Türk Metal Bir Kez Daha Gerçek Yüzünü Gösterdi: Kardemir’de İşçileri Yarı Yolda Bıraktı
Karabük’ten bir öğrenci
İşten atmalara sessiz kalmayan işçiler eylem kararı aldılar. Çeşitli eylemliklerle, basın açıklamalarıyla, mitinglerle seslerini duyurmaya çalıştılar. Bayram öncesi Kardemir yetkilileri işten atmalara son verileceğini duyurunca işçiler eylemsizlik kararı aldılar. Ancak yeniden işçi çıkarmaya başlayan Kardemir yetkilileri işçilerin eylemsizlik kararını da bozdurdu. Bunun üzerine 45 işçi 28 Kasımda işten atmalar durdurulana ve atılan işçiler işlerine geri dönene kadar açlık grevine girdi. 25 işçi de Karabük’ten Ankara’ya yürüyüp anayasal haklarını kullandıkları için işten atıldıklarını duyurmak ve bu kıyıma bir son vermesini talep etmek için başbakanla görüşmeye gittiler.
Ankara’ya yürüyen işçiler, başbakan yardımcısıyla görüşüp işten atmaların durdurulacağı yönünde söz alarak 4 gün boyunca açlık grevinde olan arkadaşlarının yanına döndüler. Açlık grevindeyken büyük umutlarla, kendilerini bir an bile yalnız bırakmayan aileleriyle bekleyen işçiler, Türk Metal sendikasının sonuna kadar arkalarında olacağını, işe geri alınana kadar eylemliliğin devam edeceğini düşünüyorlardı. Ama “ölmek var dönmek yok” diyen sendika bürokratları, Ankara görüşmesinden sonra grevdeki işçilere danışma gereği bile duymadan eylemi bitirme kararı almışlardı. Eski Çelik-İş Karabük Şube Başkanı olan şimdiki Türk Metal Şube Başkan Yardımcısının “Artık eylemlilikleri durduruyoruz, burada grevi bitiriyoruz!” demesiyle direnişçi işçiler yıkıldılar. Bürokratlar, 4 gün boyunca çadır isteyen işçilere grev çadırı bile getirmediler. Gece buz gibi havaya rağmen dışarıda açlığa yatan işçilerin ve ailelerinin dirençlerinin kırılmayacağını anlayan Türk Metal bürokratları yine uğursuz rollerini oynadılar. Köprüyü geçince “İşimiz buraya kadar, işten atmalar durduruldu, yetki mücadelesine devam edebiliriz, sizin de işe iade davalarınız ne zaman sonuçlanırsa o zaman bakarız. Biz zaten yetkiyi aldık mı davaya bile gerek kalmayacak!” diyerek işçileri yine yüzüstü bıraktılar.
Onlar sıcak yataklarında karnı tok yatarlarken, 4 gün boyunca aç kalan işçileri, bu işçilerin ailelerini, hatta sadece 4 gün değil her gün aç kalan bizleri, zincirlerimizden başka kaybedecek hiçbir şeyimizin kalmadığını anlayamazlar. Bu yüzden atılan işçiler her gün “bu mücadele sendikal mücadeleden çıkmıştır, emek mücadelesine dönmüştür” diyordu. İşçi sınıfının yeterince örgütlü olmaması, bir grev komitesinin dahi organize edilememesi, sendika bürokratlarının bizi koyun gibi yönlendirmeleriyle sonuçlanıyor. Buna dur demek için mücadeleye!
Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
Son Eklenenler
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...