Devrimci İşçi Alaattin Karadağ’ın Katilleri Halen Serbest!
Devrimci işçi Alaattin Karadağ 19 Kasım 2009’da, Esenyurt’ta sokak ortasında polis tarafından kurşunlanarak katledilmişti. 24 Haziran Cuma günü Karadağ cinayetinin 4. duruşması Bakırköy Adliyesinde görüldü.
BDSP’nin adliye önünde düzenlediği basın açıklamasında, polis terörü ve cinayetleri protesto edildi. Eyleme UİD-DER’li işçiler, Partizan, EHP, Ontex, PTT ve Kubatoğlu direnişçileri de katılarak destek verdiler. Saat 10.00’da adliye önünde toplanan kitle, eyleme basın açıklaması ile başladı. Katillerin aklanmaması, işçilere ve devrimcilere dönük devlet terörünün son bulması talepleriyle yapılan eylemde, ilk sözü BDSP temsilcisi aldı. BDSP adına yapılan konuşmada şunlar söylendi: “Bizler Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu olarak, Alaattin Karadağ yoldaşın katledilmesinin hemen ardından, devrimci ve ilerici dostlarımızın da desteğiyle, polis terörü ve cinayetlerine karşı ısrarlı ve etkin bir mücadele süreci örmeye başladık. Mücadelemiz bundan sonra da aynı ısrar, inanç ve kararlılıkla sürecek. Mücadelemiz sadece Alaattin Karadağ için değildir. Mücadelemiz, burjuvazinin baskı ve terörle ezdiği, işkence yaptığı, katlettiği ezilenler içindir. Kürt halkının, gençliğin, işçinin, emekçinin, kısacası hak arayan her toplumsal kesimin özgürlüğü ve geleceği içindir.”
Ontex direnişçileri adına yapılan konuşmada, “Devlet işçi sınıfının mücadelesini engellemek için devrimci öncüleri pervasızca katletmekte sınır tanımıyor. Biz biliyoruz ki Alaattinler ölmez, devrimci mücadele engellenemez” denildi.
PTT direnişçisi bir işçi ise, Alaattin Karadağ’ı katledenin de direnişçi işçilere saldıranın da polis olduğunu söyleyerek, bu davanın takipçisi olacaklarını duyurdu.
Duruşma sona erene kadar oturma eylemi yapıldı. Oturma eylemi boyunca “Katillerden Hesabı Emekçiler Soracak!”, “Kahrolsun Ücretli Kölelik Düzeni!”, “Katil Polis Hesap Verecek!”, “Alaattin Karadağ Ölümsüzdür!”, “Katil Devlet Hesap Verecek!”, “Polis Vuruyor Mahkeme Koruyor” sloganları haykırıldı ve marşlar söylendi.
Duruşmanın sona ermesiyle birlikte eylemciler adliyenin önünde toplandılar. Duruşma neticesini Karadağ’ın avukatı açıkladı. Daha önce dinlenmeyen iki tanık bu duruşmada dinlenmişti. Tanıklardan birinin aktardığına göre, Alaattin Karadağ kurşunlandıktan sonra saatlerce yerde bekletilmiş, adeta ölmesi istenmişti. Karadağ’ın yakınları ve avukatı olaya dair mobese kamera kayıtlarını talep etmelerine karşın, kayıtlar her nedense terörle mücadele polislerinin elinde tutuluyor. Alaattin Karadağ’ın yakınları polisin tutuklu olarak yargılanmasını talep ettiler, fakat mahkeme polisleri korumaya devam ediyor. Katil polis rahat rahat dolaşırken, bir sonraki duruşma 26 Eylüle atıldı.
Allattin Karadağ’ın ağabeyi Abdullah Karadağ, dava süreci hakkında kısa bir konuşma yaptı: “Kardeşim, 1,5 yıl önce polis tarafından katledildi. Polisin tutuklanması talebimiz reddedildi. Söz söylememiz bile engelleniyor. Katiller serbestçe dolaşıyorlar. Biz ellerimizi onların yakalarından çekmeyeceğiz.”
Eylem, “Katil Devlet Hesap Verecek!” sloganlarıyla sona erdi.
