1 Mayıs’a Giderken, Yeni Rüzgârları Aramıza Katmak
İzmir’den İşçi Dayanışması okuru bir işçi
Sınıf kardeşimiz, mücadele arkadaşımız, canımız gibi sevdiğimiz sevgili Rüzgâr da gözü doymaz kapitalist düzenin aşırı kâr hırsı nedeniyle iş cinayetinde katledilen binlerce işçiden biri oldu. Rüzgâr mücadele örgütümüz UİD-DER çatısı altında yetişen, sınıf bilinçli ve örgütlü bir genç işçiydi. Ama ne yazık ki bugün işçiler sınıf temelinde örgütlü değiller. Bu durumun da gösterdiği gibi, canımızı korumamızın yolu bir bütün olarak sınıf temelinde örgütlü olmamızdır.
Sevgili mücadele arkadaşımız Rüzgâr’ın ardından UİD-DER web sitemizde bir yazı çıkmıştı. UİD-DER’li genç mücadele arkadaşları da duygularını yazarak bizlerle paylaşmışlardı. Yazıyla birlikte yayınlanan fotoğrafta Rüzgâr UİD-DER kortejinin en önündeki pankartı her örgütlü işçi gibi sımsıkı tutarak gururla taşıyor. Bu iki yazıda Rüzgâr anlatılmıştı. Okumamış olanlar o yazıları okuyarak Rüzgâr’ı ve örgütlü mücadele içindeki serüvenini öğrenebilirler. Rüzgâr’ı yakından tanıyan arkadaşlarımızdan biri bana “abiciğim yüreği çok güzel bir işçi kardeşimizdi” demişti. Rüzgâr’ı iş cinayetinde yitirmemiz mücadele örgütümüz UİD-DER’li tüm işçilerde sömürü düzenine karşı kinimizi, öfkemizi ve nefretimizi bin kat arttırmıştır.
Ben sizlere örgütlü olmanın ne denli elzem ve ne kadar önemli olduğunu anlatmak istiyorum. “Ateş düştüğü yeri yakar” misali bir süre sonra sadece iş cinayetlerinde hayattan koparılan işçilerin aileleri bu acıyı taşırlar. Oysa bizler örgütlü işçiler olarak iş cinayetlerinde canı elinden alınan tüm işçi kardeşlerimizi kendi anamızdan doğmuş kardeşimiz gibi görüyoruz. İş cinayetlerinin son bulması için alanlarda, meydanlarda imza kampanyaları yapmıştık uzun zaman. İşçilerden ve emekçilerden toplanan bu imzalar meclise taşınmıştı. İş cinayetlerini bugün de işçilerin gündeminden hiç düşürmeyerek bu korkunç tablonun ortadan kalkmasının tek yolunun işçi sınıfının örgütlenmesinden geçtiğini anlatıyoruz. İş cinayetlerinin “kader, fıtrat” olmadığına, işçilerin ancak ve ancak örgütlü olduğunda bu cinayetleri engelleyebileceğine inanıyoruz.
Bizler mücadele örgütümüz UİD-DER çatısı altında bir araya gelmiş işçiler olarak, birlikte mücadele ettiğimiz sevgili Rüzgâr’ımızı mücadelemizde yanı başımızda yaşatacağız. İşçi sınıfının şairi Nâzım Ustanın “dövüşenler ölenlerin tutmaz yasını” dizesini hepimiz biliriz. Evet, kavganın bayrağını bizlerden evvel taşıyanlar o bayrakları bizlere emanet etmişlerdir. Bizim boynumuzun borcudur aramızdan eksilen Rüzgârların yerlerini alacak yeni Rüzgârlara, Aslılara, Çınarlara, Onurlara ulaşarak onları da işçi sınıfının mücadele saflarına katmak. Sömürü düzenini tarihin çöplüğüne atma hedefimizi, sloganlarımızı 1 Mayıs’ta alanlarda hep birlikte haykıracağız. Rüzgârlara sözümüz var…
Son Eklenenler
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...
- As Plastik işçileri grevlerinin 58. gününde İstanbul Marmarapark AVM’de As Plastik ile iş ilişkileri olan Mavi Jeans önünde basın açıklaması yaptı. Toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması halinde 26 Kasımda greve çıkacak olan DİSK/Genel-İş...
- 100 küsur günü geride bırakan Polonez direnişine, kadın işçilerin kararlılığı damgasını basıyor. Sendikaları Tekgıda-İş’te örgütlenen işçiler sendika düşmanı patronları tarafından işlerinden atıldılar. Direnişe geçtiler, işlerine örgütlü bir biçimde...
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız...
- Narin, Leyla, Sıla ve niceleri. Haberlerde duyuyoruz onların adlarını. Bir süre gündemde kalıyorlar, sonra unutuluveriyorlar. Oysa hafızayı diri tutmak gerekir mücadeleyi sürdürebilmek için. Bizler de bu mektubu, yaşananları unutmamak, unutturmamak...
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...