Meslek Liseleri Patronlara Emanet
Ankara’dan bir işçi

Geçtiğimiz Mayıs ayında Gaziantep Valisi tarafından şehrin sanayisinin kalifiye personel ihtiyacını gidermek için önerilen “meslek liselerinin özel sektöre devri” konulu teklif, Milli Eğitim Bakanlığı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından kabul edildi. Gaziantep pilot il seçildi. Sanayi odaları meslek liselerinde eğitime dâhil olma ile ilgili çalışmalar yürütmeye başladı. [1]
Temmuz ayında da “İkili Mesleki Eğitim Programları Yönergesi”nin son hali belli oldu. Bu yönergeye göre 20 yaşın altındaki ortaokulu bitirmiş gençler programa kayıt yaptırabilecek. Programa kayıt olanlar eğitim almak istedikleri meslek alanında bir işletmeyle “mesleki eğitim sözleşmesi” imzalayacaklar. Meslek liselerinde yapılan eğitim, işletme sahiplerinin istekleri doğrultusunda düzenlenecek. Okul tüm yıl öğretime açık olacak. Ders saatlerine işletmenin isteği dikkate alınarak okul müdürlüğünce karar verilecek. Yani o işletmede “eğitim alan” öğrencinin hangi gün ve saatlerde öğrenim göreceğini büyük oranda işletmenin ihtiyaçları belirleyecek. Üretimde ne zaman ihtiyacı varsa öğrenci o zaman çağırılacak. Eğer işletme isterse, teorik dersler de atölyede işlenebilecek. Programa kayıtlı öğrenciler dönem sonlarında sınava girecek. Sınavı değerlendirecek olan komisyon meslek odaları ve sanayi birliklerinin oluşturduğu bir komisyon olacak. Sınavda başarılı görülen öğrenciye mesleki sertifika verilecek. [2]
Meslek liselerinde işçi-emekçi çocukları sermaye için ucuz işgücü kaynağı olarak yetiştiriliyorlar. Hükümet, patronların ihtiyaçlarını karşılamak üzere adımlar atmaya devam ediyor. 2012 yılında uygulamaya konulan 4+4+4 eğitim sistemi ile meslek liselerinin daha yoğun sömürüsünün önü açıldı. 2014-2018 yılları arasında devlet ve patron işbirliğiyle özel sektörün ihtiyacını karşılamak üzere meslek liselerinin sayısı hızla arttırıldı. Mesleki ve teknik liselerin toplam liseler içerisindeki payı oldukça arttı. Meslek liselerini tercih eden öğrencilerin büyük çoğunluğunu işçi ailelerin çocukları oluşturuyor. Liselerde okurken stajyerlik yapan işçi çocukları patronların ucuz işgücü ihtiyacını karşılıyor.
Staj adı altında bir yetişkin gibi çalıştırılan, kimi zaman bilmedikleri işlere koşulan, kimi zaman da getir-götür, temizlik işleri yaptırılan işçi çocukları uzun saatler çalıştırılıyor ve ancak asgari ücretin %30’u kadar ücret alabiliyorlar. Stajyerlerin sağlık ve iş kazası sigortası devlet tarafından karşılanıyor. Tüm bunlar için sayısız teşvik alan sermayeye bir de işçilerin işsizlik fonu peşkeş çekiliyor. İSİG Meclisi’nin raporlarına göre Türkiye’de 1 milyonun üstünde stajyer, çırak ve kursiyer statüsünde çalışan genç işçi var. Yeni düzenlemelerle birlikte meslek liseleri sermayenin ihtiyaçlarına göre yapılandırılıyor ve patronlara öğrencilerin eğitimini belirlemede tam söz hakkı tanınıyor.
Meslek liselerinde okuyan işçi sınıfının gençleri, sermayeye ucuz işgücü olarak pazarlanmaya karşı mücadele etmek için işçi örgütlerinde birleşmeliler. Nitelikli ve parasız eğitim hakkı için birleşmeli, eğitim adı altında sömürüye hayır demeliler.
[1] MEB, Meslek liselerini ‘resmen’ özel sektöre devretti, guvenlicalisma.org, 18.05.2018
[2] Patronlar eğitimde söz sahibi: İşçi öğrenciler patrona emanet, birgun.net, 05.07.2018
İşçi Dayanışması’na Sahip Çıkalım!
Gürültü Değil, Direniş Yapıyoruz!
Son Eklenenler
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...