Buradasınız
UİD-DER’in Topladığı İmzalar Meclis’te
16 Mayısta BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, UİD-DER Başkanı Bayram Yılmaz ve derneğimizin temsilcileriyle Meclis’te bir basın toplantısı düzenledi. “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!” sloganıyla yürüttüğümüz kampanyada toplanan 62 bini aşkın imza, Meclis Dilekçe Komisyonu’na teslim edildi.
İmza dosyalarını TBMM’ye götüren UİD-DER temsilcilerini, Sırrı Süreyya Önder karşıladı. UİD-DER’li işçilerle birlikte kürsüye gelen ve basın toplantısını açan Önder, “Biz BDP ve HDK vekilleri olarak mecliste sahip olduğumuz platformları emekten, özgürlükten ve hak talebinden yana kullanmaya özen gösteriyoruz” dedi. Önder, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bugün basın emekçileri olarak sizleri de yakından ilgilendiren kıdem tazminatı meselesinde, tamamen işçi-emekçilerin kendi inisiyatifiyle topladıkları, tümü gerçek 62 bini aşkın imzayı, kıdem tazminatı konusundaki işçilerin kendi taleplerini ve itirazlarını içeren dosyayı Dilekçe Komisyonu’na sunmak için toplandık.”
Kıdem tazminatının fona devredilmesini kim istiyor?
UİD-DER temsilcileri için, “düşüncelerini kendilerinin dile getirmesinin daha doğru olacağını düşünüyoruz” diyen Önder, öncelikle birkaç hususa değinmek istediğini söyledi. Önder, işçilerin neden kıdem tazminatının fona devredilmesine karşı olduklarını anlamak için, İşsizlik Fonunun başına gelenlere bakmak gerektiğini dile getirdi. “Kıdem tazminatının fona devredilmesini kimin istediği, kimin burada mağdur olacağının da cevabını içeriyor aslında” diyen Önder, “Bugün Türkiye’de büyük sermaye, yani patronlar fon kurulmasını istiyor. Dün işsizlik fonunu da onlar istiyorlardı, yönetiminde de onlar var. Bir tane işçi ya da işsizin bu fonun nasıl kullanılacağı konusunda söz hakkı yok” vurgusunu yaptı.
Önder: “İmzaların toplanış biçimine tanık oldum”
UİD-DER’in imzaları nasıl topladığına şahit olduğunu ifade eden Önder, UİD-DER’li işçilerin bu konudaki çalışmasını anlattı: “Ak Parti’li, CHP’li, MHP’li ya da herhangi bir dünya görüşüne sahip olmayan emekçiler, öyle koca sendikalar, merkezi kampanyalar tarafından falan değil; birlikte, yan yana çalıştıkları işçi arkadaşları tarafından örgütlenen bu çabaya katkı sundular. Hem sahip çıktılar hem de orada olmayan emekçilere de imzalatmanın seferberliği içine girdiler. Birçok emekçinin bu stantlarda imza vermelerinin gayet sıkıntılı olduğu bu günlerde, herhangi bir suçlamayla gözaltına alınma ya da fişlenme kaygısının olduğu bu günlerde, işçilerin buna gösterdikleri yoğun ilgi; bu çabanın katkısız olarak meclise taşınması konusunda bizi seferber etti. Bu konudaki onlarca soru önergesi, araştırma önergesi, komisyonlarda muhalefet şerhlerimiz ve kanun tekliflerimiz var. Bunu da onların bir parçası ve zenginleştirici unsuru olarak çalışmalarımıza katıyoruz.”
Bu sözlerin ardından Önder, “Şimdi sizi Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği Başkanı ile tanıştıracağım. Bize kendisini tanıtsın” diyerek şöyle sordu: “Nedir Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği?”
