Vatandaş Abuzer
Sefaköy’den bir öğrenci
Geçen günlerde okuduğum “Vatandaş Abuzer” adlı kitabı anlatmak istiyorum sizlere. Kitap 12 Eylül döneminde geçiyor ve Abuzer adında bir adamı anlatıyor. Abuzer çalışmak için İstanbul'a geldiğinde birkaç polis tarafından etrafı çevrilir. İstanbul'da bir evinin olmadığını, arkadaşlarında kalacağını öğrenince Abuzer'i trenle kendisi gibi birçok insanın yanında İstanbul dışına gönderirler. Fakat Abuzer çalışmak zorundadır, parası yoktur. Bu yüzden tekrar İstanbul'a döner. Kendine kalacak yer ayarladıktan sonra artık bir sorun kalmadığını düşünür.
Bir gün elinde gazetesiyle yürürken etrafını saran adamlar tarafından emniyet müdürlüğüne getirilir. Polisler Abuzer'i bir örgütün önemli bir adamı olarak görmekte ve ondan bilgi almaya çalışmaktadırlar. Ancak onun kesinlikle herhangi bir örgütle ilgisi yoktur. Abuzer elinde günlük gazete olduğu için buraya getirildiğini ve elinde 2 tane gazete olsa acaba ne yapılacağını düşünürken, bir yandan çeşitli işkencelere maruz kalmakta, vücuduna elektrik verilmektedir. Burada geçirdiği 3 aydan sonra cezaevine gönderilir. Herhangi bir örgütle ilgisi olmasa da, doğru düşünceleri ve sivri dili nedeniyle burada da her gün dayak yer, hücreye kapatılır. Hapishanede çeşitli insanlarla karşılaşır, yakın dostlar edinir. Koğuştaki en genç tutuklu olan 17 yaşındaki Bayram'ın işkence görmesi ve öldürülmesinden sonra, “o daha bir çocuktu” sözleri dökülür ağzından. Hapishanede kaldığı yıllar boyunca her ne kadar oradaki herkesten daha bilinçsiz olsa da, kabarık bir dosyası vardır. Abuzer'in müebbet hapisten idama kadar siyasi mahkûmlara verilen her cezayla cezalandırılması istenmiştir. Abuzer ve kendisi gibi ağır cezaları olan 4 arkadaşı son çıkış olarak hapishaneden kaçmayı düşünürler ve başarırlar da. İçerde yaşadıkları her şeye, tüm işkencelere rağmen tekrar dışarıdadır Abuzer ve arkadaşları.
“Vatandaş Abuzer” aslında bizlere sadece insanca yaşamak için hakkımız olan şeyleri dile getirdiğimizde bile nelerle karşılaşabileceğimizi anlatıyor. Ama her şeye rağmen susmamak, hakkını savunmak gerektiği de anlatılıyor. Ben bir öğrenciyim ve ileride ben de işçi olacağım, patron olmak gibi bir şansım yok. Benim annem de bir işçi. Neden annemin, benim ve başka işçilerin güzel yaşamalarını istemeyeyim ki? Bu çok doğal bir şey ve olması gereken bir şey. Ama bu sistemde biz işçilere ve işçi çocuklarına, her şeye boyun eğmek ve koca göbekli patronlara kâr sağlamak, onların ceplerini doldurmak için susmak reva görülüyor. Birileri bolluk içinde yaşarken, işçilere kuru ekmeğe talim etmeleri ve bunun için şükretmeleri söyleniyor. Patronların çocukları en iyi eğitimi alırken, biz işçi çocukları 40-50 kişilik sınıflarda eğitim görmek ve bu çocuklarla aynı sınavlara girmek zorunda bırakılıyor. Geleceğimiz elimizden alınıyor. Peki daha ne kadar böyle devam edecek? Artık bir şeylerin değişmesi, güzel ve güneşli günlerin yaşanması gerekmez mi? İşte bu güzel günler bizlerin ellerinde, güzel günler için birleşmeli ve mücadele etmeliyiz. Birlikte olmadığımız sürece kendimizi insanlara işkence yapan, 17 yaşında gencecik insanlara kıyan zalimlerin elinde bulacağız. Aynı Abuzer gibi...
Faşizmi Ancak İşçiler Ezer!
Son Eklenenler
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...