Buradasınız
OHAL Altında Toplu Sözleşme: Grev Yasağına Hayır!
Gebze’den bir işyeri temsilcisi

İşyerinde yeni dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerimiz başladı. İşveren bize zam vermemek için çeşitli yollara başvuracağa benziyor. Bunun ilk örneğini de son görüşmemizde görmüş olduk. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin düzenlediği toplantıda şunları söylemişti: “Olağanüstü hali biz iş dünyamız daha iyi çalışsın diye yapıyoruz. Soruyorum, iş dünyanızda herhangi bir sıkıntınız, aksamanız var mı? Biz göreve geldiğimizde OHAL vardı. Ama bütün fabrikalar grev tehdidi altındaydı. Hatırlayın o günleri. Şimdi böyle bir şey var mı? Tam aksine. Şimdi grev tehdidi olan yere biz OHAL’den istifadeyle anında müdahale ediyoruz. Diyoruz ki hayır, burada greve müsaade etmiyoruz, çünkü iş dünyamızı sarsamazsınız.”
İşte bizim patron da bu lafları bir kaç sefer dile getirdi. Bize aba altından sopa gösterdi. İsteseniz de grev yapamayacaksınız, engel olunacak, bizim verdiğimize razı gelin demeye getirdi. Ama bir şeyi atlıyor: İşçiler “artık yeter” deyip ayağa kalkabilir ve OHAL engelini aşabilirler. Ayrıca grev yasağı getirilse bile, işçilerin mücadelesinin önüne geçmezler. Unutmasınlar ki üretimi biz yapıyoruz. Eğer üretimi yavaşlatır ve mücadelemizi bu şekilde sürdürürsek, kimin daha güçlü olduğu da ortaya çıkar. Yeter ki birlik olalım, yeter ki bilinçli ve kararlı bir şekilde mücadelemizi sürdürelim.
Patronlar AKP iktidarının grev yasaklarından faydalanmak istiyorlar. Bunu fırsat bilip ellerindeki işleri çabucak yaptırma derdindeler. Ayrıca işçiler arasında rekabet yaratıp birliğimizi parçalamak istiyorlar. İşçi kardeşlerimizi birbirlerine karşı kışkırtmak için her gün yeni bir gündem yaratıyorlar.
Bu düzen biz işçilerin alın terinin sömürüsü üzerine kurulu. Birlik olmamızı engellemek için bizi birbirimize düşürüp bölmeye çalışıyorlar. İşçilerin bilinçsizliğinden faydalanıyorlar. Bizler birlik olup örgütlülüğümüze sahip çıkarsak ve birbirimize kenetlenirsek hiçbir şey yapamazlar.
UİD-DER’le tanışmasaydım belki de bende bu düzenin yarattığı pisliklerin farkına varmayacak, attığı düşmanlık tohumlarından etkilenecektim. UİD-DER sayesinde kişisel hırslarımı bir kenara bırakıp sınıfın çıkarlarına göre hareket etmeyi öğrendim. Aksinin bize zarardan başka bir şey getirmediğini gördüm. Bizler bilinçlenip bu düzene karşı nasıl mücadele edilir onu öğrenmeliyiz. Birbirimize sahip çıkmalıyız. Aksi takdirde bu düzen bizi de çemberine alacak. Unutmayalım ki bugün yapacaklarımız ve aldığımız kararlar gelecekte doğacak çocuklarımızı etkileyecek. Bugün “bana bir şey olmasın da kim ne yaparsa yapsın” diyen işçi arkadaşlar görüyorum. “aman bana bir şey olmasın” demek bana göre bencillik. Çünkü biz çocuklarımızı bizim hatalarımızın ve yanlışlarımızın cezasını çeksin diye dünyaya getirmiyoruz. Geçmişin mücadeleci işçileri bize mücadele deneyimlerini ve boyun eğmemeyi miras bıraktı. Ama biz henüz bu mirasa kendi çıkarımız için bile yeterince sahip çıkamıyoruz. Artık buna dur demeli ve geleceğimiz için, çocuklarımız için, yarınlarımız için birbirimize kenetlenip mücadele etmeliyiz.