Yılmaz: Derneğimiz işçilerin ulusal ve uluslararası birliğini savunuyor
Kürsüye gelen UİD-DER Başkanı Bayram Yılmaz, “Ben, grev yaşamış, direniş yaşamış bir metal işçisiyim. Derneğimizde çeşitli sektörlerde çalışan, grev ve direniş yaşamış, çeşitli sendikaların tabanından gelen işçi arkadaşlar var. Derneğimizde hem ulusal, hem de uluslararası anlamda, işçilerin haklarını genişletmeye dönük çeşitli çalışmalar ve kampanyalar yürütmekteyiz. Kıdem tazminatının gasp edilmemesi için de imza kampanyası başlattık. 3 ay boyunca kampanyamız çerçevesinde çalışmalarımızı sürdürdük. Bizler bir yandan imza toplarken, bir yandan da kıdem tazminatının fona devredilmesi ile ilgili süreci bilmeyen arkadaşlarla paylaşmış olduk.” Yılmaz, daha sonra UİD-DER temsilcilerinden Dilek Fahlioğulları’nı kampanya sürecini anlatmak üzere, kürsüye çağırdı.
Bu arada, basının daha geniş bilgi edinebilmesi için Sırrı Süreyya Önder, temsilcimize, “Niye karşısınız kıdem tazminatının fona devredilmesine, yerine ne öneriyorsunuz? Emekçiler ne düşünüyor?” sorularını yöneltti. Dilek Fahlioğulları, hükümetlerin, işçi sınıfına dönük saldırıların üzerini nasıl kapattığına dikkat çekti: “İktidar partileri kötü bir yasa çıkartacakları zaman ‘biz kötü bir yasa çıkartmak, sizi daha da ezmek istiyoruz’ demezler. Her zaman ‘biz sizi düşünüyoruz’ derler. Kıdem tazminatının fona devredilmesi de aslında bu şekilde gündeme geldi.”
AKP’nin kıdem yalanı!
“AKP işçilere dedi ki ‘biz sizi düşünüyoruz, siz zaten kıdem tazminatı alamıyorsunuz. Bu yüzden biz kıdem tazminatını bir fona devredip bunu almanızı sağlayacağız.’ Bu koca bir yalandır!” diye konuşan Fahlioğulları, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğer AKP hükümeti gerçekten işçilerin kıdem tazminatı almasını istiyorsa, kıdem tazminatını kaldırmak yerine işverenleri denetler, bununla ilgili kurullar oluşturur ve işçilerin tazminatlarını ödemeyen işverenleri cezalandırır. Ama AKP bunların hiçbirini yapmıyor. Bunun yerine kıdem tazminatını kaldırıp, 10 yıl gibi bir sürenin sonunda, ne olacağı belirsiz bir fona devretmek gibi bir tasarı hazırlıyor.”
AKP’nin samimi olmadığını söyleyen Fahlioğulları, asıl niyetin kıdem tazminatını uzun vadede ortadan kaldırmak olduğunu dile getirdi. Bir saldırı paketinin gündemde olduğunu, paketin içinde kıdem tazminatının gasp edilmek istenmesinden başka hak gasplarının da olduğunu dile getiren Fahlioğulları, paketin yasallaşmasıyla bölgesel asgari ücrete geçileceğini, deneme süresinin 4 aya çıkartılacağını, kölelik bürolarının kurulacağını, esnek çalışma biçimlerinin daha da yaygınlaşacağını anlattı. Fahlioğulları, “Bu yasayı asıl olarak isteyen, talep eden işveren örgütleri olmuştur. AKP de bu yasayı hazırlayarak işveren örgütlerinin temsilciliğini yapmış oluyor” dedi ve sözü diğer UİD-DER temsilcisine bıraktı.
İşçiler, “protestomuzu meclise taşıyın” dediler
Sözü alan Eylam Pınar, imzaların türlü zorluklara ve sıkıntılara rağmen toplandığını ve bu nedenle çok kıymetli olduğunu ifade etti. Pınar şöyle konuştu: “Günde 12 saat çalıştığımız halde, hafta sonları da çalıştığımız halde biz bu kampanyamızı yürüttük, imza topladık. Aralık ayıydı kampanyamıza başlarken, bitirdiğimizde de Mart ayıydı. Kışın en soğuk aylarında, biz bu kampanyayı Ankara’da, Gebze’de, Mersin’de, Adana’da, Çorlu’da, Edirne’de, Eskişehir’de, aklınıza gelebilecek her yerde yürüttük. 62 bini aşkın insandan imza topladık. Bu insanlar bize imza verirken, birçoğu, emin olun şunu söylediler: ‘AKP’ye oy verdik ama onun işçilere dönük politikalarından memnun değiliz. Onlar sadece patronlar için var. Biz işçiler için en ufak bir şey yapmıyorlar. Bu nedenle biz memnun değiliz ve lütfen protestomuzu meclise taşıyın’ dediler.”
