Yeni Sigortalara, Yeni Fonlara Gerek Yok!
Sarıgazi’den bir kadın işçi

Geçen gün işyerindeyken rahatsızlandım ve apar topar izin alarak doktora gitmek üzere çıktım. Devlet hastanesine gitsem hastalığım yeterince “acil” görülmediği için saatlerce bekletilecek ve ben de ağrı çekmeye devam edecektim. Özel hastaneye gideyim dedim. Çalıştığım işyeri özel sağlık sigortası yaptırdığı için çok maliyetli de olmayacaktır diye düşündüm. Özel hastaneye gittiğimde SGK’lılar için muayene ücretinin 50 lira olduğunu söylediler. Ben de özel sağlık sigortasıyla işlemlerimi başlattım. Muayene sonunda 12,5 lira ödeyerek hastaneden çıktım. Zaten devlet hastanesine gitsem de reçete, muayene parası derken bundan fazla ödeyecektim dedim kendi kendime. Doktorun yazdığı ilaçları almak için eczaneye gittim. İlaçlar 50 lira tuttu. Bu sefer de eczacı “sigortanız yok mu? Neden para vererek alıyorsunuz bu ilaçları?” diye sordu. Ben de “SGK ile muayene olsaydım hastanede 50 lira, burada 12,5 lira verecektim. Özel sigortayla muayene oldum tam tersi oldu. Yani sonuç değişmedi, sigortalı olduğum, her ay maaşımdan o kadar kesinti olduğu halde bu kadar para ödemek zorunda kalıyorum” dedim. Eczacı da “artık herkes çok şikâyetçi, devlet hastanesinde doktor bırakmadılar. Hastalar ya muayene olamadıkları ya da 6 ay-1 yıl sonrasına sıra verildiği için özel hastaneye geldiklerini, burada da harcamaların eskisine oranla çok arttığını söylüyorlar. Hâlbuki bu uygulama ilk başladığı zamanlar özel hastanelere özendirmek için özel hastanede muayene olmanın öyle az farkı vardı ki herkesi özel hastaneye alıştırdılar. Şimdi de birçok insan bu sorunu yaşıyor” dedi.
Tüm çalışanlardan her ay daha maaşları ellerine geçmeden SGK payı kesiliyor. Bu, işçilerin hastalandıklarında “ücretsiz tedavi” olabilmeleri, güya “sağlık güvencesi” için yapılıyor. Fakat her geçen gün daha da kötüye giden devlet hastanelerinin durumu ortadadır. Muayene randevusu almak istesek internetten veya telefondan en erken 2 hafta sonrasına randevu alabiliyoruz. Acilden gitsek doktor sayısının yetersizliği nedeniyle öyle sıralarla karşılaşıyoruz ki ya beklememek için geri dönüyor ya da daha da hasta olmayı göze alıp müdahale için saatlerce beklemek zorunda kalıyoruz. Üstüne üstlük bir de devlet hastanelerinde birçok şeye de para ödemek zorunda kalıyoruz. Doktorlar yüzümüze bile bakmıyor. İşte bu şekilde, yetersiz sayıda devlet hastanesi ve doktorla işçileri özel hastanelere teşvik ediyorlar. Özel hastane masraflarının fazla olması nedeniyle de özel sağlık sigortası uygulamalarına teşvik ediyorlar. Her ne şekilde olursa olsun işçilerin aldığı sağlık hizmetinin niteliği de, “ücretsiz” görünen sağlık hizmetleri için ödedikleri paralar da ortada. “Sağlıkta reform” denilen uygulamalardan işçilere daha fazla para tuzağı çıkmış durumda. SGK fonunda biriken paralar da işçilerin daha nitelikli sağlık hizmetine ulaşması için kullanılmıyor, patronlara peşkeş çekiliyor.
“Büyük Türkiye” olmakla, dünyanın 17. büyük ekonomisine sahip olmakla övünenler işçilerin emeklilik koşullarını mı iyileştiremiyorlar? Neden emekli olma yaşı ve prim gün sayısı düşürülmüyor?
Tüm bu örnekler bizlere devletin çıkardığı tüm uygulamaların, oluşmasını sağladıkları tüm fonların hem mevcut güvencemizi yok ettiğini hem de patronların daha fazla kâr elde etmesi için yapıldığını gösteriyor. Nitelikli ve ücretsiz sağlık hizmeti almak biz işçilerin en temel hakkıdır. Elden ayaktan düşmeden emekli olmak ve insanca yaşamımızı sürdürebileceğimiz bir emekli maaşı almak da hakkımızdır. Bunlar için yeni sigortalara, yeni fonlara gerek yok. İşçilerin ücretsiz ve nitelikli bir sağlık güvencesi almalarının önündeki engel paraya dayalı kapitalist sistemin kendisidir. Bu engeli de ancak ve ancak biz işçilerin örgütlü mücadelesiyle aşabiliriz.
Geleceğin Gün Yakın
DİSK: Krizin Yükünü Taşımayacağız!
Son Eklenenler
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...