Beyoğlu Tekstil’de İşçi Kıyımı
Son Eklenenler
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...
- İngiltere’de 100 binin üzerinde insan Filistin halkıyla dayanışmasını göstermek ve emperyalist savaşa hayır demek için 2 Kasımda yeniden meydanlara çıktı. Başkent Londra’da 21. kez düzenlenen ulusal eylem gününde on binler hükümet binalarının...
- İspanya’da 29 Ekim Salı günü yaşanan sel felaketinde can kaybı 250’ye ulaştı. İspanya’nın doğusundaki Valencia bölgesinde etkili olan aşırı yağışlardan sonra meydana gelen sel felaketi büyük bir yıkıma neden oldu. Kurtarma ekipleri felaketten...
- Sevgili işçi kardeşlerim, yazının başlığı mücadele örgütümüzün ve işçi sınıfının çalışkan evlatlarından kadim bir dostuma aittir. Bir Afrika atasözü “aslanlar kendi tarihlerini yazana kadar, av hikâyeleri her zaman avcıların kahramanlığını...
- Genel-İş Sendikası İstanbul Anadolu Yakası 4 No’lu Şube ile Kartal Belediyesi yönetimini temsil eden SODEMSEN arasında yürüyen görüşmelerden olumlu bir sonuç alınamaması üzerine Kartal Belediyesi işçileri 30 Ekimde greve çıkmıştı. Belediye...
- Sendikaya üye olan işçilerin önüne çok çeşitli engeller çıkartılıyor. Sendikanın örgütlendiği işyerinde toplu sözleşme yapma yetkisi alması için hem işkolu hem de işletme barajlarını aşması ve Çalışma Bakanlığından çoğunluğu sağladığına dair yetki...
- Tarkett işçileri 18 Eylülden bu yana grevlerini sürdürüyorlar. Taleplerini, mücadelelerinin nasıl başladığını, grevlerini şöyle anlatıyorlar:
- Ücretlerini arttırmak, sendikalaşmak, ücret gaspına dur demek için çeşitli sektörlerden işçiler grev ve direnişlerini sürdürürken her geçen gün bunlara yenileri ekleniyor. Kartal Belediyesi işçileri Toplu İş Sözleşmesi (TİS) masasında anlaşma...
- Dünya İşçi Sınıfının Yoksulluğa, Hak Gasplarına ve Emperyalist Savaşa Karşı Mücadelesi Devam Ediyor!Dünyanın dört bir yanında farklı sektörlerden on binlerce işçi ve emekçi artan yoksullaşmaya, hak gasplarına ve emperyalist savaşlara karşı mücadeleyi büyütmeye devam ediyor. Baskı ve tehditlere boyun eğmeyen işçiler, grevlerle, kitlesel eylemlerle...
- İşçi Dayanışması’nda her vesileyle vurguladığımız gibi kapitalizmde iki temel sınıf var. Yaşam biçimi, düşünme tarzı, çıkarları, hayattan beklentileri farklı olan iki sınıf: İşçi sınıfı ve sermaye sınıfı. Bu nedenle her kavram hangi sınıftan...
- 28 Ekim 2014’te Ermenek’te 18 madenci katledildi. Ermenek katliamı, ekmek kavgası uğruna yerin yüzlerce metre altına inen sarı baretlilerin yaşamdan koparıldığı ne ilk katliamdı ne de son olacaktı. Aynı yıl 13 Mayısta Türkiye tarihinin en büyük...
- Son günlerde de Polonez işçisi kadınların direnişlerini hayranlıkla ve umutla takip ediyorum. Uzun zamandır “grevlerde kadınlar nasıl tepki veriyor” diye kadın ağırlıklı grevleri dikkatle izliyorum. Sizlere de bu merakımdan dolayı karşıma tesadüfen...
- Bu sistemde kâğıt üzerinde herkesin özgür olduğu söylenir, herkesin eşit özgürlükleri varmış gibi sunulur. Ancak gerçeklik başkadır. Gerçeği algılamak için uyanık ve sınıf bilinçli olmak, “hangi sınıfın özgürlüğü?”, “ne çeşit bir özgürlük?” gibi...