Peru’da Darbeye Karşı Genel Grev
Perulu işçiler, emekçiler, öğrenciler günlerdir ülkenin dört bir yanında darbecileri protesto ediyorlar. 7 Aralıkta gerçekleştirilen bir Kongre darbesiyle solcu Cumhurbaşkanı Castillo görevden alınarak cezaevine gönderilmiş ve ardından, tekelci sermayenin ve yerleşik düzenin çıkarlarını güdecek yeni bir hükümet kurulmuştu. Emekçilerin bu darbeyi sineye çekeceğini düşünen darbeci hükümet, ülke genelinde başlayan gösterileri ve 15 Aralıktaki geneli grevi bastırmak için bir ay boyunca OHAL ilan etti. OHAL ilanının ardından ordu hızla hazırlıklara girişti, birçok kent merkezine ve bölgeye, havaalanlarına asker gönderildi. Ancak CGTP (Peru Genel İşçi Konfederasyonu), SUTEP (Peru Eğitim İşçileri Sendikası), Peru Tarım ve Köy Cephesi (FARP), Halkların Ulusal Meclisi (ANP) gibi sendika ve örgütlerden gelen grev çağrısı emekçilerden karşılık buldu. Demokrasi, adalet ve özgürlük isteyen emekçiler tüm tehditlere ve OHAL’e rağmen üretimi durdurup bir kez daha meydanlara indi. Castillo’nun serbest bırakılmasını, Dina Bolurarte’nin istifa etmesini, genel seçimlerin yapılmasını ve yeni bir anayasa yapmak üzere kurucu bir meclis oluşturulmasını talep etti.
Peru'da 7 Aralıktaki Kongre darbesiyle solcu Cumhurbaşkanı Castillo'nun tutuklanması ve yeni hükümet kurulması Perulu emekçiler tarafından büyük eylemlerle protesto ediliyor. Yeni hükümetin kitle üzerine asker göndermesi ve OHAL ilanı 15 Aralıktaki genel grevi engelleyemedi. pic.twitter.com/UDPltQQVGa
— UİD-DER (@uid_der) December 16, 2022
Emekçiler, Ayacucho kentinde havaalanını ele geçirdiler. Burada kitleye saldıran askerler, dört emekçiyi katlettiler. Böylece 7 Aralıktan bu tarafa katledilen emekçilerin sayısı 14’e yükseldi. Darbeciler ordu ve polise tam yetki verildiğini açıklarken ordu ve polis birlikleri de darbeye destek mesajı yayınladılar. Bu birliklerin amirleri tarafından verilen “öl ya da öldür” talimatıyla uygulanan şiddetin boyutu da arttı. Ancak kitleler, “terörist değil savaşçılarız”, “düşecek, bu kongre düşecek” “halk yalnızca mücadeleyle sesini duyurur”, “acil acil, Kongreyi kapatın” sloganlarını atıyor ve neredeyse tüm yürüyüşlerde “El pueblo unido, jamás será vencido/Örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez” marşını söylüyorlar. Bu marş yine bir Latin Amerika ülkesi olan Şili’de, Şilili bir ozan tarafından bestelenmiş ve ülkede solcu başkan Salvador Allende’nin ve Halk Cephesinin sembolü haline gelmişti. Allende’nin yine bir darbeyle devrilmesinin ve öldürülmesinin ardından tüm dünyaya yayılmış, zulme karşı mücadelenin uluslararası sembollerinden olmuştu. Perulu emekçiler, bugün dillerinde bu marşla ve güçlü sloganlarla ölümlerden dolayı yüreklerinde acı hissetiklerini ama mücadeleye devam edeceklerini dile getiriyorlar.
Sendika Hakkının Gaspına Hapis Cezası
Son Eklenenler
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...
- UİD-DER’e gelmeden önce de bu dünyada olup bitenlere karşı öfkeliydim. Bir şeyler yapmak istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Yani öfkemi doğru yerekanalize edebilmiş değildim. UİD-DER sayesinde kapitalist bir sistemde yaşadığımızı ve tüm...
- 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye işçilerine yönelik işten atma ve ücret gaspı saldırıları devam ediyor. İşten atılan işçiler işe iade talebiyle direnişe başlarken ücretleri gasp edilen, düşük ücret dayatılan işçiler de çeşitli eylemlerle hak...
- Sokak köpeklerinin katledilmesinin önünü açan yasa geçtiğimiz günlerde AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçti. Yasa hazırlanırken ve oylanırken yaşananlara baktığımızda nasıl bir düzende yaşadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yasa gündeme...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen deprem bölgelerinde barınma sorunu bile çözülmüş değil. Depremden sonra TOKİ, 18 ilde 674 bin 238 konut yapılmasını hedeflediğini açıklamıştı. Şimdiye kadar teslim edilen konut sayısı...
- İkinci Dünya Savaşının son aylarında ABD’nin Hiroşima’ya atom bombası atması ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olması insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak acıyla hatırlanmaya devam ediyor. Bu büyük katliamın 79. yıldönümü olan...
- 28 Temmuz 1914’te dünyanın o güne kadar gördüğü en kanlı savaş başladı. Tam dört yıl süren ve 20 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının yaralanmasına ve sakatlanmasına, kentlerin yakılıp yıkılmasına yol açan bu savaş tarihe Birinci Dünya Savaşı...
- İspanya’da bir duvarda şöyle yazıyor: “El que nos roba es de aqui y rico no inmigrante y pobre.” Yani “Bizi soyanlar göçmen ve yoksul değil, buralı ve zengin.” Bu kısacık bir duvar yazısı içinde bulunduğumuz durumu çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor...