Buradasınız
Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
İzmir’den emekli bir işçi

Sevgili işçi kardeşlerim, cep telefonumla bilgisayarıma internet bağlantısını sağlayamadığım için fabrika ayarlarına döndürdüm telefonumu. Yeterli bilgiye sahip olmadığım için başıma iş açtım. Evden uzakta olduğum ve kaldığım binadaki komşulardan hiçbirini tanımadığım için komşuluk hakkı olarak internetlerinden istifade edebilmeyi soramadım bile. Bundan ötürü 7 gün boyunca cep telefonu yok, internet yok, sosyal medya yok. Bu 7 gün boyunca dünyayla tek bağım burjuvazinin dili, gözü, kulağı televizyon oldu. Neyse ki yine imdadıma mücadele örgütümüz UİD-DER’li gençlerimiz yetiştiler.
Günümüzde akıllı cep telefonu sağır sultanda bile olduğundan, buraya kadar anlatmaya çalıştıklarım sizlere tuhaf gelecektir. Cep telefonu hayatımıza gireli yaklaşık 30 yıl, akıllı telefonun hayatımıza girmesi ve jet hızıyla yayılması ise 10-15 yıl oldu. Bu nedenle akıllı cep telefonumuz 1 saat kapalı kalsa kendimizi adeta nefessiz kalmış hissediyoruz. Üstelik ister henüz ergen olalım, ister 80 yaşımızdan gün almış olalım, hepimiz sevdiklerimiz, arkadaşlarımız, iş arkadaşlarımız, komşularımızla yüz yüze, karşı karşıya sohbet etmek yerine, sesli, görüntülü sohbet eder olduk. Sosyal medya platformlarında görüşür olduk.
Elbette teknolojinin gelişmelerinden istifade edeceğiz, etmeliyiz de. İşçi sınıfının hak mücadelelerini, grev ve direnişlerini, sınıfımızın kendi gözünden, dilinden yayın yapan medya mecralarını takip etmeliyiz. Mücadele örgütümüz UİD-DER’i, grevleri, direnişleri takip etmeliyiz. Takip ettiğimiz gibi, beğenerek, arkadaşlarımızla paylaşıp, onların da beğenip paylaşmasını istemeliyiz. Ama işçi büyüklerimizin ifadesiyle söylersem, örgütlenme yüz yüze, göz göze başlar ve gelişir. Yani sınıf temelinde örgütlenme sevgiliyle buluşmaya, mücadeleyi sevgili gibi sevmeye benzer…
Evet, sevgili işçi kardeşlerim, şimdi bu 7 günlük iletişimsizlik bana 1989-1990 yıllarını düşündürdü. Örnek olması için işçiler olarak o zamanlarda nasıl örgütlendiğimizi sizlerle paylaşacağım. “İş kazası” nedeniyle hastanede 18 ay yatalak yattığımda arkadaşlarım beni yalnız bırakmamışlardı. Yatalak birinin bakımını düşünün. Sayısız işçi arkadaşım dönüşümlü olarak geceleri bana bakmışlardı. O tarihlerde renkli televizyon henüz işçilerin evlerinde başköşedeki yerini almamıştı. Siyah-beyaz televizyon vardı. Hatta her işçi evinde bile televizyon olmadığı yıllardı. Haberleri ve Hayat Ağacı isimli ABD yapımı pembe diziyi izlemiştim. Yaklaşık 18 ay hastanede kaldığım sürede soluk borum arkadaşlarımın getirdiği sendikaların yayınladıkları dergi ve bildiriler, sosyalist gazete ve dergilerdi. O yıllarda mücadeleci sendikacılar, çıkarttıkları bildirileri işçileri örgütlemek için fabrika önlerinde işçilere bizzat kendileri verirlerdi. 1989 Bahar Eylemleri ve işçi sınıfının üzerindeki ölü toprağından silkinip ayağa kalktığı günler devam ediyordu. O günlerde işçiler silsile halinde, dilden kulağa haberleşiyor ve örgütlü bir mücadeleye girişiyorlardı.
18 ay sonra hastaneden taburcu edilmiştim. Yatalak halim yaklaşık 7 ay da evde devam etmişti. Evde dünyayla tek iletişimim siyah-beyaz televizyonla sınırlıydı. Burjuvazinin televizyonu ne veriyorsa o kadar bilgi edinebiliyordum. Sınırlı sayıdaki kitaplarımı da eşim yok etmişti. 7 ay yatalak ve işçi arkadaşlarımdan, sendikalardan özetle dünyadan bihaber yaşamak zorunda kalmıştım. Ama zihnimde, yüreğimde işçi arkadaşlarım ve mücadelelerimiz beni diri tutmuştu. Arkadaşlarımın beni evde ziyarete gelmelerine ailemin engel olduğunu ve getirdikleri gazete ve dergilerin bana verilmediğini ayağa dikildikten sonra görüştüğüm arkadaşlarımdan öğrenmiştim. Özetle burjuvazinin emir eri olmaya karşı bir arayışımız varsa, mücadele etmek istediğimizde bize hiçbir şeyin engel olamayacağını bilmeliyiz. Kısacası su akar yatağını bulur misali önümüzde kimse duramaz.
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
Son Eklenenler
- Bir sabah uyandığımızda tekerleğin icadı sonrası hayatımıza giren tüm icatlar ortadan kalkmış, unutulmuş olsa ne olurdu? Şöyle bir düşünelim; tekerlek icat edilmeseydi çark olmazdı, çark olmasaydı değirmen olmazdı. Ne üretim ne ulaşım gelişirdi....
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...