“Az İşçiyle Çok Ciro”
Pendik’ten UİD-DER’li bir işçi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Dün markete bir şeyler almak için gittiğimde her zaman yaptığım gibi her reyonda işçilere “kolay gelsin, nasıl var mı bir gelişme?” diye sorarak dolaşıyordum. Kasap reyonunun önünden geçerken oradaki işçilerle de selamlaştım. Daha sözümü bitirmemiştim ki başındaki şapkası sağa kaymış, ter içindeki işçilerden biri eldivenli elinin tersiyle alnını silerek “size bir şey söyleyeyim mi? Burada yapılan tam tamına az işçiyle çok ciro. ‘Bir şey isteme, sesini çıkartma hep çalış’ diyorlar” dedi.
Yaşadıkları sorunları reyonun önünden geçen herkese duyurmaya çalışan işçiye “peki ne olacak böyle, bildiğiniz bir çözüm yolu var mı?” diye sordum. Yüz ifadesi kararsız haller aldı. Bir yandan hızlı, hızlı çalışırken bir yandan anlattı. “Bir iki adam daha verin desek olmaz der vermezler. ‘Çok çalış ciro yap’ derler, burada böyle. Dün 14 saat çalıştık. Gece eve giderken yolda sürekli işi düşünmekten çocuğuma çikolata almayı unuttum. Yürürken bugünün işinin planlamasını yapıyordum. Eve gittim çikolata o zaman aklıma geldi. Yemek yedim. Yemeğin başında uyuyakalmışım” dedi. “Kolay gelsin” deyip uzaklaştım. Aynı işçi kendi kendine konuşmaya devam ediyordu. “Gece rüyamda et kesiyorum. Yolda yürürken, yemek yerken gözümün önünden ciro geçiyor. Ciro, ciro, ciro” diye sürekli konuşuyordu. Sustuğunu fark ettiğimde sanırım müdürleri gelmişti.
Dolaştığım her reyonda ve kasalarda çalışan işçilere benzer sorular sordum. İstisnasız hepsi aynı sorunlardan yakındılar. “Şu kadar ciro yaparsan şu kadar prim alırsın, istenilen ciroyu yapamazsan prim alamazsın. Açık verirsen maaşından kesilir, alış-veriş yapanlara iki poşet gerekirken bir poşet ile gönderirsen ‘aferin’ alırsın. Müşteri ile tartışırsan ‘iş gömleğini çıkarıp gitsin’ diyorlar” diye cevap veriyor soru sorduğum her biri.
Bu marketler zincirinde de başka marketlerde de, başka bir sektörde çalışan işçilerle tek tek konuşsanız benzer yakınmalara, kendine ve yan yana çalıştığı işçi kardeşlerine güvenmediğine şahit olursunuz. Bu yakınma ve güvensizlik işçileri henüz genel olarak bir toplu arayış içine doğru çekebilmiş değil. Milyonlarca sendikasız, örgütsüz işçi aynı şekilde düşünüyor. Ama bu düşünce sessiz düşüncedir. Bu sessiz düşünce ancak her işyerinde işçilerden bir ikisi “Yeter artık bir şeyler yapmanın zamanı geldi!” diye düşünmeye başladığında ses bulur. Tıpkı bugün UİD-DER’de yer alan ve geçmişte grev ve direniş yaşamış sayısız işçinin sesli düşüncenin, yani örgütlü mücadelenin içerisinde yerini alması gibi onlar da mücadelede yer alıp kendine ve yanındaki işçi kardeşine güvenecektir. Bunun olabilmesi için işçiler örgütlü mücadeleye atılıp hakları için mücadele yolunu seçmelidirler. O zaman işçiler gece gündüz patronun cirosunu, poşetini düşünmek yerine, insan gibi çalışmak, inan gibi yaşamak ve sevdiklerine zaman ayırmayı düşünecekler.
Son Eklenenler
- Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde sefalet zammına karşı direnişe geçen tekstil işçilerinin mücadelesi yasaklarla, baskı ve saldırılarla engellenmeye çalışılıyor. 14 Şubat günü, tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdüren Başpınar...
- Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM), Ağız ve Diş Sağlığı Hastaneleri (ADSH) ve devlet hastanelerinde çalışan diş hekimleri ve sağlık çalışanları “Yüksek MHRS sayıları, kısıtlı süreler, eksik istihdam, sağlıksız ve güvenli olmayan birimler, düşük...
- Türkiye’de yasalarda her işçinin özgürce sendikaya üye olabileceği yazıyor. Ama resmi istatistiklere göre çalışanların yüzde 85’inden fazlası sendikasız. Sendikalı çalışmak yasal olmasına ve ücret, ikramiye, sosyal haklar bakımından avantajlar...
- Çok açık ki iktidarın “Aile Yılı” ilan etmesi aileler refaha kavuşsun diye değil, sermayenin ve iktidarın çıkarları içindir. İşçi aileleri için daha büyük yoksulluk, daha kötü çalışma koşulları, acı ve gözyaşı, hatta ölüm getireceği sır değildir.
- Almanya'da Ocak ayı boyunca Berlin, Münih, Hanover, Hamburg ve Nünberg gibi büyük kentlerde hükümetin aşırı sağ ve ırkçı politikalarına karşı çok sayıda sendikanın, göçmen topluluklarının ve demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla büyük çaplı...
- Gebze Plastikçiler OSB'de bulunan Chinatool Otomotiv’de grevin 4. gününde, Kocaeli Çayırova'daki Green Transfo Energy'de ise grevin 51. gününde anlaşma sağlandı.
- İzmir Gaziemir’deki Ege Serbest Bölgede bulunan Digel Tekstil’de işçiler, düşük ücret zammına tepki gösterdiler ve hakları için sendikalı oldular. Ancak Digel Tekstil patronları işçilerin zam talebini duymazlıktan geldi, sendika haklarını yok saydı...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santrali ve maden sahalarında çalışan işçiler, 10 Şubatta özelleştirmeye karşı Ankara’ya yürüyüş başlatmışlardı. 13 Şubatta Hazine ve Maliye Bakanlığı...
- 13 Şubat 2024’te Erzincan İliç’te SSR Mining ve ortağı Çalık Grubunun tarafından işletilen Çöpler Altın Madeninde siyanürlü toprak kaymış, 9 işçi toprak altında kalmış, cenazelerine aylarca ulaşılamamıştı.
- Antep'te direnişlerin yaygınlaşması, işçilerin ortak eylemler yapması, birlik içinde hareket etmeye yönelmesi ve pek çok örnekte mücadelelerini başarıya ulaştırmaya başlaması üzerine patronlar baskılarını arttırdı. Gaziantep Valiliği ise 13 Şubatta...
- Soma, Ermenek, Amasra, İliç madenci katliamları, Çorlu tren katliamı, Elazığ, İzmir, 6 Şubat depremleri, orman yangınları ve sel felaketleri, Hendek havai fişek fabrikası ve Balıkesir mühimmat fabrikası patlamaları, yüzlerce iş cinayeti ve son...
- Yeni yılın ilk günlerinde MÜSİAD toplantısında konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek patronlara “biz sizin daha çok para kazanmanızı istiyoruz” dedi. Patronlar tarafından alkışlanan Bakan, tam da bunu yapıyor, patronların kazanması için...
- Cep telefonu hayatımıza gireli yaklaşık 30 yıl, akıllı telefonun hayatımıza girmesi ve jet hızıyla yayılması ise 10-15 yıl oldu. Bu nedenle akıllı cep telefonumuz 1 saat kapalı kalsa kendimizi adeta nefessiz kalmış hissediyoruz.