3 Mart 1992’de Ölüme Gönderilen 263 İşçi Anıldı
Bundan 23 yıl önce, 3 Mart 1992’de Zonguldak Kozlu’da, Türkiye Taşkömürü Kurumu’na bağlı maden ocağında bir grizu patlaması meydana geldi. Patlamada tam 263 maden işçisi feci bir şekilde yaşamını kaybetti. İşçi sınıfının tarihine acı dolu bir gün daha eklenirken, onlarca ailenin ocağına ateş düştü, yürekleri kavruldu. Bu acı günü unutmamak, iş kazalarına ve iş cinayetlerine dikkat çekmek amacıyla 3 Mart, İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü olarak kabul edildi.
İş cinayetine kurban giden işçiler çeşitli eylemlerle anılıyorlar. Kozlu’da ölüme gönderilen 263 işçi, bu sabah kazanın meydana geldiği kuyu başında madenci arkadaşları ve aileleri tarafından anıldı. Anmaya Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Eyüp Alabaş ile sendika yöneticileri katıldı. TTK Genel Müdürü, vali yardımcısı ve belediye başkanı gibi düzen temsilcileri de anmada boy gösterdiler.
Anma programı yaşamını kaybeden işçiler için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Daha sonra bir konuşma yapan GMİS Kozlu Şube Başkanı Hüseyin Kolçak, “Burada bulunan 630 metre yerin altına inerek kelle koltukta mücadele eden işçi arkadaşlarımızın hepsi birer kahramandır. Seçim zamanlarında ağdalı laflarla maden işçisinden oy istemek çok kolay. Ama bundan sonra biz bu ağdalı laflara kanmayacağız. Meclis’e gittiğiniz zaman işçinin hakkını savunmazsanız hiçbirimiz sizlere hakkımızı helal etmeyiz” dedi.
Konuşmadan sonra, 23 yıl önce meydana gelen faciayı yaşamış işçilere madenci heykeli hediye edildi. Kazadan sağ kurtulan ve karbon gazına maruz kalarak parkinson rahatsızlığına yakalanan Maden Mühendisi Sadık Yücel, “O günden beri hâlâ olayın etkisini yaşıyoruz. Ben de karbon gazına maruz kalmaktan 5 yıl önce Parkinson rahatsızlığına yakalandım” dedi.
Katliamın meydana geldiği tarihte 3 yıllık işçi olan Burhan Öztürk ise şöyle konuştu: “Yukarıdan aşağıya bir toz bulutu geldi. Kafamdaki bareti fırlattı. Grizu olduğunu söylediler. Birkaç arkadaş yukarı doğru kaçmaya başladık. Her yer dumandı. 1 saatte 3 kilometre yürüyerek kuyu dibine geldik. Oradan da asansörle bizi yukarı çıkardılar. Yürürken bir madenci ‘Beni kurtarın’ diye bağırıyordu. Onun yanına gittik. Yüzü kan içindeydi. Kurtarmaya çalıştık ama olmadı. Mecbur bırakmak zorunda kaldık. Çok zor nefes alıyorduk. Oksijen yetersizdi. Yukarıya çıkmamız gerekiyordu. Sonra bir madencinin cesedini gördük. Her tarafı su basmıştı. Yerlerde baretleri görüyorduk. Yukarıya çıkınca anladık olayın büyüklüğünü. Çoğu arkadaşımızı orada yitirdik. Allah rahmet eylesin. Recep’in cesedi de 1 yıl sonra çıktı. Baret numarasıyla kendisini teşhis etmişler o zaman. Her gün beraber işe gidip gelirdik.”
Zonguldak’taki maden facialarında yüzlerce işçi yaşamını kaybetmesine rağmen, kapitalist kâr düzeninin efendileri iş güvenliği önlemlerini almadılar. Büyük bir trajedi yaşanması ve 263 işçinin ölmesi patronların ve kapitalist devletin umurunda olmadı. Meselâ 17 Mayıs 2010’da yine Zonguldak madenlerinde 30 işçi yaşamını kaybetti. O dönemin AKP’li Çalışma Bakanı Ömer Dinçer, sorumluluklarını gizlemek ve işçi ailelerinin tepkisini önlemek amacıyla şöyle demişti: “Acı çekmediklerini ve fizik olarak da güzel öldüklerini rahatlıkla söyleyebilirim.” İşçileri yaşamdan kopartanlar, onların iş kazasında ölmesinin hesabını vereceklerine, güzel öldüklerini söyleyerek durumu kurtarmaya çalışıyorlardı. Dönemin Başbakanı Erdoğan ise “bu mesleğin kaderinde var” diyerek iş cinayetlerini meşrulaştırmaya ve kendi sorumluluklarının üzerinden atlamaya çalışmıştı.
