Buradasınız
Tuzla’da 1 Mayıs Çalışmalarımız Devam Ediyor!
Aydınlı’dan bir işçi
Şifa Mahallesi’nde standımızı kurup işçi ve emekçi kardeşlerimizi 1 Mayıs’a davet ettik. “Ücretler Yükseltilsin! İş Saatleri Kısaltılsın!” talebimizi bütün işçilerle paylaştık ve talebimize kulak veren herkesi UİD-DER ile 1 Mayıs’a çağırdık. Sohbet ettiğimiz işçiler, öğrenciler, ev hanımları, işsiz işçiler, kısacası herkes talebimizin haklı olduğunu ifade etti, bize destek verdi. Herkes, iş saatlerinin uzun, ücretlerin ise düşük olmasından şikâyetçi oldu. Sohbet ettiğimiz işçi kardeşlerimiz düşüncelerini şöyle ifade ettiler:
Tersane İşçisi: Devamlı mesailerdeyim. Geçinmek çok zor! Her gün en az 12 saat çalışıyorum. Pazarları da çalışıyorum. Bir gün işe gitmezsem ücretim kesiliyor, hesap karışıyor. “Ay sonunu nasıl getireceğiz?” diye kara kara düşünüyorum. İş kazası çok oluyor. Daha geçen gün Ada Tersanesi’nde iki arkadaşımızı iş kazasında kaybettik.
Stajyer Lise Öğrencisi: Devlet işçilere hiç acımıyor. Madenlerden ve tersanelerden her gün ölüm haberleri geliyor. Benim babam da tersane işçisi. Stajyer öğrenciyim. Sabah 8 akşam 6 çalışıyorum. Ücretlerimiz arttırılsın. Uzun saatler çalışıyoruz ama karşılığını alamıyoruz. Haksızlık var. Her gün her şeye zam geliyor. Asgari ücretle geçinmek çok zor. Geçen yıl arkadaşlarımla 1 Mayıs’a katılmak istemiştik ama gidememiştik. Bu yıl mutlaka gideceğim.
Muhasebe İşçisi: Migros’ta haftanın 6 günü, günde 10 saat çalışıyorum. Çalıştığım fazla saatlerin parasını vermiyorlar.
Tekstil İşçisi Bir Çocuk: Her gün 14 saat çalışıyorum. Değil fazla mesai ücreti, asgari ücret bile vermiyorlar!
Lojistik İşçisi: 12-14 saat çalışıyorum. Fazla mesai ücretlerimiz verilmiyor. Her şeyimizi elimizden alıyorlar. Kıdem tazminatımız da elimizden gidiyor. Giderek köleleşiyoruz.
Elektrik teknisyeni: İşten geliyorum. Minibüsteyken aradılar, arıza çıktığını ve dönmem gerektiğini söylediler. Şimdi işe geri dönüyorum. İş yerinde bu işi yapabilecek başka kimse olmadığı için gitmek zorundayım. Standınızı görünce merak ettim, minibüsten şimdi indim bakıyordum, siz yanıma gelip anlattınız. İyi oldu.
Gece gündüz demeden çalışıyoruz. Fazla mesailerimiz ödenmiyor. Sosyal yaşantı diye bir şey kalmadı. Her gün zam haberlerine uyanıyoruz, açlık sınırının altında bir ücretle yaşamaya çalışıyoruz. Tüm bu zorbalıklara ve haksızlıklara karşı gelebilecek tek bir güç var: İşçilerin örgütlü gücü. Bunun için birleşelim, örgütlenelim ve kitlesel bir biçimde 1 Mayıs’ta taleplerimizi haykıralım.
İlk Defa 1 Mayıs’a Katılacağım
Son Eklenenler
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...
- İstanbul’da Maltepe Belediyesi ile İzmir’de Buca Belediyesi işçileri, Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İktisadi İşletmelerde çalışan işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktılar. Çeşitli illerden gelerek...
- “Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.” Erdoğan’ın 2015’te söylediği bu sözlerin amacı işçi...
- İspanya’da 29 Ekimde yaşanan sel felaketi Valencia bölgesinde 250 insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Onlarca insan hâlâ kayıp. Şehir, evler harap olmuş durumda. Felaket boyunca kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan, sevdiklerini,...
- Kanada’nın batı eyaleti Britanya Kolumbiyası limanlarında işçiler, 4 Kasım itibariyle 72 saatlik grev kararı aldılar. Geçtiğimiz yıldan bu yana Kanada’nın çeşitli limanlarında gerçekleştirilen kısmi grevlerin ardından gelen yeni grev kararı, devam...
- Son zamanlarda siyasi iktidar vergi düzenlemeleri konusunda sınır tanımayan bir performans sergiliyor. O kadar ki hiç harcamadığımız ya da hiç almadığımız şeylerden bile vergi almak için kolları sıvadı. 100 bin liranın üzerinde kredi kartı limitine...
- “N’olmuş yani, yarın süte daha fazla su karıştırır satarsın, yapmadığın iş sanki!” Kemal Sunal’ın oynadığı “Yüz Numaralı Adam” filminde geçen bu cümle trajikomik bir durumu ifade ediyor. İzlerken gülüyoruz ama yaşadığımız tam da bu. Soralım...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...
- Japonya’da çeşitli sendikalar, 2-3 Kasımda yaptıkları eylemlerle derinleşen kapitalist sömürüye ve emperyalist savaşa karşı mücadele çağrısında bulundular. İnşaat ve Taşımacılık İşçileri Dayanışma Sendikası Kansai Bölgesi Şubesi (Kan-Nama), Metal ve...