem insanı insanlığından çıkarıyor!
ABD’nin Chicago kentinde birkaç ay önce insan aklının alamayacağı bir olay yaşandı. 19 yaşındaki dokuz aylık hamile Marlen Ochoa-Lopez’in 23 Nisanda kaybolması ve bir gün sonra da cansız bedeninin çöp tenekesinde bulunmasıyla insanı ürküten gerçekler ortaya çıktı. Lopez’in bedeni evinden 7 kilometre uzaklıkta Clarisa Figueroa adında 46 yaşında bir kadının evinin arkasında bulunmuştu. Soruşturma sonucunda cinayet 7 Mayısta aydınlandı. Cinayetin yaşandığı gün Figueroa 911’i arayarak doğum yaptığını, bebeğin nefes alamadığını söylemiş ve acil yardım istediğini bildirmişti. Olay yerine gelen sağlık ekibi bebeği morarmış olarak buldu ve ilk yardımı yaparak hastaneye kaldırdı. İki yıl önce oğlunu kaybeden Figueroa bunalıma girmişti. Ardından bebek bekleyen kadınlar tarafından Facebook’ta kurulan bir grup aracılığıyla, Lopez ile tanışmıştı. Bebeği için kıyafet vereceğini söyleyerek Lopez’i evine davet etmişti. Evine gelen genç kadını boğduktan sonra karnını yararak bebeği almıştı. Kendisi doğurmuş gibi yapıp bebeği sahiplenmişti!
Bu korkunç cinayetin sıradan bir kadının akli dengesini yitirmesi, cinnet geçirmesi sonucu işlendiği söyleniyor. Ama aslında tam da yukarıda ifade ettiğim gibi bu cinayet kapitalizmin insanı ittiği çıkışsızlığın ve cinnetin sonuçlarından biridir. Kuşkusuz burjuva medya böyle kişileri “cani” ve “psikopat” olarak yaftaladıktan sonra, olayın kendisini de münferit vaka olarak yansıtır ve bir süre sonra da herkes olayı unutur. Oysa bu ve benzeri vakalar “münferit” değildir. “Suç” kapitalizmle başlamadı. Ama suçların bu denli artması ve çeşitlenmesi kapitalizmin insanı insanlığından çıkartacak koşullar yaratmasının, insanları yalnızlaştırmasının, değersizleştirmesinin, empati yeteneğinden yoksun bırakmasının sonuçlarıdır.
Kapitalizm yeryüzünü cehenneme çevirmiş durumda. Bu dünyayı cennete çevirmek içinse önümüzdeki kapitalizm engelini aşmaktan başka çare yok! Yüreği birliğin, beraberliğin, dayanışmanın, paylaşmanın güzelliğiyle ve mutluluğuyla dolu insanların yaşadığı bir dünya yaratmak için kapitalizme karşı mücadele edelim. Nâzım Ustanın dediği gibi;
Bedava ekmek ve bedava karanfil adına
Mutlu emeklerle mutlu dinlenmeler adına
“Yârin yanağından gayrı her yerde her şeyde hep beraber”
Diyebilmek adına
Evlerin
Yurtların,
Dünyaların
Ve kozmosun kardeşliği adına.
Hak ve Hak Arayışı
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...