Buradasınız
“Bu işyerinde grev var!”
Gazi Mahallesinden bir tekstil işçisi
Grev sona ermeden önce, çalıştığım fabrikadan dört kişiyle birlikte, Türk Telekom işçilerini grev ziyaretine gittik. Fabrikada güvendiğim arkadaşlara ertesi gün grev ziyaretine gideceğimi söyledim. Hemen hemen hepsi de yüzüme baktı “ne grevi” diye şaşırarak. “Türk Telekom işçilerinin grevi” dedim. “Duymuştuk, devam ediyor mu hâlâ? diye sorular sordular. Malum medya yer vermediği için birçok işçinin haberi bile yoktu.
“Ne için gideceğiz ki, gidip de ne yapacağız” diyenler oldu. Ben de anlatım; böyle günler işçilerin dayanışmasını gerektirir, moral vermiş oluruz, hem de grevdeki işçilerden öğreneceğimiz çok şey var, dedim.
Sabah oldu, vardiyadan çıktık. Biraz kaygılı, biraz düşünceli, bir şekilde servise bindi arkadaşlar. Ortalama 15-20 yıldır çalışan bu işçiler bugüne kadar ne bir grevde yer almışlar ne de ziyarette bulunmuşlar bunca zaman. Bundandı kaygılı duruşları hissettiğim kadarıyla.
Kahvaltı yaptık ve çay-şeker aldıktan sonra Telekom binasına yöneldik. Kapının önündeki pankart gözüme ilişti: BU İŞYERİNDE GREV VAR! Bu yazıyı okuyunca biraz heyecanlandım. Sonra içeri girdik. Birbirinden şeker insanlar havanın soğuk olmasına rağmen bizleri sımsıcak yürekleri ve sıcacık gülüşleriyle karşıladılar. Arkadaşlar şaşkındı, böyle karşılanacaklarını hiç düşünmemişlerdi.
Grev sürecini anlatırken birbiriyle yarışır gibiydiler. Polis copundan kaçmadıklarını, onlara karşı nasıl birlik olduklarını, mahalle çalışmalarını, gece nöbetlerini, mahallelerde arızaya giden taşeron işçilerini kovaladıklarını anlatırken, arkadaşlarla birlikte heyecanlı, biraz da şaşkın can kulağıyla dinliyorduk. Gece vardiyasından çıkmıştık. Uykulu halimizden eser kalmamıştı. İşçiler, Türkiye genelinde 26 bin işçinin grevde olduğunu ve haklı talepleri kabul edilene kadar bu kavgaya devam edeceklerini söylediler.
Haklı taleplerden en önemlisi ise sendikal örgütlülük fikrini sahiplenmeleriydi: “Bizden önceki işçi arkadaşlarımızın mirası olan sendikamıza el uzatan elleri kırarız. Biz de bizden sonraki işçi arkadaşlarımıza miras bırakmalıyız. Bunun için bugün grevdeyiz. Burjuva medya sadece zam için greve çıktığımız söylese de gerçek olan sadece zam talebi değil. Zaten hiçbir zaman da doğruları anlatmazlar.”
Çaylar geldi, sohbet iyice koyulaştı. Grevdeki bir işçi şöyle dedi: “Örgütlenmek lazım tüm işyerlerinde, çünkü en kötü örgütlülük örgütsüzlükten iyidir.” Evet çok doğru, örgütlü olmak lazım. Patronların, hükümetlerin işçi sınıfına karşı acımasız saldırılarının önüne geçebilmek için örgütlenmek lazım. Çünkü “ÖRGÜTLÜYSEK HER ŞEYİZ, ÖRGÜTSÜZSEK HİÇBİR ŞEY!”
Bir çay daha içtikten sonra ayrılma zamanı geldi. Grevdeki işçiler çok mutlu olmuşlardı. Başka bir fabrikadan işçilerin ziyaretlerine gelmesi çok hoşlarına gitmişti. Ayrılırken bize son sözleri şunlar oldu: “Bugün burada duyduklarınızı fabrikanızdaki arkadaşlarınıza da anlatın ve örgütlenin, hakkınızı arayın.”