İş güvenliği önlemleri alınmadığı için işçiler ölmeye devam ediyorlar. Geçtiğimiz yıl Soma’da 301, Ermenek’te 18 ve diğer ocaklarda onlarca maden işçisi iş cinayetlerinde yaşamını kaybetti. Elbette iş cinayetlerinin temel sorumlusu kapitalist aç gözlülüktür. Gerekli iş güvenliği önlemleri alınmayarak işçiler göz göre göre ölüme gönderiliyorlar. Yalnızca 2014 yılında iş kazalarında ölen 1886 işçi, kapitalistlerin kâr iştahının kurbanı olmuştur.
İş kazaları, iş cinayetleri ve meslek hastalıkları kesin olarak önlenebilir. Ancak bunun için işçi sınıfının örgütlenerek mücadele etmesi gerekmektedir. Üstelik bu mücadele, yalnızca gerekli güvenlik önlemlerinin alınmasını hedeflemekle kalmamalı ve aynı zamanda iş kazalarının esas sorumlusu olan kapitalist sömürü düzenini hedeflemelidir.
23 yıl önce, sermayenin azgın kâr hırsı yüzünden yaşamını kaybeden madenciler başta olmak üzere, iş kazalarında hayatını kaybeden tüm sınıf kardeşlerimizi anıyoruz!
İşçilerin Sordukları / 33
Son Eklenenler
- Evlatlarımızın sağlıklı gelişimi, sadece ne yiyip içtikleriyle değil, nasıl bir ortamda, çevrede büyüdükleriyle de ilgilidir. Empati, iletişim gibi sosyal, duygusal ve zihinsel becerileri çevreleriyle etkileşimlerinin izlerini taşır. Çocukların...
- 17 Ocakta okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede okuyan yaklaşık 20 milyon öğrenci birinci dönem karnelerini alarak yarıyıl tatiline girdi. Mersin’de Eğitim-Sen ve Özel Öğretmenler Sendikası eğitimdeki sıkıntıları dile getirmek için Yenişehir İlçe...
- Suriye’deki Esad rejimi 8 Aralıkta yıkıldı. Hemen ardından da Suriye’deki savaşın bittiği ve Türkiye’deki Suriyelilerin artık güvenle ülkelerine geri dönebileceği konuşulmaya başlandı. Medyada Erdoğan’ın Suriye politikasının ne kadar başarılı olduğu...
- Sevgili işçi kardeşlerim, bizler yani işçi sınıfımızın örgütlü mücadelesinin bir parçası olanlar, eski kuşaktan işçilerin deneyimlerinden ziyadesiyle istifade etmeyi öğrendik sınıf büyüklerimizden. Bundandır karşımızdaki herhangi bir işçi...
- UİD-DER Müzik Topluluğu (UMUT), Ruhi Su’nun sesinden dinlediğimiz Boşa Didinmek Fayda Vermez şarkısını yeniden yorumladı. Şarkının mücadeleye çağıran sözleri kadar hikâyesi de çok anlamlı. Rusya işçi sınıfının romancısı Maksim Gorki, 1907’de,...
- İşyerinde yeni yıl kutlaması yapmak için işi biraz erken bıraktık. Kutlama için masaları hazırladık, şarkı listemizi ayarladık. İşin yorgunluğunu atıp dinlenecek, uzun uzun sohbet edecektik. Tabii eğlence kısmına geçmeden önce işyerinin şef ve...
- Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine 13 Aralıkta başlayan GE Grid Solutions grevinin 33. gününde anlaşma sağlandı. Böylece MESS sözleşmeleri kapsamında 4 işletmede...
- Siyasi iktidarın sahte enflasyon verilerine dayanarak 2025 yılı için kamu emekçilerine yaptığı yüzde 11,54 oranındaki zam, kamu emekçileri tarafından ülke genelinde protesto edildi. 13 Ocakta iş durduran KESK, Birleşik Kamu-İş, Hür-Sen, ASİM-Sen...
- Aylardır uzmanların, siyasetçilerin, patronların hatta uluslararası finans kuruluşlarının yaptığı tartışma, analiz ve hesaplamaların sonunda 2025 yılı için asgari ücret 22 bin 104 lira olarak açıklandı. Bu açıklamayı, Türkiye İşveren Sendikaları...
- Günümüzde fabrikalarda, işyerlerinde “kolay yoldan para kazanma” hayaliyle şans ve bahis oyunları oynamak gitgide yaygınlaştı. Teknolojiyle birlikte kumarhane herkesin cebine girdi. Her molada, her köşede tüm başlar cep telefonlarına eğiliyor,...
- Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik’te 19 Aralıkta başlayan grev 10 Ocakta anlaşmayla sonuçlandı. DİSK/Emekli-Sen 11 Ocakta Türkiye genelinde İzmir’den Trabzon’a, İstanbul’dan Denizli’ye pek çok ilde “TÜİK Verileri Kirli ve Yalan; Açlık,...
- Aralık ayında Birleşik Metal-İş sendikasının örgütlü olduğu Hitachi Energy, GE Grid Solutions, Schneider Elekrik, Arıtaş Kriyojenik ve Green Transfo fabrikalarında peşi sıra grevler başladı. Çok geçmeden de sermaye sınıfının tatlı kârlarını düşünen...
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...