“Kazanılmış haklarımıza el koymak o kadar kolay olmayacak!”
Pınar, “toplanan imzaların içinde 20 sene çalıştığı halde 1 kuruş kıdem tazminatı almamış işçiler, mütedeyyin işçiler, başörtülü kadın işçi arkadaşlarımız, fabrikalarda 12, 16 saat ter döken işçi arkadaşlarımız, bütün sendikalardan işçi kardeşlerimiz var. Bu imzalar, çok kıymetli imzalar” diye konuştu. İşçilerden ekipler oluşturduklarını ifade eden Pınar, kampanyayı nerelerde ve hangi koşullarda yürüttüklerini anlattı: “UİD-DER’in bütün gençlerini seferber ederek, stantlar kurarak, fabrika önlerine giderek topladık bu imzaları. Ve tek tek insanlara anlattık. Kar kış demedik, yağmur çamur demedik, bu imzaları topladık.” İşçilerin protestosunu Meclis’e taşımalarında yanlarında olan BDP’li vekillere teşekkür eden Pınar, sözlerini şöyle tamamladı: “Hem imzalarımızın, hem kıdem tazminatlarımızın, hem de işçiler olarak haklarımızın takipçisi olacağız. AKP Hükümetine buradan şunu söylüyoruz: O kadar kolay olmayacak. Bizim kıdem tazminatımıza, kazanılmış haklarımıza el koymak o kadar kolay olmayacak.”
UİD-DER temsilcilerinin konuşmalarının ardından tekrar kürsüye gelen Sırrı Süreyya Önder, AKP’nin, seçimlerden önce, deneme süresinin 4 aya çıkartılmasını torba yasanın içine sıkıştırdığını ve tepki gelince geri adım attığını anlattı. Önder, “Şimdi yeniden getirmenin peşindeler. Bu riyakârlıktır. Her türlü hürriyet yasak, bir tek kâr hürriyetindeki engelleri, hükümet gayet pervasız çiğneyip geçiyor” biçiminde konuştu. Önder, deneme süresinin 4 aya çıkartılmasıyla, tarımda yaklaşık 4 ay çalışan mevsimlik işçilerin, güvencesiz ve sigortasız çalıştırılacağının üzerinde durdu. İnşat sektöründe çalışan işçilerin güvencesiz olduğunu, bu yasanın inşaat işçilerini de etkileyeceğini ifade eden Önder, Giresun’da HES inşaatında çalışırken iş kazasında hayatını kaybeden işçileri örnek vererek andı.
Salondaki basın emekçilerine de seslenen Önder, “Belki hiçbir basın toplantımızda olmadığı kadar, birer emekçi olan sizlerin de bu konuya özen göstermenizi diliyoruz. uidder.org, Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği’nin internet sitesi. Orada görseller var. Bu imzaların toplanma aşamasında, her kesimden emekçinin bu meseleye verdiği tepkiler var. Zamanınızı ayırıp onlara bakarsanız, eminim çok önemli şeyler göreceksiniz. Şimdi Ertuğrul Kürkçü vekilimizle beraber bu imzaları Dilekçe Komisyonu Başkanı’na takdim etmeye gidiyoruz. Saygılar, teşekkürler” diyerek basın toplantısını bitirdi.
Basın toplantısından sonra Sırrı Süreyya Önder, BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ve UİD-DER temsilcileri, imza dosyalarını Meclis Dilekçe Komisyonu’na teslim ettiler.
Yarın
UİD-DER’de 1 Mayıs Sonrası
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...