Kapıya kadar mutluluk içinde uğurladılar bizi. Arkadaşlar inanılmaz derecede mutlulardı, ben de tabii ki. Daha sonra bir araya gelip konuşulanları değerlendirdik. Bilincimize çıkardığımız şeyler de çok önemliydi. Birincisi, medyanın kimin temsilcisi olduğunu daha iyi anladık ve arkadaşlar bu konuda daha da netleşti. Çıkan sonuç şuydu: Medya yalan söylüyor. İkincisi ise, polisin kimin tarafında olduğu da işçilerin anlattığı birçok örnekle daha iyi anlaşıldı. Grevi kırabilmek için patronların yanında ve onların adına çalıştığı iyice netlik kazandı. Üçüncüsü ise patronlarla hükümetlerin birbirinden bağımsız olmadığı gerçeği idi. Hükümetler patronların temsilcisiydi. Her ikisi de işçi ve emekçi düşmanıydı.
Evet, grev ziyareti gerçekten amacına ulaştı. Amacımız grevdeki işçilere moral vermekti ve onlardan öğrenmemiz gerekenlerin bir kısmını öğrenmekti. Arkadaşların ifadeleri şunlar oldu: çok güzel bir gün geçirdik, çok şey öğrendik, biz de fabrikada güvendiğimiz arkadaşlarımızla bu duyguları paylaşmalıyız. Örgütlenerek mücadele etmeliyiz. Nasıl başlamak gerekir, nerden başlamak gerekir bunun üzerine düşünerek ilk adımımızı atmalıyız.
“Grevler işçi sınıfının okuludur” derken Lenin’in ne kadar doğru bir tespit yaptığını yaşamın içinde gördük. İşçi olduğumuzu, birleşmek gerektiğini böyle günlerde daha iyi anlıyoruz. İşçi sınıfı uluslararası bir sınıftır. Uluslararası ölçekte militan bir mücadeleye girişmeksizin sermaye düzeni ortadan kaldırılamaz. Sermaye düzeni ortadan kaldırılmadıkça da işçiler sömürülmekten kurtulamaz. Haydi, her fabrikada bir OKUL yaratalım!
Aydınlı’da “Boykot” filmini izledik
Özde değil sözde bir gündür 3 Aralık!
- Kaynak Tekniği İşçileri Grevde
- Yolbulan Metal İşçileri Eylemlerine Devam Ediyor
- GE Grid Solutions Grevinde Anlaşma Sağlandı
- Schneider Elektrik’te Anlaşma Sağlandı
- Genel-İş Üyesi İZBB İşçileri İş Bıraktı
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Direnişçi Polonez İşçileri: “Direne Direne Kazandık!”
- Polonez Direnişçisi: “Biz Başardık, Şimdi Hep Birlikte Başaralım!”
- Betek Boya’da İşten Atma Saldırısı
- Green Transfo’da Grev Başladı
- İşçilerin Grev-Direniş Rehberi
- İşçiler “146+Bir Polonez” Belgeselinin Galasında Buluştu
- Arıtaş Kriyojenik İşçileri de Greve Çıktı
- Metal İşçileri Yasak Tanımıyor, Grev Coşkusu Sürüyor
- Polonez Direnişçileri Çatalca Adliyesi Önünde
- Polonez İşçileri Baskılara Rağmen Mücadeleyi Sürdürüyor!
- Metal Sektöründe Bir Kez Daha Grev Yasağı
- Grev Ateşi Büyüyor: Grid Solutions ve Schneider Elektrik de Grevde!
- Grevlerden Direnişlere İşçilerin Mücadelesi Büyüyor
- Hitachi Energy’nin 4 Fabrikasında Grev Başladı
Son Eklenenler
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...
- Sonradan görme bir burjuva olan Turkuaz Tekstilin sahibi Nihat Zeybekçi, asgari ücreti vatan-millet-Sakarya’ya bağlamak için cambazlık yapıyor. Asgari ücret 660 dolara karşılık geliyormuş. 2003’te asgari ücret 100 dolar ediyormuş. Bunlar yanıltıcı...