Akkim İşçileri Kararlı!
Son Eklenenler
- Dersim’de faaliyet gösteren Peri Tekstil’de işten atılan BİRTEK-SEN üyesi 17 işçi, sendikalarının tanınması, baskı ve mobbinge son verilmesi ve işe geri dönme talebiyle 29 Temmuzda fabrika önünde eylem yaptı. Manisa’da bulunan İtalya merkezli Bitron...
- UİD-DER’li işçiler olarak, Digel Tekstil işçilerinin direnişinin 189’uncu gününde dayanışma ziyaretinde bulunduk. Sıcak çaylarımızı yudumlarken direnişçi kardeşlerimizle uzun uzun sohbet ettik.
- TPI Kompozit grevinde işçilerin talepleri yalnızca ekonomik taleplerle sınırlı değil. İşçiler aynı zamanda sendikal haklarına sahip çıkıyor, gelecekteki kuşaklara onurlu bir mücadele mirası bırakıyorlar.
- Nazilere ait bir toplama kampının gri ve soğuk duvarları arasındaki bahçede küçük bir çocuk, babasının “saklan” dediği paslı bir metal dolaba gizlenmiştir. Babanın adı Guido’dur ve günlerdir çocuğuna “her şey bir oyun” demiştir. Kampta yaşanan...
- İnsana, doğaya, bitkilere, hayvanlara değer vermeyen iktidarın ve onların vekillerinin onayıyla ve torba yasalarla bir avuç sermaye grubunun önündeki yasal engeller aşılırken insanlığın geleceği yok ediliyor.
- Kocaeli/Dilovası’nda bulunan Omsa Metal’de işçiler, 2025’in ilk aylarında Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 Nolu şubede örgütlendiler. Toplu sözleşme görüşmelerinin başlamasının ardından Omsa Metal işvereni işten atma saldırısı başlattı. İşçiler...
- 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi doğrudan ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinin ilk oturumu 28 Temmuzda gerçekleşti. Görüşme öncesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde açıklama yapan KESK, kamu emekçilerinin...
- 7 Ekim 2023’ten bu yana yaklaşık 60 bin Filistinliyi katleden İsrail’in Gazze’de uyguladığı acımasız abluka nedeniyle açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Ekim 2023’ten bu yana yetersiz beslenme ve açlık yüzünden 83’ü çocuk olmak üzere...
- Banksy mahlaslı sanatçının “bomb love” isimli eseri, ilk olarak 2001 yılında Londra sokaklarından başlayarak dünyanın birçok yerinde duvarlara çizilmiştir. Eser oldukça sade ve detaydan uzak görünmesine rağmen taşıdığı mesaj oldukça derindir....
- “Son 102 günde 132 kadın cinayeti” haberleri dolaştı medyada. Bu sayılar sadece bir istatistik değil; her biri bir yaşam, bir hayal, bir yaşama sevinciydi. Her biri aramızdan koparılan bir arkadaşımız, bir kardeşimiz, bir meslektaşımız, bir...
- Kamu işçileri… Onlar hastanelerde, karayollarında, fabrikalarda, ulaşımda, savunma, enerji ve hizmet sektöründe, kısacası kamunun her alanındalar. Üretiyorlar, hayatı var ediyorlar. Fakat ev kiralarını ödeyemiyor, borçla yaşıyor, ihtiyaçlarını...
- Diyelim ki hayatınızda ilk kez bir koşu yarışmasına katılacaksınız ve yeterince idmanlı değilsiniz. İsteklisiniz, azimlisiniz ama diğer koşuculara göre hazırlığınız yetersiz ve deneyimli değilsiniz. Böyle bir yarışmada birinci olmamanız şaşırtıcı...
- Bir dünya devi olan Amazon’un işçileri en ağır koşullarda çalıştırılmaya devam ediyor. Amazon Tuzla Depo’da çalışan işçiler olarak bizler de ağır iş yüküne, mobbinge, işyeri içinde zor bölümlere sürülme gibi uygulamalara maruz kalıyoruz.